25 Ağustos 2006 22:00
Yaz, şiirler ve ilklerin coşkusu
DİĞER HABERLER
GÜNÜN YAZILARI
Yaz olağanüstü sıcak geçiyor. Gazeteler, radyolar, televizyonlar alarm veriyorlar. Ben kamyon şoförlerini düşünüyorum. Yaşıtım kamyon şoförlerini... Geçenlerde 63 yaşından sonra kamyon şoförlüğü yapılamayacak kararı çıktı ya. Belgeleri iptal edildi. Güya, kaza nedeniymişler. Refleksleri azmış. Kaçının sosyal güvencesi vardı ki. Sigorta, Bağ-kur... İşçi oldukları iyice dank etmiştir kafalarına. Altmışındaki işçiyi çalıştırmak isteyen patron mu var? Memleketiyle, köyüyle, köyden gelecek bir iki kilo erzakın yok oluşuyla başlar gerçek işçilik, sınıf bilinci. Varıp baksam ahalisi tümden gurbetçi köylere... Örneğin Hatay'ın köylerine... İşçilerin durumu, dünyaya bakışı, bilinci nicedir? Fransa'dan, İsviçre'den, Almanya'dan, Suriye'den, Mersin'den gelenler... Baba evinin taş duvarını betona çevirenler ne düşünürler gelecek için. Gitmesi kolay da böyle enine boyuna sohbet kuracak fırsat nerede... Bir merhabaya sığdırıp söyleyeceklerimizi acele yollara düşüyoruz yeniden. Yapılacak işler, yazılacak kitaplar bekliyor yolumuzu. Zamanımız azalıyor gitgide. Biz de yeniden görüşme umuduna sarılıyoruz. Geleneksel panayırların şenliklere dönüşmesini izliyoruz. Keşan'daki şenliğe Yunanistan'dan, Batı Trakya'dan gelenleri seçmeye çalışıyoruz kalabalıkta. Bu şenlikler kırk yıl önceki panayır/alışveriş özelliklerini koruyor, Türkiye'nin dört bir yanından giyim, ev tekstili yani çarşaf, yastık, nevresim falan, sonra tabak çanak, sandalye falan filan, aklınıza ne gelirse. Sudan ucuz Arada iki yayınevi. Biri Evrensel Basım Yayın. Gençler, çocuklar... Söyleşi aralarında proje üretmeye çalışıyoruz. Sonra "akvaryum gibi" olduğu söylenen denizi bile göremeden yollara... Neyse ki kitaplar var. Bazıları ilk olmanın bütün sevincini, heyecanını kapağından aktarmaya başlıyor. Hele şiir kitapları. Berna Olgaç'ın, Ben-Siz ve Öteki adlı kitabı bunlardan biri. Kül-Sanat yayımlamış. Berna Olgaç 1975 doğumlu. İlk kitap için acele etmemiş. Şiirlerinin hem çağdaş bir yapı taşımasını hem de anlaşılır/sezilir olmasına da dikkat etmiş. Bu yüzden olmalı bazı şiirlerinde yeni bir biçim denemiş. Örneğin Cenin Şiirleri, bir tiyatro oyunu gibi yazılmış. Annenin yüzünü görmediği çocuğuyla söyleşilerinden oluşan bu bölümde söze başkaları da karışıyor: Ayna, oda, oyuncak, oyun ve göbek bağı/kordon. Ama asıl söyleşi anayla çocuk arasındadır. Çocuk annesinin aşkının fotoğrafıdır. Anne çocuğunun çocukluğu. Ve Berna Olgaç'ın şiirinin seslerinde yaşamamızdan gelen tanıdık bir ses var:
anne: canımın kopması mı rüzgâr sürgülü yazgılar âh duvarları akla-kara canımın kopması mı rüzgâr esmiyor kendime...
çocuk: yüzün soluğum olur odalarda senim anılarda biz yok yere onlardı kaybedişlerimiz...
Berna Olgaç, ülkemizde kadın olmanın, toplumumuzun kadına acıtıcı bakışının ağrılarını da, aşkın sevinçle hüzün arasındaki ince çizgisini de yakalamış. Kendine özgü bir ses de yakalamış bence... Şimdilik yollarda, koşuşmalarda onun dizelerini taşıyorum yanımda.
tren rayları mı kesiyor yollarımı? bir şiirden çıkıp kendime dönüyorum nasılsa gündüzün dönüşleri değil mi geceler?
Biliyorum postadan bugün bir başka ilk kitap çıkacak. Benim okumamı bekleyecek günlerce. Sonra yanıma kendi dizelerini iliştirecek. O zamana kadar ben Berna ile birlikte "göğü çiziyorum avuçlarımın içine".
anne: canımın kopması mı rüzgâr sürgülü yazgılar âh duvarları akla-kara canımın kopması mı rüzgâr esmiyor kendime...
çocuk: yüzün soluğum olur odalarda senim anılarda biz yok yere onlardı kaybedişlerimiz...
Berna Olgaç, ülkemizde kadın olmanın, toplumumuzun kadına acıtıcı bakışının ağrılarını da, aşkın sevinçle hüzün arasındaki ince çizgisini de yakalamış. Kendine özgü bir ses de yakalamış bence... Şimdilik yollarda, koşuşmalarda onun dizelerini taşıyorum yanımda.
tren rayları mı kesiyor yollarımı? bir şiirden çıkıp kendime dönüyorum nasılsa gündüzün dönüşleri değil mi geceler?
Biliyorum postadan bugün bir başka ilk kitap çıkacak. Benim okumamı bekleyecek günlerce. Sonra yanıma kendi dizelerini iliştirecek. O zamana kadar ben Berna ile birlikte "göğü çiziyorum avuçlarımın içine".
Evrensel'i Takip Et