Sporda yeni bir anayasa
Futbolda şiddet, şike, teşvik konusuyla ilgili çıkartılan yasalar birbiriyle yarışıyor.
5194 sayılı Yasa’daki ceza normları kaydırıcılık konusunda yetersiz kalınca 6222 sayılı Yasa nisan 2011 itibariyle yürürlüğe girdi. Bir tepki yasası olan 6222 sayılı Yasa’da cezalar bu kez tavan yaptı ve cezaların ağırlığı tartışma konusu oldu.
Nitekim bu yasanın yürürlüğe girmesiyle Futbolda “Temiz Kramponlar” operasyonuyla futbolun önde gelen isimleri Şike-Teşvik nedeniyle gözaltına alındı, tutuklandı. Günlerce kamuoyunda tartışılan konu Kulüpler Birliğinin verdiği yasa teklifiyle yeni bir boyut kazandı.
Dört Siyasi partinin sporun üzerinden siyasete balıklama atlayınca ortaya 6250 sayılı Yasa çıktı. Hızla TBMM’den geçen yasaya Cumhurbaşkanı Abdullah Gül geçit vermedi.
Yasa caydırıcılık niteliği olmadığından kamuoyunda kişiye özel yasa, örtülü af nitelendirilmesiyle tekrar TBMM’ye geri gönderildi. Çok iyi bir tesadüf sonucu tam o esnada özel yetkili savcı SN. Berk tarafından yürürlükte kalan 6222 sayılı Yasa doğrultusunda İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesine İDDİANAME sunuldu. Çok ağır suçlamalarla dolu iddianameden ayrıca iki adet çete ve örgüt suçları çıktı.
Kişilere 100-150 yıllar civarında cezalar verildi. Futbolcular seyirciden men edildi. Sahaya çıkarılmadı, tribüne sokulamadı.
Ve bütün medyada kesintisiz bir şekilde Türkiye’nin en önemli konusu haline gelen bu trajikomik olay nedeniyle herkes eteğindeki taşı dökmeye başladı. İntikam dolu konuşmalar, yargısız infazlar, absürd konuşmalar, reyting amacıyla şovlar, önüne gelenin hukukçu olduğu TV programları…
Bugün iddianame askıda, henüz mahkeme kabul etmemesi nedeniyle verdiği koruma- seyir yasağı nedeniyle tartışma konusu oldu. İddianamedeki cezaların yüksekliği, TBMM’den veto yiyen yasa askıda bekliyor.
Şimdi ne olacak ?
Eğer bütün bu kargaşayı bitirmek istiyorsak, eğer Türk sporunun geleceğini kurtarmak istiyorsak..
1.YENİ YASA DERHAL YÜRÜRLÜĞE GİRMELİDİR.
Bugüne kadar çıkan yasalar TEPKİ yasası niteliğinde olduğundan içinde eksiklikleri her zaman bulundurdu.
Geçmiş deneyimlerle birlikte federasyon yetkilileri kulüplerin temsilcileri, spor adamları, spor hukukçuları, üniversiteler, kamuoyundaki akil adamlar, taraftar temsilcileri toplumda konsensüs sağlamanın ön koşul olduğu bir platformda uluslararası spor hukuku normları göz önüne alınarak yeni yasa çıkartılmalıdır. Bu konuda TBMM de kararlı ve hızlı radikal davranmalıdır.
Şu anda mahkeme iddianameyi kabul etse dahi yeni yasa çıktığında uluslararası hukuk kuralı gereği yasa sanıkların lehine ise yeni yasa uygulanır. Böylece sorunların büyük bölümü çözülecektir.
2. FEDERASYON TÜZEL KİŞİLİK YAPISINI DEĞİŞTİRMELİDİR.
Bugün en çok sancı çeken, zor durumda olan TFF’dir. Yeni yönetim göreve geldiği günden beri sorunlarla boğuşuyor. Hiç kimsenin yardımcı olmadığı bu kuruma gücü yeten yetmeyen saldırıyor.
