15 Eylül 2009 00:00

DÖNÜŞÜM

Almanya’da genel seçimlere iki hafta kala Hıristiyan Birlik partileri CDU/CSU’nun Başbakan Adayı Angela Merkel ve sosyal demokrat SPD’nin Adayı Frank-Walter Steinmeier 90 dakikalık “televizyon düellosunda” karşı karşıya geldiler.

Paylaş

Almanya’da genel seçimlere iki hafta kala Hıristiyan Birlik partileri CDU/CSU’nun Başbakan Adayı Angela Merkel ve sosyal demokrat SPD’nin Adayı Frank-Walter Steinmeier 90 dakikalık “televizyon düellosunda” karşı karşıya geldiler.
Beş televizyon kanalı “düelloyu” naklen yayınladılar ve ardından neredeyse bütün ulusal televizyon kanalları “düellonun analizini” yaptılar!
Başbakan adaylarının canlı programda karşı karşıya gelmeleri ABD’den Almanya’ya ihraç edildi. 2002 yılında ilk kez Dönemin Başbakanı Gerhard Schröder (SPD) ve Rakibi Edmund Stoiber (CSU) karşı karşıya geldiklerinde kamuoyunda “seçimlerin Amerikanlaştırılması” eleştirisi yaygındı. Fakat bu eleştiriler giderek kesildi ve “televizyon düellosu” gelenekselleşti!
Pazar akşamı yapılan “düellonun” en önemli özelliği iki “rakip” partinin dört yıldır büyük koalisyon ortağı olmalarında yatıyor. Merkel Başbakan, Steinmeier ise Başbakan Yardımcısı!
Bu anlamda pazar akşamı milyonlarca izleyici iki rakibin düellosundan çok iki politik dostun düetini izlemeye mahkum edildiler.
CDU/CSU ve SPD bütün önemli konularda, nüans olmakla birlikte, aynı düşünüyorlar. Dış politika, Alman askerlerinin Afganistan’ın işgalinde ve dünyanın diğer bölgelerinde jandarma/polis görevini sürdürmeleri gerektiği, Alman endüstrisinin dış pazarları ele geçirmesi için lojistik ve politik sağlanması, ülke içinde “iç güvenliği” sağlama iddiası ile vatandaşın denetimin artırılması, bireysel/kolektif hak ve özgürlüklerin sınırlanması, sosyal ve sağlık güvenlik sisteminin özelleştirilerek tasfiye edilmesi vs. vs. gibi birçok konuda partilerin programları aynı.
Devam eden ekonomik kriz ile ilgili alınan kararlar önümüzdeki iki yasama döneminde hangi burjuva partinin veya partilerin hükümeti oluşturacağından bağımsız yürürlüğe konuldu ve uygulanmak zorunda. Geride bıraktığımız 10 aylık süre içinde bankaları ve tekelleri kurtarmak için yapılan devlet borçları birkaç nesli şimdiden gırtlağa kadar borçlandırdı.
Pazar akşamı iki partinin adayı “kapışmaktan” çok geçen dört zor yılın nasıl üstesinden geldiklerini anlattılar. Geleceğe dönük vaatlerin farklılıklar arz etmesi ise bir zorunluluk. Sonuçta her şeyiyle aynı olan iki parti arasında tercih yapmakta o kadar kolay olmaz.
“Televizyon düellosunun” ortaya çıkardığı önemli bir nokta, bütün olumsuzluklarına karşın büyük koalisyonun devam etmesi opsiyonunun giderek daha fazla ağırlık kazandığıdır. Önümüzdeki yıllar saldırıların hızla artacağı, krizin faturasının işçi ve emekçilere çıkartılacağı yıllar olacak. Bu durumda sermaye için SPD’nin muhalefet yerine hükümette olması çok daha tercih edilebilir bir opsiyondur. SPD’nin hükümette olması aynı zamanda sosyal demokrat sendika yönetimlerinin işçi ve emekçileri oyalamalarının da bir güvencesi olacaktır.
Tabi bu konuda da kesin konuşmamak gerekir. Sosyal demokrat sendika yönetimleri 1980’li yılların ikinci yarısında çok “değişik bir strateji” izleyebileceklerini göstermişlerdi. İşçilere “gelecek seçimlerde işaretinizi doğru yere yapın” (IG Metall) çağrısı yaparak mücadele etme yerine seçimleri bekleme ve o zaman SPD’yi seçme önerisini getirmişlerdi. Ve bu yıllar işçi sınıfı açısından ne yazık ki “kaybolan yıllar” olarak tarihe geçti!
“Parlamento dışı hareket” olarak tanımlanan işçi ve emekçilerin, gençlerin ve kadınların, çevre ve savaş karşıtı hareketleri ortak bir mücadele sürdürmedikleri sürece pazar akşamı izlediğimiz sermaye partilerinin düeti devam edecek.
SERDAR DERVENTLİ
ÖNCEKİ HABER

Pirelli’de sendikaya sahip çıkma zamanı

SONRAKİ HABER

DURUM

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa