17 Ekim 2010 01:00
Bazen kutsanan, bazen lanetlenen sanayi işçisi on dokuzuncu yüzyılda kadın eziyetini simgeler. Kadın bu dönemde karı ya da anne olarak resmedilir.
Giderek artan bir hızla ilerleyen makineleşme ve uzmanlaşma fabrikaların ve atölyelerin örgütlenmesinde kapsamlı değişiklikler getirdi. Kilise ve sanayiyle ilgili çıkar grupları da, farklı yöntemler geliştirdiler. 1830dan sonra Lyon civarında ortaya çıkan ve Massachusettsteki Lowell tekstil fabrikalarını model alan ipek manastırları ebeveynlerinin izniyle ve kilisenin onayıyla çalışmaya giden genç kızları topladı. Kilise ve fabrika müdürleri, kendi deyimleriyle, vasıfsız ve uysal genç kızları, yollarını şaşırmamaları ve fahişe olmamaları için denetliyordu.
O döneme ilişkin yapılan yorumlardan biri şöyle: Ebeveynleri tarafından büyük kentlerin girdabı içinde kaderlerine terk edilen bu genç kır kızları (fabrikada) en azından, çıraklık dönemlerini tehlikesiz, sakin ve güvenlik içinde geçirebilecekleri, çok az kızın kaçınabileceği ve bazı durumlarda beyhudeliğin ürünü, fakat hepsinden çok sefaletin öğüdü olan sapıklıktan kurtulabildikleri bir sığınak buldular. Burada başkalarına karşı olduğu kadar kendilerine karşı da korundular.
Bu sınai manastırlar sadece Fransada Jujurieux, Trare, La Seauve ve Bourg-Argentalde değil, İsviçre, Almanya, Büyük Britanya ve İrlandada da ortaya çıktılar. Genç kadınlar bir koca bulana kadar çalışmanın ve ahlakın sert erdemlerine bedenen ve ruhen maruz kaldıkları için, sınaî çıkar grupları ile kilise yetkililerinin danışıklı dövüşünün işaretiydiler. 1880de Lyon bölgesinde bu şekilde kapatılan genç kadınların sayısının 100 bin civarında olduğu hesaplanıyor. Bu koşullar kadın çalışanların sadece işini değil, günlük yaşamlarını davranışlarını ve kimliklerini de denetliyordu. (Kadınların Tarihi, Cilt IV, s. 405)
Evrensel'i Takip Et