Amed'de halkın grevi

Amed’te kamu emekçileri, grevi örmek için haftalar öncesinden çalışmalara başlamış; ilk kez mahallelerdeki halka grevin anlamının anlatılması için toplantılar yapılmıştı. Zaten kentin yoksul mahallerinde her türlü sosyal güvenceden uzak yaşanan Kürt yoksulları, bugüne kadar kamu emekçilerinin eylemlerine ve taleplerine mesafeli durmuştu. Ama artık yeşil kartlarını bile çok gören bu son saldırı dalgası, onları da bu sürecin bir parçası haline getirmişti. Grev sürecinde mahallelerde yapılan toplantılar, dağıtılan bildiriler, asılan pankartlar grevin halkın barış ve demokrasi talepleriyle birleşen bir halk grevi olarak örgütlenmesinin önünü açtı. Kentin her tarafına insanca yaşam talebinden anadilde eğitime; yerel yönetimler özerklik şartının uygulanmasından parasız eğitim ve sağlığa, düşünce, inanç ve örgütlenme önündeki engellerin kaldırılmasından sürdürülen operasyon ve tutuklamalara son verilmesine kadar birçok talebi içeren pankartlar ve afişler asıldı.
On bine yakın emekçinin katılımıyla son yıların en kitlesel emekçi eylemine sahne olan Dağkapı Meydanında atılan sloganlar ve yapılan konuşmalarda halkın emek ve demokrasi istemli talepleri yankılandı. Yapılan konuşmalarda kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesinden güvencesiz çalıştırmaya, KESK üyelerinin de içinde yer aldığı KCK operasyonlarından Bütçenin halkın ihtiyaçları yerine savaşa aktarılmasına, anadilde eğitim talebinden grev hakkına kadar bütün talepler dillendirildi. Dağkapı Meydanındaki eylem, gücünü ve taleplerini halkın gücü ve talepleriyle birleştiren emekçilerin saldırılara karşı mücadele kararlılığı ve direngenliğini büyüttü. Emek Partisi, ESP, TKP gibi partilerin de desteklediği eylemde konuşan BDP Milletvekili Altan Tan, AKP ve Erdoğan’ın halkın, emekçilerin taleplerine kulaklarını kapatarak giderek Ortadoğu’daki diktatörlere daha fazla benzediğine dikkat çekti. Belki dün Dağkapı Meydanı, Amed’in Tahrir’i olmadı ama alanda talep ve mücadelelerini birleştiren emekçiler ve halk, kendi Tahrir’lerini nasıl oluşturabilecekleri sorusunun yanıtını yaşayarak öğrendiler. Demokrasi, barış ve insanca yaşam için birleşe birleşe kazanacağız!