17 Eylül 2010 00:00
Yazar Akhanlı davasında hukuk skandalı
TUTUKLU Yazar Erdoğan Akhanlı için Türkiye Gazeteciler Cemiyetinde basın toplantısı düzenlendi.
TUTUKLU Yazar Erdoğan Akhanlı için Türkiye Gazeteciler Cemiyetinde basın toplantısı düzenlendi. Akhanlıyı destekleyen yazarlar ve avukatı, yazarın haksız yere suçlandığını söyledi.
1989 yılında Tahtakaledeki bir soygun girişimi ve adam öldürme fiilini işleyen üç kişiden biri olduğu iddiasıyla yargılanan Akhanlı, 19 yıldır yaşamakta olduğu Almanyadan ülkesine döndüğünde havaalanında göz altına alınarak tutuklandı. Yapılan açıklamada Akhanlının bu olayla uzaktan yakından ilgisinin olmadığı belirtilirken, yargılama süresince Akhanlıya suç yüklenmeye çalışıldığı dile getirildi.
Türkiye Yazarlar Sendikasını temsilen konuşan Yazar Cezmi Ersöz, o dönemde polisin faili bulunmayan suçları, sol örgüt operasyonlarında kullanmasının tipik bir örneği olarak Akhanlıya suç yüklemeye çalıştığını belirtti. Yargının tarafsız ve bağımsız davranmadığına dikkat çekti: Savcılığın hazırladığı iddianamede, Akhanlı ile ilgili gelişmeler sanki özellikle görmezden gelinmiştir. Dayandığı delillerin aksini kanıtlayan tüm gelişmeleri yok sayarak, iddianamenin gerçeği bulmak değil, ne olursa olsun suçlamak peşinde olduğu görülmüştür. Sayın Akhanlının yargılandığı dosya incelendiğinde gerçekten yargılanması gerekenlerin dosyadaki sorgulayıcılar olduğu görülecektir. Böyle konuşan Ersöz, haksız, hukuksuz ve ön yargılarla 37 gündür tutuklu bulunan Yazar Akhanlının derhal serbest bırakılmasını istedi.
Daha sonra söz alan arkadaşı Selami Gürel, Akhanlının göz altına alındığı zaman yanında olduğunu belirterek, kendisinin de 15 yıl önce aynı muameleyle karşılaştığını aktardı. Suçluyu bulmaya çalışılmak değil, suça insan arandığını dile getiren Gürel, Akhanlının suçsuz yere tutuklandığını ve derhal serbest bırakılması gerektiğini söyledi.
Avukat Haydar Erol ise hukuk sürecini aktararak, Soygun ve adam öldürme gibi önemli ve ciddi bir olayda nedense dosyada parmak izi tespitinin bulunmaması, çantalarda çıkan dokümanları tanıkların hiç birinin görmemesi, çıkan dokümanlardaki yazıların kime ait olduğunun 38 ay sonra tespit edilebilir olması, tanıklara yaptırıldığı iddia edilen teşhis tutanaklarının düzmece olduğunun sonradan anlaşılması suçlamanın asılsız olduğunu göstermektedir dedi. (İstanbul/EVRENSEL)