Eruslu’da sendikanın adı bile yetti

ERUSLU Sağlık Ürünleri Fabrikasında işçilerin başlattığı sendikalaşma mücadelesi, sendika yetkiyi alıp içeri girmeden bile pek çok şeyin değişmesine neden oldu. Sendikalı oldukları için işten atılan 4 işçiyi de yeniden işe alarak geri adım atan işveren bu işçileri 1 aylık ücretli izne gönderdi.
230 kişinin çalıştığı AKP’li Mustafa Eruslu’nun fabrikasında işçiler bir süre önce Petrol-İş Sendikasında örgütlenmeye başladı. 85 kişinin sendikaya üye olmasının ardından durumdan haberdar olan işverenin ilk yaptığı sendikalı olan 4 işçiyi işten atmak oldu. Bunun üzerine direnişe geçti. İşçilerin ve sendikanın mücadelesini engellemek isteyen işveren, diğer işçilerin de direnişe katılmasını engellemek için 4 gün boyunca işçileri fabrikada üzerlerine kapıları kilitleyerek zorla alıkoydu. İşveren bununla da yetinmedi: İşyerine noter getirerek işçileri Petrol-İş Sendikasından istifa ettirip, Öz İplik-İş Sendikasına üyeliğe zorlamıştı. İşçilerin ve sendikanın kararlı tutumunun sürmesinin ardından işveren geri adım atmak zorunda kaldı. İşten atılan 4 işçiyi işe geri alan işveren her türlü baskı ve tehdide rağmen sendikadan istifa etmeyi kabul etmeyen 20 civarında işçiyi de ücretli senelik izne gönderdi.
KARARLILIK BAŞARI GETİRDİ
4 yıldır bu fabrikada çalışan bir işçinin anlattıkları ise, fabrikada sendikanın adının bile ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor: “Biz bu insanlık dışı kölelik koşullarından kurtulmak için sendikalı olma hakkımızı kullandık. Henüz çoğunluğu alamadığımız için sendikamız yetkiyi alarak fabrikaya girememişti. Ama sendikamız daha işyerinde yetkili olmamasına rağmen bize sahip çıktı. işten atılan 4 arkadaşımızın işe geri alınması için 4 gün bizimle birlikte direniş yaptı. bize sonuna kadar sahip çıktı. Bunu gören işveren de sonunda geri adım atarak bu arkadaşlarımızı yeniden işe almak zorunda kaldı. Sendikamız Petrol-İş daha çoğunluğu ve yetkiyi alamadan işçilerle birlikte bunu başardı.” Aynı işçi, bundan sonra işçilerin sendikalı olarak neler kazanabileceklerini gördüklerini söyledi.
3 yıldır Eruslu’da çalışan başka bir işçi de içerde kalan işçilerin pek çoğunun işverenin, müdürün ve polisin de baskısı ve tazminatsız işten atılma tehditleriyle istifa etmek zorunda kaldıklarını belirterek, baskı altına alınarak, “Haklarınız yanar” şeklindeki yalanları karşısında zorla istifa ettirilip Öz-İplik-İş Sendikasına üye yapıldıklarını söyledi. Sendikanın adının patronu korkuttuğunu anlatan işçi, “Daha önce bayramda bile bize izin vermeyen işveren bir hafta fabrikayı durdurdu. Ama ücretlerimiz ödendi. Daha önce 12 saat 16 saat çalıştırılırken şimdi fabrikada 8 saat ve 10 saat çalışılıyor. 20’den fazla işçi arkadaşımız ücretli izne gönderildi” diyerek, sendika içeri girmeden pek çok kazanım elde ettiklerine dikkat çekti.
ARTIK YANLARINDA SENDİKALARI VAR
İşverenin günlerdir işçileri sendikadan vazgeçirmek için yalvardığını söyleyen Eruslu işçileri, daha önce kendilerini insan yerine bile koymayan, sürekli hakaretler ve azarlar işitmeye alıştıkları işverenin ve müdürlerin şimdi sürekli, “Biz bir aileyiz”, “Ne sorununuz varsa bize söyleyin biz çözeriz” dediklerini, yemeklerin düzeltilmesinden çalışma saatlerine kadar her konuda işçilerin taleplerini dikkate almaya söz verdiklerini belirttiler. Yaşanan bu gelişmelerin işçilerin sendikallaşması ve sendikanın işçilerle birlikte mücadele etmesiyle olduğuna dikkat çeken işçiler, sendikanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüklerini ifade ettiler. İşçiler, işverenin baskıları karşısında artık yanlarında sendikalarının olacağını da söylediler.
(Gaziantep\ EVRENSEL)
Mehmet Türkmen