27 Ekim 2006 21:00
Fabrika büyüdükçe işçi eziliyor
Çiğli Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan KLİMASAN'da çalışma şartları işçileri canından bezdiriyor. Özellikle esnek çalışmanın bütün şekilleriyle uygulanması işçilerin çalışma şartlarını daha da ağırlaştırıyor.
Çiğli Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan KLİMASAN'da çalışma şartları işçileri canından bezdiriyor. Özellikle esnek çalışmanın bütün şekilleriyle uygulanması işçilerin çalışma şartlarını daha da ağırlaştırıyor. Üretim sayısının sürekli yükseltildiği fabrikada, işçilerin çalışma şartlarında hiçbir değişiklik, ücretlerinde hiçbir iyileşme olmuyor. Hedefini "Yeni atılımlarla sürekli büyüyen; müşterilerinin, çalışanlarının ve pay sahiplerinin memnuniyetini en üst düzeyde tutan, iş mükemmeliyetine ulaşmış, toplum ve çevre için değer yaratan bir şirket olmak" olarak açıklayan firma, bu hedeflerin 'çalışan' kısmını sürekli es geçiyor. Çiğli Organize Sanayi Bölgesi'ndeki ilk fabrikasını 1992'de, 30 bin 900 metrekare alan üzerine kuran KLİMASAN, kısa sürede üretimini ve kârını katlayarak, yedi yıl sonra 15 bin 450 metrekarelik ikinci binasını ekledi ve üretim kapasitesini 300 bin adete ulaştırdı. Patrona daha çok üretim ve daha çok kâr olarak dönen bu hızlı büyüme, işçilere ise daha hızlı ve çok çalışma, kısa zamanda daha çok üretim yapma olarak yansırken, yaşam standartlarında hiçbir ilerleme olmadı.
'Arkalarına bakmadan kaçıyorlar' Coca Cola, Pepsi, Efes, Tuborg ve Danone gibi tekellere ticari tip buzdolabı üreten fabrikada çalışan 550 işçinin büyük bölümü asgari ücret alıyor. İş yoğunluğunun arttığı dönemlerde 850-900'e çıkan işçi sayısı, siparişlerin yetişmesinin ardından yine eski seviyeye çekiliyor. Bu dönemlerde siparişleri yetiştirebilmek için geçici işçi alımı yapan şirket, işi bittiğinde ise bu işçileri kapı önüne koyuyor. Üretimin arttığı dönemlerde gelen geçici işçilerin de fazla dayanamadığını, iki gün çalışıp işten ayrıldığını söyleyen kadrolu işçiler, "Gelen işçilerin büyük bölümü şartlara, işin yoğunluğuna dayanamıyor. İki gün sonra çalıştığının parasını almadan, arkasına bile bakmadan kaçıyor" diyor. Özellikle '6 sigma' denen uygulamanın başlamasıyla birlikte fabrikanın kendileri için cehenneme dönüştüğünü söyleyen işçiler, uygulama ile birlikte çalıştıkları bölgedeki bütün işleri yapmak zorunda kaldıklarını belirtiyorlar. '6 sigma'nın ayıkla, düzenle, temizle, disiplin ve süreklilik ilkelerinden oluştuğunu söyleyen işçiler, çalışma şartlarının gitgide ağırlaşmasının yanı sıra ücretlerin artmasına da engel olduğunu ifade ediyorlar.
Üretim artıyor ama 3.5 yıldır KLİMASAN'da çalışan bir işçi, kendisinin de geçici işçi olarak işe başladığını belirtiyor. '6 sigma' uygulaması başlamadan önce işe girdiği için fabrikadaki en yüksek ücretlerden birini aldığını söyleyen işçi, 500 YTL alıyor. "Benden sonra işe başlayan herkes asgari ücrete çalışıyor" diyen işçi, üretimin çok yoğun ve aşırı stresli olduğunu belirtiyor. Kendilerinden sürekli sayı istendiğini söyleyen işçi, "Önümüze hep üretim hedefi koyuyorlar. Biz bu hedefi yakaladıkça hedefler artıyor. Biz de anlayamadık" diyor. Önceki yıl, günlük üretimin 900 olduğunu söyleyen işçi, bu yıl üretimin bin 250'ye çıktığını ve yeni hedefin de bin 500 olarak açıklandığını belirtiyor ve ekliyor; "Buna rağmen işçi sayısı yeni siparişlere kadar değişmeyecek."
Bu nasıl büyüme? Bir işçinin hiçbir zaman tek iş yapmadığını söyleyen başka bir işçi de, kendi işini bitiren bir işçinin hemen temizlik yapmasının istendiğini, o da biterse başka bir iş verildiğini belirtiyor. 15 dakikalık çay molasının en az 5 dakikasının, yarım saatlik yemek molasının da en az 10 dakikasının sırada geçtiğini belirten işçi, dinlenmeye hiç vakitleri olmadığını söylüyor. KLİMASAN'ın geçen yıl yükselmekte olan 500 kuruluş arasında 464'üncü olduğunu ifade eden işçi, "Bu haberin geçtiği gazeteleri büyüterek fabrikanın her yerine astılar. Ama aynı hafta ikramiyelerimizi vermemeye başladılar. Bu nasıl büyüme anlamadım" diye konuşuyor.
İşçilerin hepsi fabrikaya borçlu Fabrikada aşırı bir esnek çalışmanın olduğunu söyleyen başka bir işçi ise telafi çalışmaları nedeniyle bütün işçilerin fabrikaya borçlu olduğunu söylüyor. Bayramda işler az olduğu için 15 gün izin verildiğini anlatan işçi, bu izinin acısının işlerin yoğun olduğu zamanlarda telafi çalışmasıyla çıkarılacağını belirtiyor. Yine işçilerin birçoğunun kredi kartı borcu batağında olduğunu söyleyen işçi, bu nedenle işsiz kalma korkusuyla kimsenin baskılara sesini çıkaramadığını ifade ediyor.
'Arkalarına bakmadan kaçıyorlar' Coca Cola, Pepsi, Efes, Tuborg ve Danone gibi tekellere ticari tip buzdolabı üreten fabrikada çalışan 550 işçinin büyük bölümü asgari ücret alıyor. İş yoğunluğunun arttığı dönemlerde 850-900'e çıkan işçi sayısı, siparişlerin yetişmesinin ardından yine eski seviyeye çekiliyor. Bu dönemlerde siparişleri yetiştirebilmek için geçici işçi alımı yapan şirket, işi bittiğinde ise bu işçileri kapı önüne koyuyor. Üretimin arttığı dönemlerde gelen geçici işçilerin de fazla dayanamadığını, iki gün çalışıp işten ayrıldığını söyleyen kadrolu işçiler, "Gelen işçilerin büyük bölümü şartlara, işin yoğunluğuna dayanamıyor. İki gün sonra çalıştığının parasını almadan, arkasına bile bakmadan kaçıyor" diyor. Özellikle '6 sigma' denen uygulamanın başlamasıyla birlikte fabrikanın kendileri için cehenneme dönüştüğünü söyleyen işçiler, uygulama ile birlikte çalıştıkları bölgedeki bütün işleri yapmak zorunda kaldıklarını belirtiyorlar. '6 sigma'nın ayıkla, düzenle, temizle, disiplin ve süreklilik ilkelerinden oluştuğunu söyleyen işçiler, çalışma şartlarının gitgide ağırlaşmasının yanı sıra ücretlerin artmasına da engel olduğunu ifade ediyorlar.
Üretim artıyor ama 3.5 yıldır KLİMASAN'da çalışan bir işçi, kendisinin de geçici işçi olarak işe başladığını belirtiyor. '6 sigma' uygulaması başlamadan önce işe girdiği için fabrikadaki en yüksek ücretlerden birini aldığını söyleyen işçi, 500 YTL alıyor. "Benden sonra işe başlayan herkes asgari ücrete çalışıyor" diyen işçi, üretimin çok yoğun ve aşırı stresli olduğunu belirtiyor. Kendilerinden sürekli sayı istendiğini söyleyen işçi, "Önümüze hep üretim hedefi koyuyorlar. Biz bu hedefi yakaladıkça hedefler artıyor. Biz de anlayamadık" diyor. Önceki yıl, günlük üretimin 900 olduğunu söyleyen işçi, bu yıl üretimin bin 250'ye çıktığını ve yeni hedefin de bin 500 olarak açıklandığını belirtiyor ve ekliyor; "Buna rağmen işçi sayısı yeni siparişlere kadar değişmeyecek."
Bu nasıl büyüme? Bir işçinin hiçbir zaman tek iş yapmadığını söyleyen başka bir işçi de, kendi işini bitiren bir işçinin hemen temizlik yapmasının istendiğini, o da biterse başka bir iş verildiğini belirtiyor. 15 dakikalık çay molasının en az 5 dakikasının, yarım saatlik yemek molasının da en az 10 dakikasının sırada geçtiğini belirten işçi, dinlenmeye hiç vakitleri olmadığını söylüyor. KLİMASAN'ın geçen yıl yükselmekte olan 500 kuruluş arasında 464'üncü olduğunu ifade eden işçi, "Bu haberin geçtiği gazeteleri büyüterek fabrikanın her yerine astılar. Ama aynı hafta ikramiyelerimizi vermemeye başladılar. Bu nasıl büyüme anlamadım" diye konuşuyor.
İşçilerin hepsi fabrikaya borçlu Fabrikada aşırı bir esnek çalışmanın olduğunu söyleyen başka bir işçi ise telafi çalışmaları nedeniyle bütün işçilerin fabrikaya borçlu olduğunu söylüyor. Bayramda işler az olduğu için 15 gün izin verildiğini anlatan işçi, bu izinin acısının işlerin yoğun olduğu zamanlarda telafi çalışmasıyla çıkarılacağını belirtiyor. Yine işçilerin birçoğunun kredi kartı borcu batağında olduğunu söyleyen işçi, bu nedenle işsiz kalma korkusuyla kimsenin baskılara sesini çıkaramadığını ifade ediyor.