10 Ocak 2010 00:00

Uygarlık nedir?

Uygarlık, nedir? Bence dünyanın olanaklarını eşitçe paylaşmaktır. Emeğin karşılığını vermektir. Bir otun, bir kuşun, bir karıncanın yaşam hakkını savunabilmektir. Bir bakın çevrenize, insanların su içtikleri, yüzlerini yıkadıkları şadırvanın çatısına kuşlar su içsin diye küçük suluklar yerleştirilmişse bu şadırvanı yapan da uygardır, çağı da. Kaçıncı yüzyılda yapılırsa yapılsın. Engelliler için eğik düzlem konmuşsa merdivenlerin yanına uygardır. Ama ağaçları kesip, içine can-ı azizi için villalar konduran kişi uygar değildir. Vahşi bile değildir. “Orman kanunu, gücü gücü yetene” diye dalga geçtiğimiz doğa düzeninde aç olmayan hayvanın başkasını avladığı görülmez. Kavga etmeye niyetli hayvan karşısındaki yenilgiyi kabul ettiği an, kavgadan cayar... Ya bütün canlıların en uygarı sayılan insan? İnsan tüm canlılar üstünde egemenlik kurmayı ister. Bu istek gün gelir canlı türlerinin eksilmesine, doğa dengesinin altüst olmasına yol açar. Kendi soyunun geleceği olan çocuklar için kurallar koyar, uluslararası anlaşmalar yapar ve uymaz. Sonra şöyle iletiler alırsınız ve utanırsınız yaşadığınız çağdan: “Romanlar günlerdir gerginlik yaşanan falan Ege kasabasından sürüldü... Başka kasabaya gidecek olanlar tutanaklara yöneticilerin baskısı sonucu ‘kendi isteğimizle gidiyoruz’ diye imza attılar”, “ Filan Cezaevinde tutuklu çocuklar, müdür azarlayınca ağladılar...aileleri onların darp edildiğini sandı.” Ekmek küçüldükçe, hak mücadeleleri arttıkça bu tür gerginlikler artar/arttırılır. Bu arada uluslararası kurullardan, bütün bir ulusu yaralayan azarlar işitilir: “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi 52. Oturumda (14 Eylül – 2 Ekim 2009) Türk Hükümetinin raporunu incelemesi sonucunda, Türkiye’de yaşanan çocuk hakları ihlalleri konusunda uyardı.” Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi, Türkiye’de son dönemlerde yoğun olarak yaşanan çocuk hakları ihlalleri konusunda uyarmakta haklı, Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları da 2006 yılında antiterör yasasında yapılan değişiklikle 15 yaşın üzerindeki çocukların yetişkinler gibi « özel ceza mahkemelerinde » yargılanma yolunun açılmasından ciddi kaygı duymaktadır. Ayrıca Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları komitesi şu noktayı vurgulamaktadır: “Türk Hükümetinin komiteye vermiş olduğu bilgiler bu kaygıları gidermekten uzaktır, çünkü elimizdeki bilgilere göre bu yasa maddeleri çok sayıda çocuğa uygulanmaktadır. Komite özellikle de, Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırı olarak, çocuklara verilebilecek müebbet hapis cezalarından ve de antiterör yasasının yürüyüş ve gösterilere katılan çocuklara uygulanmasından kaygılanmaktadır.” Komitenin kaygıları önemli ama uzun bir süredir okur yazarlarımız “ Terör” tanımının, uluslarası normlara uygun olması gerektiğini düşünmektedir. 2009 yılında 42 davada yargılanan 177 çocuğa verilen hapis cezalarının toplamının 772 yıl 2 ay 26 gün olması insana kötü bir şaka gibi gelmektedir. Nedir uygarlık... Emeğin özgür olmasıdır önce. Değerler dizgesini emeğin belirlemesidir.
Sennur Sezer

Evrensel'i Takip Et