20 Nisan 2010 00:00

Köy enstitüsünde neler yapılırdı?

KAPATILMALARININ üzerinden yıllar geçmesine rağmen köy enstitüleri hâlâ tartışılıyor.

Paylaş

KAPATILMALARININ üzerinden yıllar geçmesine rağmen köy enstitüleri hâlâ tartışılıyor. Eğitim alanında büyük bir birikim yaratan köy enstitülerini o kültürü, havayı solumuş birinden, bir eğitim çınarı olan Halit Aydın’la konuştuk. Halit Aydın 1940 yılında kurulan köy enstitülerindeki eğitim sistemini ve kapatılışını gazetemize anlattı.
Aydın, enstitülerden önceki dönemi “Bizim köyde ilkokul çok eskiden beri vardı. Biz okurken öğretmenimiz askere gidince, okula ara vermek zorunda kaldık. Öğretmenimiz askerden döndüğünde eğitimimize devam edebildik” diye anlatıyor. Aydın’ın köyüne köy enstitüsünün ilk mezunu öğretmen 1944’te gelmiş. 1948’de köy enstitüleri ilk kez sınavla öğrenci almaya başladığında, enstitüye girmeye hak kazananlardan biri de Halit Aydın olmuş.
İŞ EĞİTİMİ ESAS
Köy enstitülerinde iş eğitiminin esas alındığını belirten Aydın, demircilik, marangozluk, inşaat ve tarım bölümlerinde eğitim aldıklarını, ayrıca tarım eğitiminde de hayvancılık, meyvecilik, sebzecilik gibi dalların bulunduğunu ifade ediyor. Öğrencilerin bu dalların her birinde 3 ay süren uygulamalı eğitim gördüklerini aktaran Aydın, “Günlük eğitimimizin yarısı, uygulamalı iş eğitimi dallarında yapılırdı. Kalan yarısı da Türkçe, fen, sosyal bilgiler, matematik gibi derslere ayrılıyordu. Eğitimimiz 8 saat sürerdi. Ayrıca sabah ve akşam birer saat etüt yapardık. Sabah kalktığımızda sınıfımızın önünde durur, oyunlar oynar; şarkılar, türküler söylerdik. Kahvaltıdan sonra iş bölümü toplantısı yapardık. Başta müdürümüz olmak üzere, bütün öğretmenler, öğrenciler, okul çalışanları toplantıya katılırdı. Burada gerekli konuşmalar, bilgilendirme ve görevlendirmeler yapılırdı. Daha sonra, uygulamalı dersi olanlar bu derslere gider; öğleden sonra da kültür derslerine girilirdi” diyerek anlatıyor köy enstitüsünde geçen bir günü.
HAFTA SONU FORUM
Eğitimin karma olduğuna dikkat çeken Aydın, kız öğrencilerin de demircilik, marangozluk, inşaat dersleri yerine dikiş-nakış, ev idaresi, çocuk bakımı dersleri aldıklarını aktarıyor. Ayrıca okullarda müzik bölümünde piyano, keman, mandolin dersleri, spor bölümünde futbol, voleybol, basketbol, derslerinin yanı sıra gazetecilik kolunda gazetecilik eğitimi veriliyormuş. Hafta sonları yapılan ve öğretmen, öğrenci, çalışan herkesin katıldığı forumlarda bir hafta içinde okulda yaşananlar değerlendirilirmiş.
Ancak Köy Enstitüleri Demokrat Parti iktidarının hedefi olmuş. Aydın’ın Okul Müdürü İsmail Sefa Güner de Demokrat Parti iktidarında görevden alınmış. “1952 yılında Demokrat Parti iktidarı döneminde, güya demokratikleşme adına, öğrenci başkanlığı seçimi yapıldı. Bu faaliyetlerimiz de ‘52’ den sonra engellendi” diyen Aydın, Demokrat Parti’nin köy enstitülerini yeni yaratacağı toplumun önünde engel olarak gördüğünü söylüyor. DP’nin köylüler arasında yaptığı propaganda nedeniyle imece usulüyle yapılan okullara köylünün katkı sunmadığını anlatan Aydın, “Hatta o kadar ileri gidilmişti ki, sağlıkla ilgili uygulamalara karşı geliniyordu. Köylüler aşı yaptırmak istemiyor, tuvalet, kanalizasyon, suyun drenajına dahi karşı çıkılıyordu” diyor.
(Ankara/EVRENSEL)

KÖY ENSTİTÜLERİ 70 YAŞINDA

Köy Enstitülerinin 70. kuruluş yıl dönümü, Bursa’da düzenlenen bir etkinlikle kutlandı.
Nilüfer Kent Konseyi ve Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği Bursa Şubesi tarafından düzenlenen programa, Köy Enstitüsü mezunları katıldı.
Törende konuşan Nilüfer Belediye Başkan Vekili Adil Kayaoğlu, 70 yıl önce kurularak Anadolu aydınlanmasına büyük katkıda bulunan ve Cumhuriyet tarihinin en önemli eğitim projesi olarak tarihe geçen Köy Enstitülerinin önemini anlattı. Eğitim modeli olarak UNESCO tarafından dünyaya örnek gösterilen bu girişim, modelinin günümüze kadar yaşatılamadığını aktaran Kayaoğlu, Köy Enstitülerinin bugün yaşaması halinde Türkiye’nin çok farklı olacağını söyledi.
Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği Bursa Şubesi Başkanı Yunus Temiz ise Köy Enstitülerinin Anadolu halkının destanı olduğunu belirterek, “Bu destan eğitimle yeniden yeşerecek. Köy Enstitülerinin geçmişi çile doludur. Bizler çekilen çilelere vefa olarak bu destanı yeniden şahlandırmalıyız” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. İlyas Yılmazer de Köy Enstitülerinin geçmişi ve yaşanan süreç hakkında bilgi verdi. Yılmazer şöyle konuştu: “Toplumların kalkınmasındaki temel öge insandır. İnsanı oluşturan eğitimdir. Dış güçler, geçmişte hep Türkiye’nin eğitim hayatına darbe vurmuşlardır. Dış güçlerin üzerimizden elini çekmesi için gereken çalışmayı yapmalıyız.”
Konuşmaların ardından Köy Enstitülerinden mezun olan üyelere plaket verildi. Törende, Uludağ Üniversitesi Halk Dansları Topluluğu öğrencileri de bir gösteri yaptı. (BURSA)
Hüseyin Kaya
ÖNCEKİ HABER

Sağlıklı yaşam için horon tepip bisiklete bindiler

SONRAKİ HABER

ŞALVAR DA SAKINCALI!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa