19 Aralık 2011 09:31
Nebat Bükrek

AKP’nin toplu görüşme tiyatrosunun yeteneksiz aktörü bu konfederasyonun siyasi iktidarın sadaka zamlarını meşrulaştırmak, diğer sendikaların mücadelesinin önünü kesmek ve iş yerlerindeki emekçilerin birliğini bölmeye çalışmaktan başka bir şey yapmadığı da aşikar. Ancak, yine de işten çıkarmayı kolaylaştıracak memurların iş güvencesinin kaldırılması önerisinin bir memur konfederasyonundan gelmesi artık sınırları zorluyor. Nice uzlaşmacı, işbirlikçi örneğe karşın adı hala sendika olan bir yapı nasıl bu kadar pervasız olabiliyor sorusunu insan sormadan edemiyor.
Sendikalar 150 yılı aşkın bir süredir emekçilerin hakları, iş güvenceleri, daha iyi yaşama ve çalışma koşuları için örgütlenir, mücadele ederler. Kamu emekçileri sendikaları da 20 yıldan fazladır emekçilerin kazanılmış haklarını korumak, yeni haklar elde etmek için mücadele ediyor ve bedeller ödüyorlar. Bazıları da en azından öyle görünüyorlar. Oysa MEMUR SEN’ genel başkanı politika yapma gereği bile duymadan kafasındaki gerçeği dışa vurmuş. Devlet güdümlü, yandaş sendikacılık gibi tanımlar bile hafif kalıyor. MEMUR SEN’in yaptığı Çarlık Rusya dönemindeki Zubatov’cu sendikacılık olsa gerek. Bu terimi kısaca açıklayalım. Sergei Vasilyevich ZUBATOV, 1884-1917 yıları arasında,Çarlık Rusya’sında yaşamış ünlü bir polis yöneticisidir. Yaşadığı dönemde devrimci örgütlerin çalışmalarını bastırmak amacıyla kendi denetiminde yasal işçi kuruluşları kurdurmuştur. Gençliğinde devrimci hareketin sempatizanı olmuş, daha sonra ajanlaşmıştır. Çarlık iktidarına olan derin bağlılığına karşın devrimci hareketin sadece baskı ve saldırılarla tasfiye edilemeyeceğini de kavramıştır. İşçiler arası hoşnutsuzluk ve muhalefetlerden  de yararlanarak devlet güdümlü işçi sendikalarının kurdurmuştur. Sendikal alandaki bu anlayış ve uygulama  tarihte Zubatov’culuk olarak adlandırılır. Tabandaki üyeleri değil ama, MEMUR SEN’in kamu emekçileri sendikaları mücadelesinde üstten  oynadığı siyasi-ideolojik rol olsa olsa  Zubatov’culuk olarak adlandırılabilir. Bu durumdan da özellikle AKP hükümeti ve kamusal alanın tasfiyesi için uğraşan bürokratları  oldukça memnundurlar. Nasıl memnun olmasınlar. Enflasyon iki haneli rakamlara ulaştı. MEMUR SEN zam bile istemiyor.
Yukarıda yaptığımız alıntıda Bülent Arınç bunu açıkça belirtmiş.Ne yaptığını iyi biliyorlar.Çünkü çalışma yaşamını esnek ve güvencesiz hale getirmeye ant içmiş AKP iktidarına en büyük desteğin kamusal alanda yetkili konfederasyondan gelmesi bulunmaz bir siyasi nimet olsa gerek. Aynı konfederasyonun 4688 sayılı yeni TİS yasası tartışılırken ortaya koyduğu iktidar yanlısı tutumu da ayni zihniyetin devamı olarak sürmektedir. Aslında MEMUR SEN’e değil de, işyerlerindeki üyelerine bu durumu sormamız gerekir. Sizin sendikalarınızın, konfederasyonunuzun kuruluş ve varlık sebebi ne? İş güvencemize bile saldıran, grev hakkımızı savunmayan, sadaka gibi zamlara bile mutabakat imzalayan sendikalarda işiniz ne? Bir emekçi olarak geleceğinizi kime bağlıyorsunuz? Siz neye ve kime güveniyor, bel bağlıyorsunuz?
KESK, insanca yaşanacak bir ücret, grev hakkı, kamusal alanın tasfiyesi, KHK’ler ve her türlü güvencesiz çalıştırmaya karşı 21 Aralık’ta greve gidiyor. Diğer konfederasyonları da greve katılmaya çağırıyor. Biz tüm olumsuzluk ve engelleri aşarak başarılı bir grev örgütlemeye çalışacağız. Diğer sendikalara üye emekçileri de taleplerine sahip çıkmaya çağıracağız.
Gün olur, devran döner. AKP ve MEMUR SEN’ in şemsiyesi de, er geç ters döner. Emekçilerin kitlesel mücadelesi işçi-emekçi karşıtı iktidarları alaşağı eder. O zaman da,  sendikacılık adına kimilerinin payına onur düşerken; kimilerine de kitlelere yaptıkları ihanetin damgası miras kalır.
Yazımızı LENİN’in sözleriyle tamamlayalım;
 “Zubatov’culuk işçileri çar gericiliğinin çıkarları için güdümlü bir şekilde örgütlemeyi amaçlasa da; Rus işçi sınıfı hareketi bu sınırları aşmış, otokrasiye karşı proletaryanın sınıf savaşımının kaynağı olmuştur” der.
Bizde de olacak olan bu. Zorluklar aşılır. Olanaksız gibi gözüken şeyler sadece zaman alır. Kimsenin şüphesi olmasın.

*Eğitim Sen 3 No’lu Şube Eğitim Sekreteri

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et