11 Kasım 2010 00:00

HAYATIN İÇİNDEN

Destursuz odama dalıp başladı bağırmaya.

Paylaş

Destursuz odama dalıp başladı bağırmaya.
- Biz aptal mıyız?
- Estağfurullah.
- Ne yani, aptal değiliz de aptal numarası yapıp malı mı götürüyoruz?
- Yoo.
- Ne peki? Aziz ustanın yüzdesi yanlış mı? Doğru mu? Eksik mi?
“Hele dur, otur bir soluklan. Sinirlenme. Ne oldu anlat bakalım” sözlerimdeki ses tonumdan cesaret alarak sesini yükseltti.
- Ya biz aptalız, ya onlar. Geçen pazar Bakırköy’den dolmuşa bindim. Dolmuş değil, itfaiye aracı sanki. Otobanın tam karşısında bir bina. Bina değil Ağrı Dağı. Memleketin tüm betonunu, demirini, çimentosunu şehrin kalbine yığmışlar. Hadi buna alıştık. Ama binanın üzerine asılmış ilan normal birini zıvanadan çıkartacak türden. “Avrupa’nın en büyük Adalet Sarayı”. Övündüğümüz şeye bak. Bina, Konser salonu olsa tamam. Devlet Opera ve Balesinin yeni mekanı olsa tamam. Diyelim sanattan vazgeçtik, bari Gençlik Merkezi, Halk Eğitim Merkezi, Yoksullar, Yaşlılar Evi filan olsa. Değil. En büyük Adalet Sarayı. Millet milletle kavgalı. Devlet milletle davalı, herkes birbiriyle davalı, kanlı bıçaklı. Adliye binaları yetmiyor. Hakimlere, savcılara oturacak oda yok. Dava nedenlerini ortadan kaldırması gerekenler, davalara yeni saraylar yapıyorlar. Hadi diyelim onlar oradan işi götürüyorlar, dolmuştaki halka ne oluyor. Emekli amca neden “En büyük Adliye Binası” ile övünüp, “Vay be” diyor. Dolmuştaki 15 kişi içerisinden neden sadece 2 kişi, o da korka korka, koca adliye binasının aslında toplumun ne kadar sıkıntılı olduğu anlamına geldiğini söyleye biliyor? Yoksul halk neden kendisine açlık, işsizlik ve yoksulluktan başka bir şey vermeyen, milyonlarca lirayı betona döken devletlilere bir şey diyemiyor. Çünkü sebep, sonuç ilişkisini düşünemiyor.
- Öyle deme, inşaat olmasa ülke açlıktan kırılacak. Vazıfsız insanlara yaptırılabilecek tek iş inşaat işçiliği. Yenileri biterse, eskileri yıkıp yeniden yapacağız. Hatta eskimeden de yıkacağız. Deprem filan diye sopayı gösterip malı oradan götüreceğiz.
- Alay etme. Moğol istilasından beri böyle kıyım görmedi ağaçlar, ovalar, dereler, vadiler. Hadi onlar Moğoldu. Bizim vatandaşa ne oluyor? En büyük Adliye Sarayı’na neden seviniyor?
- Biz seviniriz. Bak bankaların reklamlarına. “Geçen yıl milyar dolar kar ettik” diye sayfa sayfa ilan veriyorlar.
- Ulan kar demek aldığından fazlaya satmak demek. Kimin cebinden çıkıyor bu kar. Hay ben...
- Ağzını bozma.
“Bozarım lan” dedi ve çıktı gitti.
ARİF NACAROĞLU
ÖNCEKİ HABER

YAGMA HASAN BOREGi

SONRAKİ HABER

Savaşın gölgesinde kalan güzellikler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa