11 Temmuz 2010 00:00
Kore gelenekleri
Bir bölümü Çin kökenli olsa da, Kore gelenekleri, anlatmaya değer ilginçlikte. Bir kere, Kore giysileri çift parça. Erkekler, pantolon ve ceket; kadınlar, etek ve ceket giyiyor. Korelilerin çift parça giysiyi ters göçler dolayısıyla (Avrupadan Asyaya) Sibirya yoluyla Kuzey Avrupalılardan öğrendiği sanılıyor. Dolayısıyla Koreliler, Avrupalılaşmadan çok önce, İÖ 5.-10. yüzyıllardan beri çift parça giyiyorlardı. Kore kadın giysisi (Güney Korecesi hanbok ve Kuzey Korecesi choson-ot), Çin giysilerinden farklı.
G. Korede, ay yılbaşısında (seollal), gençler bağdaş kurup büyükler önünde saygı eğilişi (sebae) yapıyor. Ay Takviminde ilk ayın 15. günü, yılbaşı kutlamalarının bitişi (DaeBoRum). Bu günle ilgili geleneklerden biri, geçen yıldan kalma kestane, ceviz, yer fıstığı ve çam fıstığı yemek. Bunları soyak (aile) üyeleri dişleriyle açıyor ve hepsinden toplamda yaşları kadar yiyorlar. G. Korede en önemli bayram, Chuseok (Kore Şükran Günü). Ürün için şükran bayramı olan bu bayram, Ay Takviminde 8. ayın 15. günü. Bu günde, hemen hemen herkes memleketine gidiyor, akrabalar bir araya geliyor; işyerleri kapanıyor, yollar aşırı kalabalık oluyor. Bu bayram, yılına göre eylül ortalarıyla ekim başlarına denk geliyor.
Kore geleneklerinde kaz, eşe bağlılığın ve mutluluğun simgesi. Geleneksel düğünlerde damat, geline bir çift tahta kaz veriyordu. Düğün yerine 100 Çocuk resimleri konuyor ki, çiftin çocukları zengin ve mutlu olsun. Gebe kadın, 9. ayda saçını yıkamıyor. Doğumdan sonraki üç hafta, annenin kapısına ip geriliyor; ev halkından başka kimse eve girmiyor. Bebek erkekse, ipe kırmızı acı biber asılıyor; acı biber, erkeklik simgesi. Yeni doğan bebek, 1 yaşında sayılıyor. İlk doğum gününde (dol), doğum tanrıçası için özel bir masa hazırlanıyor. Bu ilk doğum gününde, bebeğin önüne çeşitli nesneler konuluyor: Para ya da pirinç tanesi, kitap ya da yazı fırçası, ok ya da yay ve erişte ya da iplik. Bebeğin, birinciyi seçerse zengin, ikinciyi seçerse bilgin, üçüncüyü seçerse yiğit, dördüncüyü seçerse uzun ömürlü olacağına inanılıyor.
Hwangap ya da hoegap, G. Korede 60 yaş töreni. 60, önemli bir sayı; çünkü Asya takvimlerinde döngülerin bitimine karşılık geliyor. Baegil ise bebeğin 100. günü kutlaması; eş-dost çağırılıyor ve 100. gün resmi çekiliyor. 100. gün, ilk doğum günü ve 60 yaş kutlamaları, bebek ölüm oranının yüksek, yaşamın kısa olduğu eski dönemlerde önemliydi; şimdi pek fazla önemi yok. Şamancı geçmişin bir kalıtı olarak, bebeğin ve çocuğun doğum günlerinde, kötü ruhları kaçırmak için barbunya yeniyor. Barbunyanın kırmızısının ve genel olarak kırmızının kötü ruhları kaçırdığına inanılıyor. Yetişkinliğin başlangıcı sayıldığından, 20 yaş için de özel tören yapılıyor. Bu kutlamalar, her yıl mayısın 3. pazartesisine denk geliyor. Öngörülebileceği gibi hızlı kalkınmayla birlikte bu gelenekler zayıflıyor.
Kore geleneklerine göre ölüm törenlerinde beyaz giyiliyor (Vietnamda da öyle) ama siyah giyen de oluyor. Ölümden sonra, ölü bedeni evde 3 gün bekletme geleneği var. Yüze doğal kokular sürüp açık bırakıyorlar, bedeni sargılıyorlar. Ziyaretçiler gelip ölü bedene bakıp kalanlara başsağlığı diliyor. Kongcu (Konfüçyüsçü) gelenekler dolayısıyla, geçmişte Korede ölenin ardından 3 yıl yas tutuluyordu. Birçok Doğu Asya ekininde olduğu gibi Kore ekininde de her yıl ölmüşler, törenlerle anılıyor (bu gelenek, Türkiyede bayram günlerindeki mezarlık ziyaretlerine benzetilebilir).
Bu geleneklerin çok özgün olduğu sanılabilir elbette. Ancak bir anımsatma: Kırmızı biber, Kolomba dek, Eski Dünyada bilinmiyor ve yetişmiyordu. Dolayısıyla, yukarıda andığımız acı biber serme ya da Korenin özgün yemeği olan acı biberli turşu (kimçi), genç gelenekler. Baegilde (100. gün kutlaması) resim çekilmesi ise kuşkusuz, biberli geleneklerden çok daha genç bir gelenek. Korenin en eski gelenekleri, Kongculuk ve Budacılık öncesindeki Şamancı gelenekler. Kore şamanlarının törenine Korece gut deniyor (Türkçede kutlu olsun sözündeki kut). Ortak Şamancı geçmişlerinin bir ürünü olsa gerek; Korelilerde, Moğollarda ve Türklerde güreş, ata sporu. Kore geleneklerine göre güreşte kazananın ödülü, öküz.
Kongculukla ataerkil düzen geliyor. Kongculuk öncesinde Korede damat, gelinin evinde kalıyordu. Ataerkil Kongcu altyapıya karşın, Kore geleneksel toplumunda bey, kazandığı tüm parayı hanıma öder; ev hanımı, evi ve çocukları çekip çevirirdi. Yiyecek ambarının anahtarı da kadındaydı. Öte yandan, geleneklere göre gelin, erkek çocuk veremezse, bu boşanma gerekçesi sayılırdı. Mallar da soy da babadan oğula geçerdi. Koreli kadınlar, erkek çocuk yapabilmek için fallik simgeler önünde dua ederlerdi ve erkek çocuk doğurmuş bir kadının ilk yemeğini onunla birlikte yerlerdi ki, kendileri de erkek çocuk dünyaya getirsin! Ayrıca, aynı umutla, doğum ipindeki acı biberleri gizlice alıp yiyorlardı. Neyse ki, G. Korenin hızlı kalkınmasıyla birlikte, erkeği kayıran bu düzen, büyük oranda kırılmış durumda. Kalkınmayla birlikte kimi gelenekler ölürken kimi gelenekler değişerek var kalıyor. Bugün yapılanlarsa, gelecekte gelenek olacak.
Dr. Ulaş Başar Gezgin
Evrensel'i Takip Et