2 Ağustos 2010 01:00

İkitelli Organize Sanayi Bölgesi TEM otoyolunun kuzeyinde, Küçükçekmece ilçesi sınırları içinde 1990 yılında kuruldu.
Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgelerinden biri olan İkitelli Organize Sanayi Bölgesi, daha sonra Başakşehir ilçesine dahil edildi. İkitelli Organize Sanayi Bölgesi 7 milyon metrekare alanda kurulu bulunuyor. Hemen yanı başında İSTOÇ, Güneşli Havzası ve Basın Ekspres yolundaki fabrikalar bulunan İkitelli Organize Sanayi Bölgesi, İstanbul sanayisinin en önemli merkezlerinde biri. Atatürk Havalimanı’na 15 dakika mesafede bulunan bölge, 37 sanayi sitesinden ve 30 bin işyerinden oluşuyor. Sürekli büyüyen bölgeye halen yeni fabrika ve sanayi siteleri kurulmakta. 300 bin işçi kapasiteli İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde şu an 220 bin işçi çalışıyor. 200’den fazla büyük fabrika bulunuyor. Büyük fabrikalar yoğunluklu olarak Haseyad Bölgesi, Fatih Sanayi Sitesi, Kağıthane Sanayi Sitesi ve İmsan’da bulunuyor. İşyerlerinin sektörlere göre dağılımı şöyle: Makina İmalatı yüzde 10; deri mamulleri, ayakkabı ve saraciye yüzde 25; makine, yedek parça, döküm ve madeni eşya üretimi yüzde 30; tekstil yüzde 13; plastik yüzde 10; mobilya, kereste yüzde 7.
7 MİLYAR DOLARLIK BÜYÜKLÜK
İkitelli Organize Sanayi Bölgesi 100 ‘den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Bölgenin ülke ekonomisine katkısı 7 milyar dolar.
İkitelli Organize Sanayi Bölgesi, müteşebbis heyeti tarafından yönetilmektedir. 15 kişiden oluşan heyetin başkanı İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu. Yönetimde Sanayi İl Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Başakşehir İlçe Belediyesi’nden de temsilciler yer alıyor. Ayrıca sanayi sitelerinin kendi yönetimleri de bulunuyor.
Bahariye Halı ve Kumaş, Kadifeteks, İnan Makine, ACC Makine,Kunt Elektronik,Hatemoğlu, Ali Raif İlaç, Reis Gıda, Aydın Tekstil, EAE Elektrik gibi tanınmış kuruluşların fabrikaları da İkitelli Organize Sanayi Bölgesin’de faaliyet gösteriyor.
SENDİKA YOK!
Bölgede sendikal örgütlülük yok denecek kadar az. Sadece İkitelli Telekom Müdürlüğü’nde ve Başakşehir PTT Müdürlüğü’nde sendikal örgütlülük mevcut ve bu işyerlerinde de sendikalı sayısı 500’ü geçmiyor. PTT’de 500 civarında işçi ve memur var. Haber-Sen üyesi 160 kişi dışındakiler taşeron işçiler ve sendikalı değiller. Görüştüğümüz işçiler sendika üyelerinin sadece resmi kurumların evraklarını dağıttıklarını diğer bütün işlerin taşeronda çalışan işçilere yaptırıldığını belirtiyorlar. Çalışanlar bunu PTT’nin özelleştirilmek istenmesine bağlıyorlar. Ücret adaletsizliğinin olduğunu söyleyen taşeron işçiler ise asgari ücrettin biraz üzerinde bir paraya çalıştıklarını ifade ediyorlar.

