12 Ekim 2010 01:00

Televizyonlarda bir hayalet dolaşıyor, Spartaküs’ün hayaleti. Geçtiğimiz ocak ayından beri dünyada belki de kendisinden en çok bahsettiren dizi. Öyle alışılageldik, bol Amerikan aksiyon soslu, patlamış mısır kokan dizilerden değil bu.
Spartaküs, film tarihine ilk kez 1960’ta Stanley Kubrick’in yönetiminde ve Kirk Douglas’ın başrol oyunculuğunda damgasını vurmuştu. Savaş baltalarını henüz kınına koymuş olan Eisenhower Amerikası’nda Kubrick’in büyük bütçeli Spartaküs filmi, Amerikan entelektüelleri içinde gelişmekte olan muhalif bir kanadın sinyallerini veriyordu.
Kubrick versiyonu Spartaküs filminin kendisi gibi kadrosu da bir o kadar efsaneviydi: Kirk Douglas, Laurence Oliver, Peter Ustinov, Toni Curtis... Tarihin cilvesinden midir bilinmez, Spartaküs Filminin Senaristi Howard Fast de dahil olmak üzere ana oyuncular Rusya kökenliydi. Howard Fast aslen Ukrayna, Kirk Douglas (asıl ismi İser Danieloviç) Belarus, Peter Ustinov Rusya kökenliydiler. Her üç sanatçının da aileleri Ekim Devrimini bir tehdit olarak görüp ülkeden ayrılmışlardı. Daha sonraları Spartaküs gibi bir film Rus devriminden kaçan bu ailelerin çocuklarına buluşma vesilesi olmuş sanki!
Soğuk Savaş yıllarının ardından sıcak savaş yılları geldi. Orta Doğu işgallerinden dağıtılan eski Sovyet ülkelerindeki arbedelere, tozpembe refah devletlerinin fişlerinin çekilmesinden ekonomik krizlere birçok yeni gelişme yaşandı. Tam bu sıcak savaş gelişmeleri hız kazanmıştı ki Spartaküs efsanesinin yeniden doğuşuna tanık olduk.
ŞİDDET VE KÖLE İMPARATORLUĞU: ROMA
Spartaküs bu sefer Amerika’da değil, Yeni Zelanda’da dirilmişti. Yeni Spartaküs (Spartacus: Blood and Sand) bir film şeklinde değil, ama film kalitesinde bir dizi halinde çekilmeye başlandı. 2010 yılının ilk aylarından beri farklı ülkelerde gösterilen veya gösterilmeye çalışılan bir dizi Spartaküs. Televizyonlardaki gösterimi konusunda çekilen sıkıntı dizinin öyle burun kıvırılacak oluşundan değil, bol miktarda cinsellik ve şiddet içermesinden ileri geliyor.
Dizi rötarlı da olsa ülkemize bu eylül ayında gelebildi. NTV diziyi CNBC-e’de (Pazar 23.00’te) ve E2’de (Çarşamba 22.15’te) gösterime sunuyor. Evvela benim gibi dizinin ilk sezonunu İnternet’ten izlemiş olanlar televizyondaki gösterimin bol miktarda sansür yemiş olduğunu bilir. Nerede o mahrem sahneler, o kanlı dövüşler, orada NTV’nin kesme-biçme operasyonu! Vaziyet böyle olunca da dizi, içeriğini büyük ölçüde yitiriyor.
Dizi, 1960 Kubrick yapımı filme kıyasla Spartaküs’ün hikayesini daha gerçekçi anlatıyor. Olaylar başkahramanın kendisine Spartaküs isminin ilk Romalılar tarafından verilişi, Trakyalı bir kavimin Romalılar tarafından bozguna uğratılması, kendisinin ve karısının esir alınışı ile başlıyor. Bireysel ve toplumsal hadiseler neredeyse en ince detaylarına kadar işleniyor. Spartaküs çevresinde dönen olaylar aslında tüm Roma’yı ve Roma’nın antik dünyadaki hükümranlığını anlatıyor. Spartaküs dizisinde Roma’nın resmi tam bir kan, şiddet ve köle imparatorluğu şeklinde çiziliyor. Savaş esirlerinin nasıl köleleştirildiği, kölelerden nasıl gladyatör yapıldığı tüm bireysel ve toplumsal çelişkileri içinde açıkça teşhir ediliyor.
Sadece köle sınıfı değil mercek altına alınan, aynı zamanda da aristokrat sınıfın içinde dönen tezgahlar, oyunlar, entrikalar ve kumarbazlıklar. Dizide sıkça köle sınıfı ile aristokrat sınıf arasında bir karşılaştırmaya şahit oluyoruz. Bir tarafta dindar köleler, diğer yanda tanrılarına sövüp sayan soylu sınıf, bir yanda kendi özgürlük hayalleri peşinde koşan gladyatörler, diğer yanda bu hayalleri para ve eğlenceye alet eden aristokrasi.
BİRLİK, MÜCADELE VE BAŞKALDIRI
Özetle dizi Roma köleci toplumunda insanın nasıl ezildiğini, nasıl yok edildiğini, bir hiç haline getirildiğini gözler önüne seriyor. Ama bununla kalmıyor! Spartaküs işte burada devreye giriyor. Başından beri efendilerine kafa tutan, onlardan nefret eden, ama en sonunda en iyi dövüşçü haline gelen Spartaküs, köle-efendi dengesini de tersine çevirecek karakteri canlandırıyor. Kubrick’in film versiyonundan farklı bir olay daha var dizide: Spartaküs’ün diğer gladyatörleri soylulara ve köleci sisteme karşı nasıl örgütlediği, yaşadıkları çatışmalar sonucu birbirleriyle dövüştürülen gladyatörlerin tek bir cephe haline nasıl geldikleri aşama aşama ortaya konuyor.
Dizinin ikinci sezonu Spartaküs’ü canlandıran Andy Whitefield’ın kan kanserine yakalanmasından dolayı ertelendi. Whitefield’ın hastalığından dolayı Spartaküs karakteri ikinci sezonda daha seyrek karşımıza çıkabilir. Ama şu duruma da vesile olabilir: Spartaküs efsanesinin başkaldıran köleler arasında nasıl yayıldığı ve benimsendiği daha yakından mercek altına alınabilir.
Diziyi fazla cinsellik ve şiddet kokmakla suçlayanlar olacaktır. Keza kanımca Spartaküs’ün son versiyonu köleci toplumda birlik, mücadele, başkaldırı ve örgütlenme penceresinden de izlenebilir.
(İstanbul/EVRENSEL)
Kaan Kangal

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et