'Hızlı ve etkili bir
   soruşturma bekliyoruz'

İçişleri Bakanlığı, Diyarbakır olaylarında "orantısız güç kullanma" ve "işkence yapma" iddialarıyla suçlanan polisler hakkında soruşturma başlattı. Soruşturmayı yürütmek üzere görevlendirilen iki mülkiye başmüfettişi, işkence gördüğünü belirten 72 kişi ve olaylar sırasında görev yapan polisleri dinleyecek. Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Tahir Elçi, hızlı ve etkili bir soruşturma beklediklerini ifade etti. Diyarbakır Barosu tarafından hazırlanan ve Mart ayında 4 HPG'linin cenaze töreni sırasında çıkan olaylarda "işkence" ve "orantısız güç kullanma" iddialarını içeren rapor, İçişleri Bakanlığı'nı harekete geçirdi. İçişleri Bakanlığı, iddiaları araştırmak üzere iki mülkiye başmüfettişi görevlendirdi. Müfettişler, raporda adları geçen işkence mağduru 72 kişi ve olaylarda görevli polisleri dinleyecek. Ayrıca olaylarda kötü muamele gören avukat Cafer Koluman'ı da dinleyecek olan mülkiye başmüfettişlerin hazırlayacağı rapor doğrultusunda polisler hakkında işlem yapılıp, yapılmayacağına karar verilecek.

72 ayrı dosya Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Tahir Elçi, olaylar sırasında kendilerine başvuran ve çoğunluğu çocuk 72 kişinin güvenlik güçleri tarafından kötü muamele ve işkence gördüklerine dair, fotoğraf, adli tıp raporu, ifade gibi kanıt ve belgelerden 72 ayrı dosya oluşturup Diyarbakır Valiliğine ilettiklerini hatırlattı. Valiliğin de bu raporu dikkate alarak gerekli işlemleri yaptığını belirten Elçi, müfettişlerden de rapordaki bilgiler doğrultusunda bir soruşturma açılmasını beklediklerini söyledi. Diyarbakır olayları sırasında ölen, kötü muamele ve işkenceye uğrayanların mağduriyetleri ile ilgili bir an önce cezai soruşturmanın açılması gerektiğini belirten Elçi, "Bunun yanı sıra bir de bu olaylardan sorumlu olan güvenlik güçleri hakkında idari soruşturma açılmasını da bekliyoruz" dedi. Şimdiye kadar Diyarbakır olaylarında yaşamını yitiren ve işkence görenlerle ilgili etkili, hızlı bir soruşturmanın yapılmadığını ifade eden Elçi "Biz Diyarbakır Barosu olarak bu olaylarda yaşanan hukuk dışı muamelelerle ilgili etkili, hızlı bir soruşturmanın yapılmasını bekliyoruz" diye konuştu.

---

HEDEF GÖZETEREK ATEŞ AÇILDI Diyarbakır Barosu, 28-31 Mart tarihleri arasında yaşanan olaylarla ilgili yaptığı genel değerlendirme raporunda da şu noktaları dikkat çekmişti:

Olayların başlangıcında kolluk kuvvetlerinin sağduyu ile yaklaştığı, fakat sonrasında 'orantısız şiddet' kullanarak bastırmaya çalıştığı, bundan dolayı olayların kontrolden çıkarak birçok sivil vatandaşın ölmesi ve birçok vatandaş ile kolluk kuvveti mensuplarının yaralanmasıyla sonuçlandı. lGösteriler esnasında olaylara karışan kişilere yönelik hukuk dışı uygulamalar yapıldı, olaylar sırasında ve sonrasında yaşanan hak ihlallerinin, uzun süre çatışma ortamında kalan bölge halkının adalete olan inancını zedeledi.

İlk gün olaylara müdahalede kolluk kuvvetlerin ateşli silah kullanmamaya özen gösterdiğine ancak aynı günün akşam saatlerinde müdahalenin sertleştiği ve ateşli silahlar kullanılmaya başlandı. Olayların ikinci gününden itibaren göstericilere hedef gözetilerek ateş açılmaya başlandı

Ayrıca kolluk görevlilerinin göstericileri dağıtmak için kullandığı gaz fişeklerinin kontrolsüz kullanılması neticesinde iki sivil vatandaş yaşamını yitirmiştir. Yakalanan kişilere yakalama anında ve kişilerin gözaltı birimlerine götürülmeleri esnasında orantısız şiddet uygulamaları başlamıştır.

Olayların ilk gününden itibaren gözaltına alınan kişilerin götürüldükleri gözaltı birimlerinde sistematik işkenceye maruz kaldıkları, bu durum şüphelilerin savcılık ve sorgu aşamalarında vermiş oldukları ifadeler, alınan doktor raporları, müdafi-şüpheli görüşme tutanakları, serbest kalan şüphelilerin resimleri ile tespit edildi. Yapılan işkence uygulamaları şöyle: "Dayak, sövme-hakaret, ölüm tehdidi, taciz, bıçaklama, soğuk su ile ıslatma, sigara söndürme, el ve göz bağlama, soğuk-ıslak zeminde bekletme, zorla İstiklal Marşı okutma, Türk bayrağına sürekli baktırma, tuvalet ihtiyacının giderilmesine izin vermeme, soğuk betonda oturtma, uyumaya izin vermeme, yeme, içme ihtiyacını gidermeme, secde pozisyonunda bekletme, yüzü duvara dönük bekletme."