MÜCADELELER YAŞANIYOR AMA SENDİKACILAR DUYARSIZ KALIYOR

Organizede işçiler defalarca insanca yaşacak bir ücret ve çalışma koşulları için mücadele içerisine girdiler. Altın Gıda, Lider Kargo, Natura Tekstil, Fatih Ökçe işçileri sendikalaşma mücadelesi içerisine girdiler fakat sendikalı olarak çalışmayı başaramadılar. Yine Aymakoop işçileri ve MNG Kargo işçileri çalışma koşullarına isyan ederek iş bırakma eylemleri yaptılar.
Sendikalar bölgeye oldukça ilgisizler. Son dönemlerde Birleşik Metal-İş İstanbul 2 No’lu (Sefaköy) Şubesi’nin kimi işyerlerinde örgütlenme çalışmaları olduğunu biliyoruz. Fakat başka sendikaların bu organize sömürünün olduğu bölgede hiçbir etkinlikleri yok.
İŞ KAZALARI YAYGIN
İş kazaları bölgede çok yaygın. Geçtiğimiz yıllarda onlarca ölümlü iş kazası yaşandı gazetemize yansımıştı. Ancak hiçbir önlem alınmıyor. Özellikle kimyasal maddelerle üretimin yaygın olduğu Aymakoop, Galvano Teknik ve Dökümcüler sanayi sitelerinde önlemler çok zayıf. Örneğin ayakkabı imalatı yapılan Aymakoop’ta kimi bloklarda yangın alarm sistemi dahi yok. Ayakkabı atölyelerinde bali ve başka kimyasallar; dökümcülerde toz ve yoğun duman içersinde üretim yapılıyor. Fakat ne düzgün çalışan bir havalandırma ne maske ne de başka koruyucu önlem var. Yine özellikle Aymakoop, Saraçlar, Çorapçılar Sitesi, Dersankoop, Pik Dökümcüler sanayi sitelerinde sigortalı çalışan işçi sayısı bir elin parmakları kadar. Bu koşullarda çalışan işçiler Aymakoop işçilerinin belirttiği gibi verem, astım ve kanser gibi hastalıklara yakalanıyorlar. Bu sektörde çalışan işçiler belli aralıklarla sağlık kontrolünden geçirilmesi gerekirken, sigorta primleri dahi yatırılmıyor. Bu koşullarda çalışmanın olduğu İkitelli Organize Sanayi Bölgesinin Müteşebbis Heyeti’nin başkanı ise İstanbul Valisi. Yani patronlar devletin valisinin gözleri önünde, günde 10-12 saat sağlıksız koşullarda, sigortasız ve düşük işçi çalıştırıyorlar.

KIRICI GÜÇ!
“İNAN Makina Türkiye’nin ve Dünya’nın lider ‘Kırıcı Gücü’ olmaya devam edecek. Sektöründe lider.” Fabrika yönetiminin sloganı bu sözler. Türkiye’de ilk defa kaya kırıcılarının imalatını gerçekleştiren firma, 100 kilogramdan 7 tona kadar 30’un üzerinde hidrolik kırıcı modeli üretiyor. OSB’nin en fazla kâr eden fabrikalarından biri olan İnan Makina; Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya ,Rusya ve ABD başta olmak üzere bir çok ülkeye ihracat yapıyor. Sürekli yeni ürünler geliştiren yatırımlar peşinde olan İnan Makine’de çalışan ve bu başarılarının mimarı olan işçiler için bu gelişmeden söz edilemez. Görüştüğümüz işçiler günde 10 saat çalıştıklarını söylüyorlar: “1972 yılında kurulan fabrikayı bugünkü durumuna bizler getirdik devasa bir kuruluş haline geldi fakat bizler emeğimizin karşılığını alamıyoruz.” Yemek paydoslarının kısa olmasından yakınan işçiler, 30 dakika olan yemek paydosuna koşarak gittiklerini ve dinlenmeye zamanlarının kalmadığını belirtiyorlar. Fabrikada 350 işçi çalışıyor. Ücretlerin 800 lira ile 1200 lira arasında olduğunu söyleyen işçiler, yılda 4 ikramiye almalarının kendilerini az da olsa rahatlattığını anlatıyorlar.

Sorunlarımızı dile getirdiğimizde bizlere kapı gösteriliyor
Merhaba evrensel gazetesi okurları. Ben İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Metal İş Sanayi Sitesi’nde çalışan bir işçiyim. Öncelikle çalıştığım işyerinden biraz bahsetmek istiyorum. Kamyon kasası imalatı yapıyoruz. İşyerimizde esnek bir çalışma sistemi var. Çalışma saatlerimiz 08.30-18.00 cumartesi ise öğlene kadar. İşin durumuna göre bazı cumartesileri işe gelmeyin diyorlar. Ay sonu mesai ücretlerimizden çalışmadığımız cumartesi günlerinin parası telafi çalışması denilerek kesiliyor. Şayet fazla mesaimiz yoksa maaşlarımızdan kesiliyor. Yemekhanemizde çalışan olmadığı için yemekhanemiz temizlenmiyor. Sağlıksız pis bir şekilde yemek yiyoruz. Yemek saati dışında çay paydosumuz yok. Çay molası istediğimizde işverenimiz eğer çay paydosu yapmak istiyorsanız yarım saat daha fazla çalışmamız gerektiğini söylüyor bize. Bir diğer sorunumuz ise vinçlerle kaldırılması gereken kapalı kasa yan duvar diye tarif edilen kısımları, yan taraftaki atölyede çalışan işçi arkadaşlarımızın yardımıyla bizlere kaldırtıyorlar. Bu durum olası bir iş kazasına davetiye çıkarıyor. Sorunlarımızı dile getirdiğimizde ise bizlere kapı gösteriliyor. Çoğu zaman işimizden olmamak için her türlü haksızlığa katlanmak zorunda kalıyoruz. Aslında Metal İş Sanayi Sitesi’ndeki diğer işyerlerinde de durum çok farklı değil. Geçmişte üretim büyük fabrikalarda yapılırken şimdi bizim sitelerde olduğu gibi üretim küçük ve orta ölçekli işletmelerde fason olarak yapılıyor. Bu durum biz işçileri bir araya gelip birlikte mücadele etmemizi zorlaştırıyor.
Buradan metal işkolunda faaliyet sürdüren sendikalara seslenmek istiyorum. Sendikaların bizlere daha yakın olması gerekiyor. Sendika bürolarını şehir merkezlerine değil işçilerin yaşadığı semtlere açmalılar. Daha kolay ulaşmalıyız. İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde binlerce metal atölyesi onlarca büyük metal fabrikası var. Sendikalar neden buralarda bizleri bilgilendirici çalışmalar yapmıyorlar. Yani biz işçiler sendikaları mahallemizde sanayi sitemizde iş yerlerimizde yanı başımızda görmek istiyoruz. Sendikalar bir adım atarlarsa bizler on adım atarız. İşçilerin sorunlarıyla daha fazla ilgilensinler.

İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde
çalışan bir işçi


İkitelli Organize Bölgesi’nde yaşam

İnsanlar sabah işe gitmeye çalıştıklarında başlar çileleri; ilk problem ulaşımdır. Okulların kapanmasıyla azaltılan sefer sayıları ve yarım hatta bir saat aralıklarla organizeye giden otobüs hatları (89C Başakşehir Taksim, 397B Başakşehir Zeytinburnu, 98-98H Başakşehir Bakırköy, 76O Avcılar Otogar, 146T Yenikapı Bahçeşehir, 146M Başakşehir Mecidiyeköy, 146B Başakşehir Eminönü , 31Y Yenikapı Aymakop...)
İkitelli Organize Sanayi Bölgesine giden belediye otobüsleri, minibüsler hatta belli bölgelerden gelen korsan servis ve taksi dolmuşlar. Ne hikmetse hepsi ful doludur. İğne atsan yere düşmez diye tabir edilen şekilde insanlar işe gitmeye çalışır. Korsan servis güzergahları da var. (Bayramtepe, Şahintepe, Altınşehir, Bağcılar ve Yüzyıl gibi semtlerden gelmek,)
Acaba insanlar neden bu yola başvurmuştur?
Keşke işçilerin problemleri sadece işe gitmek olsa, ama asıl sorunlar çalışma saatleri ve çalışma koşullarıdır. Vardiyalı çalışan bir çok firma günde iki vardiyalı sistemle işçi çalıştırmaktadır. Ve vardiyasız çalışan işletmelerde de günde 12 saate yakın çalışma yapılmaktadır. Halen işletmelerde 1900’lü yılların başında yapılmış olan Bulgaristan, Rus ve Alman yapımı tarihi tezgah ve makinalarda işçiler üretim yapmaktadır. Sağlığı tehdit eden unsurların başında çalışma ortam ve koşulları İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde kuyu suyu kullanılmaktadır. Belli bir saatten sonra bu su kesilmektedir. (Akşam 19.00-Sabah 07.00 arası. Metal İş Sanayi Sitesi’nde) En önemli sorun: İşçilere çalıştıkları ortamda korunacak, kıyafet eldiven, kask gibi malzemelerin verilmemesi. Bu yüzden de çoğu işçi iş elbiselerini eskimiş elbiselerden yapmak zorunda kalıyor. En büyük sorun ise olası bir durumda meydana gelen bir iş kazasında yaralı işçi hastaneye götürüldüğünde hastanede sırada beklemek zorunda kalmasıdır.
İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde kırk yaş ve üzeri işçilere sigorta yapılmıyor. Bazı işletmeler kaçak çalışıyor. (Bunlardan birçoğunun bir ismi bile yok) Asgari ücretin altında, 350-450 lira gibi ücretlerle işçi çalıştırılıyor.

İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde
çalışan bir işçi


İŞSİZLİĞİ ÇÖZEN FABRİKA!

İkitelli Organize Sanayi Bölgesinde halı ve ev tekstili alanında üretim yapan Confetti, sokaklara astığı ‘eleman aranıyor’ ilanında ‘Artık hiç kimse iş bulamıyorum demesin!’ sloganını kullanıyor.
İkitelli Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan fabrika bir süre önce ikitellinin neredeyse bütün sokaklarına bu ilanları asarak işçi arıyor. Confetti tarafından hazırlanan son iş ilanı ise oldukça ilgi çekici. İlan işsizlere, sert bir ifadeyle büyük puntolarla “ARTIK HİÇ KİMSE İŞ BULAMIYORUM DEMESİN!” cümlesiyle başlıyor. Ardından aranan elemanların özellikleri sıralanıyor.
* Eğitmenlerimiz tarafından yetiştirilerek iş ve meslek sahibi olmak isteyen,
* 16-35 yaşları arasında kendine güvenen, çalışmaktan zevk alan,
* Sosyal hakları (Maaş+İkramiye+ SSK+ Servis) tam olsun keyifle çalışayım diyen,
* Evlendiğimde toplu param olsun isteyen,
* Uzun yıllar çalışabilecekleri yer arayan bayan elemanlar aranıyor.
1994 yılından beri üretim yapan fabrikada çalışacak kadın işçilerde aranan özellikler hayli ilginç. Her patron gibi Confetti patronu da özellikle yaş konusunda hassas. Gençliğin enerjisini etkili bir şekilde kullanmak isteyen patron 16-35 yaş arası işçileri tercih ediyor. Çalışma süresi ve asıl çalışma koşullarını ile ilgili bilgileri bilinçli bir şekilde iş ilana koymayan Confetti patronu, fabrikayı ve çalışma koşullarını cazip hale getirmek için, evlilik hayali kuran genç kadın işçileri hedef seçmiş durumda. Onlara uzun yıllar çalışabilecekleri, evlendiklerinde toplu paraları olabileceği koşullar vaat ediyor. Maaşı, sigortayı ve servisi daha baştan işçilere sosyal hak olarak kabul ettiren fabrikada, ilanda iddia edildiğine göre ‘ keyifle’ çalışılıyor.
Biz de Confetti işçileriyle gerçek koşulları öğrenmek üzere konuştuk. İşçilerden biri “Abi ilandakiler gerçek olsa sürekli ilan asar mı hiç” diye anlatıyor yaşananları ve devam ediyor: “Ücretler asgari ücret. Bu parayla nasıl toplu parası olacak evlenirken insanların. Bunu da patrona sormak lazım.” Üç vardiya halinde 400 civarında işçi çalışıyormuş fabrikada. Yarım ikramiye veriliyormuş ancak bu bilgi ilanda yer almıyor. Vardiyalı olduğu için özellikle kadın işçilerin çok zorlandığını anlatan işçiler, bir çok işçinin bu koşullara dayanamadığı için işi bıraktığını belirtiyorlar.
Hazırlayan: Ersal Aşudu, Özgür Özcan, Yıldırım Nur

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Milyonlar ‘fitre’lik, iftar sofraları boş

Milyonlar ‘fitre’lik, iftar sofraları boş

Erdoğan-Şimşek programıyla ücretleri açlık sınırının altına inen asgari ücretli işçiler ve emekliler, ramazan ayının ilk iftarını boş sofralarda karşılıyor: “Kırmızı eti zaten görmüyorduk, bu sene orucu açacak zeytin bile alamıyoruz…” Diyanet İşleri Başkanlığı da ‘Asgari ücretliler ve emeklilere fitre verilebilir’ fetvası yayımlamıştı.

İftar sofrasına 1 yılda gelen zam: Yüzde 45

Dört sene içinde güllaça gelen zam: Yüzde 1100

Pideye 2 yılda gelen zam: Yüzde 150

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
1 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et