Kulüplerin seçtiği delegelerin her genel kurulda bir kara bulut gibi federasyonun üzerine çeken bir ahtapot gibi kollarını gözetim ve denetim kurullarına koyar ve karar olma sürecini etkilemeye çalışır.
Özerk federasyon başkanın güçlü iradesine kalmıştır. Bu yapı değişmeli FEDERASYON gerçekten ÖZERK bir kuruluş olmalı. Saygın bir kurum olmalı.. Etkin ve güçlü yaptırım gücüne sahip olmalı..
3. KULÜPLER YASASI ÇIKARILMALIDIR.
Hiçbir denetim kontrolü olmayan Dernekler Yasası’yla milyonlarca dolar bütçeye sahip olan spor klüplerini nasıl yönetebiliriz? Sporda şike ve teşvik suçunun önünü kesmek istiyorsak öncelikle MALİ konuların yasaya ve hukuka uygun hale getirmeliyiz.
Bu nedenle derhal kulüpler yasası çıkartılmalıdır. Mali Denetim Açık ve Saydam olmadan bu işler bitmez. Çünkü ortada denetlenemeyen çok büyük rant var.
4. SPOR MAHKEMELERİ KURULMALIDIR.
Adli yargı izinde spor hukuku konusunda ihtisas sahibi yetkin hakim ve savcıların öncülüğünde spor mahkemeleri kurulmalıdır.
Spor gibi hızlı oynanan bir ortamda hızlı karar almak için bu tür mahkemelere acil ihtiyaç vardır.Sporcu hakları, sözleşmeler,kulüp alacakları,kulüp TFF ilişkileri vb. bütün bu sorunları tüzel kişiliği tartışmalı olan TFF Yönetmeliği ile çözemezsiniz.
5. KULÜPLER UEFA KRİTERLERİNE UYUM SAĞLAMALIDIR.
Spor küreselleşen dünyada insanların ortak duygusunu bir arada tutabilen önemli bir oyun..
Özellikle dünyada en fazla ilgi gören futbolla ülkeler birbirlerine yakınlaşıyor, yeni dostluklar kurulabiliyor.
Futbol, spor bir kültürdür. Bu anlayışla spor klüplerinin örgütlenmesi ve uluslararası spor hukuku çerçevesinde UEFA’nın zorunlu ve gönüllü kriterlerine uygun spor kulübü yönetimleri oluşmalı ve kurumsallaşmaya önem verilmelidir.
6. SPORCULARA SENDİKAL HAK VERİLMELİDİR.
Spor, futbol bacasız bir sanayidir. Bu endüstrinin emekçileri futbolculardır. Belli bir yaşta futbolu bırakan bu emekçiler, genç yaşta emekli oluyorlar, hiçbir yaşam güvenceleri yok. Para kazanan ünlü futbolcuların dışında değişik hayallerle gençliğini gönüllü bir şekilde spora veren yüz binlerce sporcunun hiçbir güvencesi yok. Kendi rızası dışında boş mukavelelere imza atan bu gençler kulüp yöneticilerinin merhametine bakmakta veya menajerinin oyununa gelmekte.. Bu kişinin kafasında binlerce soru ile spor yapması çok zor..
Bugün geldiğimiz nokta bütün klüplerin yöneticilerinin, taraftarlarının güç ve eylem birliğidir.
Konuşarak tartışarak yaşayarak ve dostluk türküleri çağırarak bir araya gelmeliyiz. Sporu barış ve dostluk olarak görmeliyiz.
Sporun anayasasını yazalım. Bunu kapalı kapılar arkasında değil bütün Türkiye kamuoyunda tartışarak yapalım ve yaptığımız anayasa bizim olsun.
Türk sporunun geleceği için herkes bu görevde gönüllü yer almalıdır.
*TFF Eski Yön. Kur. Üyesi Av.
Evrensel'i Takip Et