1 Haziran 2010 00:00
Vizyona girmeyenler Altyazıda
AYLIK sinema dergisi Altyazı, haziran sayısının önemli bir bölümünü, yakın dönemden kimi festivallerde gösterilen, kimi hiçbir yerde gösterilmeyip doğrudan DVD raflarındaki yerini alan ama hiçbiri de vizyona girmemiş filmlere ayırıyor. Sinema salonlarının değişen yapısıyla birlikte salon sayısının artmasına karşın seçeneklerin azaldığı ve giderek tek tipleşen vizyona alternatif bu dosya; klasik mafya filmi kalıplarını günümüz Fransasının çok kültürlü iklimine taşıyan Yeraltı Peygamberinden kamerasını İngiliz işçi sınıfının arzularına çeviren Fish Tanke, Güney Korenin kendine has absürd suç filmi geleneğinin doruk noktalarından Anadan Kanadalı bir gencin annesine olan nefretine bakarak ona karşı derinlerde yatan sevgisini bulduğu Annemi Öldürdüme, birkaç cümlelik bir çocuk kitabından hiç bitmeyen bir öykü çıkaran Where the Wild Things Aredan Filistinin tarihine bakarken geçmişin güzelliğini sıra dışı yaşamların en sıradan detaylarında bulan Geride Kalana ve Werner Herzog, Claire Denis gibi usta yönetmenlerin son filmlerine uzanan yazılarla, yakın zamanda çeşitli vesilelerle sinema dünyasında büyük etki bırakan ancak ülkemiz sinema salonlarından uzak kalan filmleri gündeme taşıyor.
BALLA BATIK LİMAN KARŞILAŞTIRILIYOR
Vizyonun es geçmediği, ancak ne oranda sansüre uğrayacağı halen tartışma konusu olan Deccal (Antichrist) ise Altyazının haziran sayısının bir başka öne çıkan konusu. Her filminde yeni bir meydan okumayla karşımıza çıkan Lars von Trierin geçtiğimiz sene Cannes Film Festivalinde gösterildiğinde büyük gürültü koparan filmi Deccal, dergide kapsamlı bir yazıyla ele alınıyor.
Derginin Vizyon sayfalarında ayrıca, Semih Kaplanoğlunun Altın Ayı ödüllü filmi Balı, Şair Guiseppe Ungarettinin Batık Liman isimli eseriyle karşılaştırıp Bala şiirsel bir okuma sunan bir deneme yazısıyla, usta Yönetmen Costa-Gavrasın bir göçmen hikayesi anlattığı son filmi Cennet Batıda (Eden à lOuest) hakkında kaleme alınmış bir analiz göze çarpıyor.
Vizyon Ötesi sayfalarında en çok dikkat çekenleri ise İranlı Yönetmen Macid Macidi ile sinemada alt sınıfların ve emeğin temsilinden İran Devrimine, melodramdan toplumsal gerçekçiliğe uzanan bir söyleşi, 11 Eylül sonrası dünyanın ilgisini toplayan İranlı görsel sanatçı Şirin Neşatın sanat serüvenini ele alan geniş bir portre yazısı ve mayıs ayında gerçekleşen 63. Cannes Film Festivalinde görücüye çıkan filmlere ayrılan bölüm oluşturuyor. (KÜLTÜR SERVİSİ)
Evrensel'i Takip Et