27 Aralık 2011 15:00
Kadir Çetrez

ÜÇ GÜNDÜR AÇ

A.G. üç gündür doğru düzgün bir şey yemeden okula gitmekteydi. Bu olayı öğrenip çocuğun ailesinin yaşadığı eve gidiyoruz. Anne Şaziye Aslan, 6 yıldır eşinden ayrı yaşayan bir kadın. Daha önce sokakta kalmış. Akrabasının yardımıyla şu an tek katlı, rutubetten tavanları dökük, yağmurda damından sular akan eski bir evde kalıyor. Defalarca muhtara ve kaymakama gittiğini, nüfus cüzdanında evli göründüğü için yetkililerin yardımcı olmadığını anlatıyor. Çocuğu okulda bayıldıktan sonra okuldaki öğretmenlerinin kendi aralarında para toplayıp eve yiyecek getirdiğini, yoksa çocuklarıyla beraber açlıktan öleceklerini söylüyor. Öğretmenlere teşekkür eden Aslan devlet yetkililerine seslenerek, aç olduklarını ve kendilerine sahip çıkılmasını istediğini belirtiyor.

SOSYAL KORUMA YOK

Şaziye Aslan ikiz olan iki çocuğu ile birlikte yaşıyor, diğer üç çocuğu ise evli.   

Şaziye Aslan, ikinci evliliğini yaptıktan sonra eşinin çocuklarının kendisini döverek kovduğunu anlatıyor. “Şimdi durumumuzu siz de görüyorsunuz zaten, açız. Devletin bize yardım etmesini istiyoruz. İki çocuğum okuyor. Okul masraflarını gideremiyorum. Çalışamıyorum, hastayım. Ses tellerimde ödem var, ur var, belimde sakatlık var. Çalışamadığım için yardım bekliyorum” diyor. Derdini kime, nasıl anlatacağını bilemediğini belirten Aslan şunları söylüyor: “Bu zamana kadar kimseye bir şey anlatamadım. Çocuğum okulda açlıktan bayıldı, bugün yine aynı şey oldu, aynı şekilde yine getirdiler eve ve yine gitti çocuğum okula. Her yere başvurdum. Bana diyorlar ki; ‘sen nikahlısın, hiçbir şey alamazsın.’”

Yetkililerin gelip neden araştırma yapmadığını soran Aslan, “Araştırsınlar, ne alıyorum, ne veriyorum. Bizi bir görsünler sonra karar versinler ama görmeden, ‘Sen git biz geliriz’ deyip aldatıyorlar, aldatmasınlar” diyor.

Çocuklarının verem olabileceğini, her çeşit hastalığı kapabileceğini belirten Aslan, “Devlet çocuklarıma yardım etsin, okutsun. İnsanlardan yardım dileniyorum, insanlar bize yardım ediyor. Açız, açlığımızı kime anlatalım, nasıl anlatalım, ne diyelim? Devlet bize el uzatsın, baksın” diyerek tepkisini dile getiriyor. (İzmir/EVRENSEL)


BABACAN: GELECEK ENDİŞESİ YOK

Türkiye’deki tasarruf oranının milli gelire oranının yüzde 12’ye düştüğünü, bunun geleceğe güvenle bakıldığı anlamına geldiğini ifade eden Babacan, şöyle konuştu: “Tüketici kredileri geçen yıl 43 milyar lira arttı, bu yıl onun üzerine bir 50 milyar lira daha artıyor. Çin’de tasarruf oranı yüzde 50. Bizde yüzde 12 ama Çin’de emeklilik sistemi ve emekli maaşı yok. 100 dolar maaş alan kişi bunun yarısını bir kenara koyuyor. Türkiye’de çalışan kişilerin gelecek endişesi yok. Bunun verdiği güven sayesinde belki tasarruf oranımız düşük. Ama ölçüyü iyi tutturmak gerekiyor ve tasarruf oranlarının daha yüksek seviyeye çıkması lazım. İsraf ekonomisi değil verim ekonomisi olmamız gerekiyor. Dolayısıyla bu tasarruf oranlarımızın düşük oluşu cari açığın yükselmesinin en önemli sebeplerinden bir tanesi.”

Başbakan Yardımcısı Babacan, 2009’dan bu yana 3.5 milyon istihdam oluştuğunu belirterek, “Aynı zamanda gelir dağılımı düzeliyor. Zengin ile fakir arasındaki fark azalıyor” diye konuştu. Babacan, Türkiye’de artık günlük geliri 1 doların altında yaşayan insanların olmadığını da sözlerine ekledi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İşçiye, düşman hukuku

İşçiye, düşman hukuku

Patronların yüzde 30 zam dayatmasına karşı yayılan grevleri engellemek için adeta düşman hukuku uygulanıyor: Besleme basın devreye sokuldu, valilik eylemleri yasakladı, e-devletten sendika üyeliği engellendi, işçilerin önüne polis-jandarma barikatı çekildi, gözaltılarla gözdağı verildi… Hiçbirinden sonuç alınamayınca ‘suç icadı’yla BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et