25 Temmuz 2010 00:00
KOŞFORREST KOŞ!
"Annem her zaman Bir insanın ayakkabılarından çok şey anlarsın derdi. Nereye gidiyorlar, nereden gelmişler. Ben bir sürü ayakkabı giydim. Ama gerçekten zorlarsam, ilk çift ayakkabımı hatırlayacağımdan eminim. Annem, onların beni her yere götüreceğini söylemişti. Onların sihirli ayakkabılarım olduğunu söylemişti...
"Annem her zaman Bir insanın ayakkabılarından çok şey anlarsın derdi. Nereye gidiyorlar, nereden gelmişler. Ben bir sürü ayakkabı giydim. Ama gerçekten zorlarsam, ilk çift ayakkabımı hatırlayacağımdan eminim. Annem, onların beni her yere götüreceğini söylemişti. Onların sihirli ayakkabılarım olduğunu söylemişti...
Evet, zeka seviyesi sadece 75 olan bir adamın hikayesi bu. Onun gözünden hayata, Amerikaya yakın bakmak oldukça keyifli. Onun çocukluktan başlayan, Amerikan futbolu oynayarak gittiği üniversiteyi bitirmesine; hatta ordudaki günlerine uzanan yaşam öyküsü bu. Sadece aptallık yapanlar aptaldır sözü doğruyla, Forrest Gumpa aptal demek mümkün değil kesinlikle. Hatta, çoğu kez doğru sözü o söylüyor, doğru tutumu o alıyor.
Siyahların ilk kez üniversiteye girdiği gün mesela. Kokarcalar aynı üniversiteye girdiği için burnundan soluyan beyazların arasından geçip, kitabını düşüren siyah kıza yardım ediyor. Hiçbir çekincesi yok; o an; aptallık içindeki ülkesinde bir dahi sadece...
Kennedy suikasti ve Amerikanın yakın tarihindeki olaylara yaklaşımı da; günlük hayatın içindeki sorunlara getirdiği açıklamalar da öyle...
Aptallık çağında bir dahi olmaktan kurtulamıyor Forrest Gump. Askerde, komutanı bağırarak Gump, bu ordudaki yegane amacın nedir? diye sormasına, Bana söylediklerinizi yapmak diye yanıt verdiğinde; komutan yanıtı militarizmin felsefesinin özetidir: Lanet olsun Gump, sen resmen bir dahisin. Hayatımda duyduğum en olağanüstü cevap. Senin zeka seviyen 160 falan olmalı. Çok yeteneklisin Er Gump... Elbette, orduda yaşadıklarına ilişkin yorumu da oldukça önemli: Neden bilmiyorum, ama orduya çok iyi uyum sağlamıştım. Hiç de zor değildi. Her soruya evet komutanım diye cevap veriyordum.
Koşu ve futboldaki başarısı onu üniversiteye taşırken, Vietnam Savaşındaki başarısı onu Beyaz Saraya kadar götürüyor. Ama o bir şekilde kendini eylemcilerin yanında buluyor; çocukluk aşkına da bir kez daha kavuşuyor. Hayatı 75 IQ ile bildiği gibi yaşayan Forrest Gump, sonunda çocukluk aşkıyla evlenmeyi de başarıyor.
Ama hayır, öyle bir Sakat ama başarılı öyküsü değil anlatılan. Sıkça yorumlarda yazıldığı üzere, Mücadele edersen kazanırsın ya da Hayata tutunma çabası gibi beylik laflara da hiç gerek yok. Forrest Gump, kendi bildiği hayatı, kendi kuralları ve duygularıyla yaşıyor; ve basit felsefesiyle yorumlar getiriyor. Kendini çok zeki sananların gerçek salak olduğunu da gösteriyor inceden... Benzer engelli filmlerden temel farkı da bu. Dünyadaki normal insanlardan biri olmaya çalışan bir zeka engelli değil Forrest Gump. Aksine, bilinçli olmasa da, doğal ve saf haliyle dünyaya karşı duruyor.
Savaşın ortasında edindiği yakın arkadaşı ile Karides avcılığı hayalleri de öyle. Bütün savaş boyunca, karidesin önemi üzerine sarf edilen sözlerin nedeni de bu. Bir Elma şirketliğine ortak meselesi ise apayrı bir durum.
Neyse efendim; Tom Hanksin başarılı oyunculuğunu hiç atlamamak lazım. Bu film ile ikinci kez Oscara layık görüldüğünde sahnede Forrest Gump gibi konuşmuş: Ve bana Oscar verdiler. Bir kez daha... demişti. 1994 yapımı filmin dört dalda Oscar ve bir çok başka ödül aldığını da ekleyeyim. Yönetmeni Robert Zemeckis de bu film ile Oscara layık görüldü.
Müziklerin de ayrı bir yeri var filmde. Elvis Presleyden Joan Baeze, Bob Dylondan The Doorsa Amerikayı etkilemiş müzikler filmde yerini alıyor.
Soğuk Savaş dönemi Amerikasının kısa bir özetini sunan filmde, döneme göre ileri bilgisayar teknikleri de kullanılmış ve Forrest Gump, Kennedynin yanına itina ile yerleştirilmiş.
Neyse, bitirirken İnternette benzeri bir çok yorum olan şu cümleye dikkat: Amerikada çok zengin ve çok başarılı olmak için vasat altı zekaya sahip olmak yeterlidir, doğru mesajını veren film. Biraz da budur; Forrest Gumpun anlatmaya çalıştığı... Ve; 2.5 saatlik bu filmi izleyip bu sonuca varan IQnun 75 olmadığı kesin.
Filmdeki sayısız yakın tarih göndermesini, sevgiye ve saflığa dair mesajları izleyenlere bırakıp ilk sahneye dönelim. Filmin başında şöyle diyor Forrest Gump: Merhaba, benim adım Forrest. Forrest Gump. Çikolata ister misiniz? Ben bunlardan 1.5 milyon tane yiyebilirim. Annem hep şöyle derdi; Hayat bir kutu çikolatadır. Şansına ne çıkacağı da hiç belli olmaz..
İyi seyirler...
Mustafa Kara