16 Ağustos 2010 00:00
ROJEV
2009 Kasımında açılım tartışmaları sürerken CHPli Onur Öymenin Mecliste yaptığı konuşmada söylediği Dersimde analar ağlamadı mı? sözleri geniş kesimlerden tepki görmüştü
2009 Kasımında açılım tartışmaları sürerken CHPli Onur Öymenin Mecliste yaptığı konuşmada söylediği Dersimde analar ağlamadı mı? sözleri geniş kesimlerden tepki görmüştü. Bu konuşmadan sonra Başbakan Erdoğan, CHP ile polemiklerinde Dersim katliamına göndermeler yapmış, bu katliamı CHPnin yaptığını hatırlatmıştı. Hatta Dersim katliamı üzerine, 12 Eylül Faşist darbesi sonrası idam edilen gençler için yaptığı duygulu konuşmaya benzer bir konuşma yapmış, artık anaların gözyaşlarını dindireceklerini söylemişti. O günden bugüne hükümetin uyguladığı açılım politikasının nasıl işlediği ve hangi sonuçları ortaya çıkardığı üzerine hem buradan, hem diğer köşelerden gazetemizde çokça şey söylendi. Şimdi onları bir tarafa bırakıp Başbakan Erdoğanın önceki gün yaptığı ikinci Dersim çıkışına bakalım.
Başbakan Erdoğan, Sakaryada yaptığı konuşmada CHP lideri Kılıçdaroğlunun Dersimli olduğunu hatırlatarak Kılıçdaroğlu ve CHPye Vergi vermediler diye Dersimin köylerini kim bombaladı? Zamanının, o zaman ki Cumhurbaşkanının emriyle... Kimdi? İsmet İnönü, CHPnin başındaydı. Yani CHP bombaladı. Gelin de siz bunu temizleyin önce sözleriyle yüklendi. 1937 Dersim katliamı sırasında Cumhurbaşkanı Atatürk ve Başbakan Celal Bayardı. Erdoğan, Atatürkü hedefe koymayı göze alamadığından ve Bayarı kendine yakın bulduğundan olsa gerek işi İnönüye yıkıyor. Ama doğrusu İnönü de zihniyet olarak onlardan farklı bir yerde durmuyordu ve evet, başta CHP vardı.
Başbakan Erdoğanın Dersimi kim bombaladı? diye sorduğu gün Dicle Haber Ajansı, burjuva medyanın hiçbir zaman görmediği, görmek istemediği bir haber geçiyordu. Haberde Dersimdeki 4 Tugay Komutanlığından kalkan Kobra ve Skorski tipi helikopterlerin Zel Dağı, Kutu Deresi ve Dokuz Kayalıklar mıntıkasını bombaladığı öğrenildi deniliyordu. Biz de Başbakan Erdoğana soruyoruz: Dersim 1937de neden bombalanmıştı ve bugün neden hala bombalanıyor? Bu soruların yanıtı verilmeden konu üzerine söylenen/söylenecek her söz demagojiden; yalan ve aldatmaca olmaktan öteye geçmeyecektir.
Neden mi? Çünkü her şeyden önce Dersimde yapılan katliam, Dersimin Alevi Kürtlerinin varlıklarını, dil ve kültürlerini yok sayan politikalara karşı direncini ortadan kaldırmak için yapılmıştır. Başka bir değişle Dersimde yaşananlar, diğer Kürt isyanlarında olduğu gibi devletin uyguladığı bu inkâr ve imha politikalarına karşı Kürtlerin ulusal demokratik hak istemli kalkışmalarını yine şiddet yoluyla bastırmasından ibarettir. İkinci olarak, bugün resmi kaynaklar 29 Kürt isyanı yaşandığını söylüyor. Demirel, PKKnin 15 Ağustos 1984te yaptığı Eruh-Şemdinli baskınları ile başlayan 26 yıllık çatışmalı sürecin 29. Kürt isyanı olduğunu söylemişti. Yani son Kürt isyanı hala devam ediyor.
Şimdi Başbakan Erdoğanın söylediklerine dönelim. Bu sözler eğer herhangi bir vatandaş, hatta muhalefet lideri konumunda olan herhangi bir siyasetçi tarafından sarf edilseydi, söyleyecek sözümüz olmazdı. Ama bu sözleri söyleyen ülkenin başbakanıysa, sormak gerekiyor; sen devletin bu ayıplarını temizlemek, sorunu çözmek için eleştirdiklerinden farklı ne yaptın? İşte Dersim dağları hala bombalanıyor, ormanlar yanıyor, insanlar ölüyor. 29. Kürt isyanını başlatanlar 13 Ağustosta 7. kez tek taraflı ateşkes ilan ederek seni sorunu diyalog yoluyla çözmeye çağırıyorlar. Cevabın ne olacak? Operasyonları durdurup sorunun çözümü için uygun ortamı yaratacak mısın? Yoksa devlet silah bırakmaz, teröristle pazarlık olmaz teranelerini tekrarlamaya devam mı edeceksin? Ve son olarak, Dersim katliamı da devlet Dersim Kürtlerinin taleplerini dinlemediği, onlarla görüşmeyi reddettiği için yaşanmadı mı?
Başbakan Erdoğan, yaptığı çıkışları ağzı açık ayran delisi gibi hayran hayran izleyen liberalleri ve kimi sol çevreleri ne büyük bir demokrat olduğu konusunda ikna edebilir. Ama tarihi sadece işine gelen yerden okumak gerçeklerin üstünü örtmeye ve sorunları çözmeye yetmeyeceği gibi, Erdoğanı bugün eleştirdiği geçmiş yöneticilerle aynı sonu paylaşmaktan da kurtaramaz!
ÇETİN DİYAR