15 Eylül 2009 00:00
DURUM
Kürtlerin ulusal hakları için mücadele etmelerine Kürtçülük demek, ulusalcı eski bir devlet geleneğinin tanımlamasıdır. Bu terim solun bir kısmı tarafından da benimsenmiş, Kürtçülük onların literatürüne de girmiştir. Bu terimi kullanan solcuların ulusalcılığa meyletmiş olduklarının belirtilerinden birisi de kullandıkları bu literatürdür. Bugünlerde toplumun her kesimi Kürt sorununu tartışıyor, kendi çözüm önerilerini sıralıyor. Bu kuşkusuz ülkedeki demokrasi mücadelesinin gelişmesinin yolunu açıyor.
Kürtlerin ulusal hakları için mücadele etmelerine Kürtçülük demek, ulusalcı eski bir devlet geleneğinin tanımlamasıdır. Bu terim solun bir kısmı tarafından da benimsenmiş, Kürtçülük onların literatürüne de girmiştir. Bu terimi kullanan solcuların ulusalcılığa meyletmiş olduklarının belirtilerinden birisi de kullandıkları bu literatürdür. Bugünlerde toplumun her kesimi Kürt sorununu tartışıyor, kendi çözüm önerilerini sıralıyor. Bu kuşkusuz ülkedeki demokrasi mücadelesinin gelişmesinin yolunu açıyor.
Hürriyet Yazarı, Şair Özdemir İncede bu tartışmaya engin sosyalizm bilgisi ile katılanlardan. İnce yazılarıyla solcular arasında sosyal-şovenizmi yaygınlaştırmanın bayraktarlığını üstlenmiş durumda. Örneğin Kürt sorununda ulusların kaderini tayin hakkını savunan ve bu hakkı savunmayı unutan, Kemalistlerin peşine takılan solcuları eleştiren Oral Çalışları hedefe koyduğu yazısında şunları yazabiliyor; Oral Çalışlar anlaşılan bir türlü öğrenemediği solu iyice unutmuş. Örneğin V.İ. Lenin Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkında (Sol Yayınları) bu hakkın bağımsız devlet kurmak olduğunu yazar; Eğer bir Rus Marksisti, Ukraynalıların tam hak eşitliği isteğini ya da onların bağımsız bir devlet kurma hakkını bir an bile unutursa, sadece burjuva değil, ama aşırı gerici şovenliğin bataklığına kaymış olur. Ancak V.İ. Lenin, Marksist Ukraynalılardan ve proleter hareketinden söz ediyor. Irkçı ve feodal Ukraynalılardan (Kürtçülerden) değil! Kürt solu (varsa) ayrılmak istiyor mu?... Gelelim Birleşmiş Milletlerin Ulusların kendi kaderini tayin hakkına! O da sömürgelerle ve sömürgelerde yaşayan haklarla ilgilidir. Kaç kez yazdım! Ülkenin toprak bütünlüğünü, ulusal birliğini yok edecek bir hak söz konusu bile değildir! (Kürtçülük Sorununun Tersi ve Yüzü 5 Özdemir İnce)
Şiddetli solcu yazarımız engin sosyalizm bilgisi ile bunları döktürmüş! Ulusal sorunlar, kendi kaderini tayin hakkı sorunu ve bu hakkın somut bir tarihsel ve toplumsal anda kullanılması sorunu somut tahlilin yapılmasını gerektirir ve Diyalektiğin en fazla kullanılması gereken yerdir. İnce neden bahsediyor? Eğer gerici Ukraynalılar ayrılıp kendi devletlerini kurma hakkını savunsalar ve diğer Ukraynalıları da işçiler dahil- peşlerinden sürükleselerdi Lenin bu hakkı tanımayacak mıydı? Sovyet Devrimi Finlandiya ve Polonyanın özgürlüğünü niye tanıdı? Buralarda işçi devleti mi kurulmuştu? İnce sadece sosyalizm cahili değil, kötü bir aktarmacı.
Eğer gerici bir sınıf, ulusun diğer kesimlerini de peşine takıp kendi kaderini tayin hakkını kullanmak isterse ve kullanırsa bu durumda olacak olan şudur; o ulusun içerisindeki ilerici ögelerin demokrasi için ayağa kalkması, o ulusun içerisinde bir iç çatışmanın gündeme gelmesi. Bu bütünüyle o ulusun iç işidir. O ulusun ayrıldığı ülkenin sosyalistlerinin bu gibi durumlarda yapması gereken şudur; ulusların tam hak eşitliğini savunmak, ayrılan ulus üzerinde her türlü şiddetin uygulanmasına karşı çıkmak, o ulusun işçi ve emekçilerini gericiliğe karşı uyarmak ve buna karşı uyanık olmalarını sağlamaya çalışmak. Bu kadar!
Bugün Kürtlerin hareketi ilerici ve demokratiktir. Türk şovenizmine, gerici devlet sistemine ve onu destekleyen emperyalizme karşı bir mücadele yürütüyorlar. Türkiyede işçi ve emekçiler iktidarda olmadıkları gibi, Kürtlerin bu demokratik hareketini destekleyen, ulusal hak eşitliğini savunan güçlü bir işçi hareketi de olması için koşullar olgunlaşıyor- yok. Bu durumda Kürtler ayrılmak isteseler gericilik mi yapmış olacaklar? Ama Kürtlerin bugün böyle bir talepleri yok. Üzerinde bunca zulüm uygulanan Kürtler buna rağmen birlikte yaşamak istiyor. Ama bu da sınırsız bir kredi değildir. Kürtler eğer bir arada yaşayacaklarsa bunun güvencesi ülkede siyasi demokrasinin kurulması, hak eşitliğinin sağlanmasıdır. Ülkede siyasi demokrasinin kurulması için mücadele etmek, Kürtlerin hak eşitliğine kavuşmasını sağlamak için çaba göstermek Türk işçi ve emekçilerinin, onların hareketini teşvik etme görevi olan Türk solcularının görevidir. Türklerin ve Kürtlerin bir arada yaşamaları için bu gerekli ve zorunludur.
İnce gibi ulusalcılığa meyletmiş Türk solcularının bu konuda oynayabilecekleri hiç bir olumlu rol olmadığı gibi, onlar mevcut devlet sistemine ve hak eşitsizliğine destek vererek, gelecek kuşakların adlarını lanetle anmalarını da engelleyemeyeceklerdir. Hak eşitliğini, kendi kaderini tayin hakkını, toprak kaybını göze almayı kabul etmeyen bir solculuğun, kendisine solcu yaftasını asması için ne gibi bir gerekçe bulunuyor? Ha belki korucu olmamakla övünebilirler, ama yaptıkları iş ondan da beter!
Ahmet Yaşaroğlu