10 Temmuz 2010 00:00

Asklepion’da Prometheus ‘ateşi’ yeniden çaldı!


Tarihte bilinen ilk Tiyatro Yazarı, Antik Çağın En Büyük Tragedya Ustası Aiskhylos (Eshilos)’un günümüze kalmış yedi tragedyasından biri olan “Zincire Vurulmuş Prometheus”u Pire Tiyatro Dostları Topluluğu tarafından Bergama Asklepion antik tiyatrosunda sahnelendi. 24. İzmir festivali etkinlikleri kapsamında Türk-Yunan dostluğunu geliştirme fikri ile düzenlenen etkinliklerden biri olan Prometheus tragedyası antik tiyatronun harikulade havası ile oldukça görkemli ve etkileyici bir prömiyerle izleyici ile buluştu. Davul, yan flüt, piyano, çello, klarnet ve sololarla zengin bir orkestranın eşliği klasik tragedyaya bir canlılık kattığı gibi Yunan oyuncuların 2.5 saat boyunca hiç eksilmeyen enerjileri de takdire şayandı. Ancak Yunanca sergilenen oyunda dili bilmeyen bizim gibi izleyiciler için sürekli takılan, akmayan Türkçe üst yazı ciddi bir takip sorunu yarattı. Dekorun, oyunun gücü yanında biraz basit kaldığı hissi de başka bir eksiklik sayılabilir. Tabii üç bin yıllık Asklepion’un aklımızı başımızdan alan atmosferine Prometheus’un yaktığı ateşin sıcaklığı eklenince yaz akşamının serinliğini dahi unuttuk her şeye rağmen. Oyunu tiyatroyu dolduran çok sayıda seyircinin yanı sıra, Yunanistan Parlamentosu Başkan Yardımcısı Rodoula Zissi, Yunanistan’ın İzmir Başkonsolosu Hara Skolarikou, Bergama Kaymakamı Ahmet Ertan Yücel, Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı Başkanı Filiz Sarper Eczacıbaşı’da izledi. Festival, Türkiye Dışişleri Bakanlığı ve Yunanistan Kültür Bakanlığı’nın katkıları ile gerçekleştiriliyor ve çeşitli etkinliklerle devam ediyor.
DOSTLUK İÇİN SAHNEDEYDİ
Müziklerini Konstantino Psahos ve Mikis Theodorakis’in, rejisini Aggelos Sikelianos ve Elias Malandris’in yaptığı oyunda Yunanistan’ın en ünlü oyuncularından Mario Frangoulis Prometheus’u canlandırdı. Tanrısal düzene kafa tutan, insana ateşi armağan ederek onlara yaratıcılığı, bilimi ve uygarlığı bahşeden, karşılığında büyük acılar çeken Prometheus’u ve insanlık tarihini en çok etkileyen hikayelerden birini anlatan bu başyapıttan biraz daha bahsedeceğiz. Ama önce prömiyerden bir gün önce festival organizasyonunu yürüten İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı (İKSEV) ile Pire Devlet Tiyatrosu (Yunan) oyuncularının gerçekleştirdikleri basın toplantısında konuşan oyunun Prometheus’u, Mario Frangoulis’in sözlerini paylaşalım.
İzmir Festivali’ne üçüncü kez katılmaktan mutluluk duyduğunu belirten Frangoulis, Bergama’da, tarihi bir mekanda, böylesine önemli bir tragedyada rol alacak olmanın heyecanını yaşadığını söyledi. Türkiye’de çok sayıda tarihi mekanda konser verdiğini anlatan Frangoulis, ‘‘Bergama, 2 bin 500 yıldır bu günün gelmesini bekliyor. Bu çalışma, Türk-Yunan dostluğunun, yakınlığının bir göstergesi. İki ülke olarak komşuyuz, arkadaşız ve devam eden dostluğumuz var. Umarım yaptığımız etkinliklerle Türk-Yunan dostluğunun pekişmesine katkıda bulunmuş oluruz’’ diye konuştu. Açıklamada kültür ve sanatın halklar arasındaki dostluk ilişkisine katkısının da altı çizildi.
SANATLARIN VE ÖZGÜRLÜĞÜN YOLUNU AYDINLATAN ATEŞ
Oyunu bizim için cezbedici kılan dostluk temalı bir festivalde gösterilecek olması kadar tanrısal düzene kafa tutan Prometheus’un merak uyandıran mitolojik başkaldırı öyküsü de oldu. Prometheus insanlar yaratmak ve onlara ateşi (yaratıcılığı, bilimi, uygarlığı) vermekle tanrısal düzeni değiştirmeyi başarmıştır. Olympos tanrılarının kuvvet ve kudretine karşılık, Prometheus’da kurnaz ve zekidir. Titanların isyanları sırasında tarafsızlığını korumuş ve başkaldırmamış bir Titan oğlu olarak Zeus’un gözüne girmeyi başarmıştı. Zeus onu Olympos’ daki ölümsüzlerin arasına aldı. Oysa o Zeus ve arkadaşlarına karşı kin besliyordu. Dedelerinin öcünü almak için, kendi gözyaşıyla yoğurduğu balçıktan ilk insanı yarattı. Sonra onun acizliğine acıyarak, Hephahistos’un (Ateş Tanrısı) alevler saçan ocağından bir kıvılcım çaldı ve insanlara armağan etti. Bunun için Tanrı Zeus tarafından Kafkas Dağı’nda zincire vurulmuş ve Prometheus Desmotes (zincire vurulmuş Prometheus) adıyla anılmıştır. Tanrılarca görevlendirilen bir kartal (Bazen akbabayla karıştırılır) sürekli olarak, her gece yeniden oluşan karaciğerini kemirmektedir. Onu Kafkas dağının tepesindeki bu işkenceden Zeus’un oğlu yarı tanrı, ölümlü Herakles kurtarır. Prometheus; “Zeus tahtından düşmedikçe benim işkencelerimin sonu yoktur” der, böylelikle insanlığa özgürlüğün yolunu göstermiş olur. Prometheus’un zincire vurulmasındaki asıl neden Zeus’un ondan korkuyor olmasıdır. Geleceği görme yetisi olan bir titandır ve bu yetisini kullanarak Zeus’un Kronos’u tahttan indirmesine yardımcı olmuştur. Gelecekte de Prometheus’un bu özelliğini kendisinin tahttan düşürmek için de kullanacağından korkan Zeus, Prometheus’ un ateşi (bilgiyi) çalarak insanlara vermesi ile ondan kurtulmak için gerekli fırsatı elde ettiğini sanır ancak umduğu gibi olmaz.
Pire Tiyatro Dostları Topluluğundan 20. yıllarında Prometheus’un ateşi çalış hikayesinin yorumunu ile izlemiş olmak sanıyoruz bir şanstı. Özellikle Promethes’u canlandıran Mario Frangoulis izleyiciye ‘Hakkını verdi’ dedirten bir performans sergiledi. Tanrısal düzeni yıkan Prometheus’un öyküsü bugün izlendiğinde ‘Bu düzen nasıl değişmeli’ sorusunun sırrını tıpkı ateşi ilk kez verdiği gibi yine insanlara veriyor. Ve aklımızda şu soru ile; biz ne zaman ateşi çalacağız?
(İzmir/EVRENSEL)

Ayşen Güven

Evrensel'i Takip Et