Bize çimento değil toprak ve yaşam lazım
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi, Narlı beldesine bağlı Söğütlü köyü halkının Sanko Çimento’nun köylerinden toprak almasına tepkileri sürüyor. Yıllardır Sanko Çimento ile davalı olan köylüler daha önce açtıkları dava, Sanko Çimento lehine sonuçlanmasına rağmen topraklar
Köylülerin Sanko Çimento’ya tekrar dava açması üzerine oluşturan bilirkişi incelemelerde bulunmak üzere köye keşif heyeti gönderdi. Jandarmanın koruması eşliğinde köye gelen keşif heyetini ve fabrika yetkililerini karşılayan Söğütlü köylüleri, ellerindeki “Ovama dokunma”, “Bize çimento değil, toprak ve yaşam lazım”, “Toprağın dostlara ihtiyacı vardır ona dostça davranalım”, “Yarının doğası bugünden yaratılır”, “Doğa katliamına son verilsin” yazan dövizlerle taleplerini dile getirdiler.
SÖĞÜTLÜ KÖYÜ MARJİNAL KURU TARIM ARAZİSİYMİŞ
Keşif sırasında Söğütlü köylülerinin Avukatı Mehmet Horuş, hazırlanan ÇED raporundaki eksiklikleri dile getirdi. Horuş, götürülen topraklar sonucunda yer altı sularının olumsuz etkilendiğini, bunun için hidrojeolojik etüt raporunun sondaj yapılmadan hazırlanmayacağını belirterek, diğer köyden İsmail Davutoğlu adlı vatandaşa ait sondaj kuyusunun verilerinden yararlanılarak, Söğütlü köyündeki yer altı sularının verilerin kıyaslanamayacağını, o köyün Söğütlü köyünden rakım olarak çok yüksekte olduğunu söyledi. ÇED raporunda köyün arazilerinin tarıma elverişsiz ‘marjinal kuru tarım arazisi’ olarak geçtiğini ve neden bilirkişilerin arasında ziraat mühendisi istediklerini anlatan Horuş, “Köylüler burada tarım yapıyorlar. Ziraat mühendisi arkadaşımız yörede 20 ile 100 kişi arasında istihdamdan bahsetmiş. Köylülere sorduk 20’li rakamlar yok. Bu civardan çalışan 3–5 kişi dışında bir istihdam yaratmıyor. İstihdam yaratmadığı gibi mevcut geçim kaynaklarını da elinden alıyor. Marjinal kuru tarım arazisi demek hiç sulama imkanı dahi olmayan demek ama su yönünde çok zengin bir yöre burası. Yani 20 metre 25 metrede su çıkıyor” şeklinde konuştu. Yapılan çalışmalardan dolayı köyde ciddi heyelan riskinin olduğunu söyleyen Horuş, heyelanların oluşmaya başladığını ve evlerin risk altında olduğunu ifade etti.
CİDDİ AĞAÇ KATLİAMI YAPILACAK
Hakim rüzgar yönü için Meteoroloji verilerinin Maraş ve Kozan’dan yararlanarak elde edildiğini aktaran Horuş, Bu tercih’in neye göre yapıldığını, Meteorolojinin son 30 yıllık verilerinin neden bu istasyonlara göre yapılmış olduğunu sordu. Horuş, ayrıca Maraş Valiliğinin bahçesindeki meteoroloji istasyonunun Söğütlü’yü temsil etmediğini söyledi. Fabrikanın faaliyet yürüttüğü yerlerde sİt alanı olacak birçok yerin olduğunu söyleyen Horuş, “Sİt alanı ilan edilmemiş ama köylülerin gördüğü gözle görülebilen tarihi kalıntıların olduğu, çok sayıda yer var” diye konuştu. Yaban hayatının koruma meselesinde ve Bern sözleşmesine Türkiye’nin taraf olduğunu belirten Horuç, ÇED raporunun ekinde türlerin isimleri, koruma statüleri ve bunlarla ilgili sadece buradaki önlemler alınacaktır demenin ÇED’in mantığıyla uyuşmadığını, buranın yaban hayatı alanına girdiğini söyledi. Horuş, ayrıca Söğütlü’nün orman vasfıyla da ilgili olarak da orman vasfını yitirmiş olmadığını, burada ciddi ağaç katliamının da yapılacağının da görüldüğünü belirtti.
2. BİR KEŞİF YAPILSIN
ÇED’in bir taahhütler toplamına indirilemeyeceğini aktaran Horuş, “Daha önceki davalarda DSİ sakınca yoktur diye görüş bildirdi. Fabrikayla ilgili davada 20. Bölge Müdürünün ‘DSİ’nin o alanla ilgili çalışması yok’ diye yazısı vardı. Daha sonra DSİ kütüphanesinde Maraş Ovaları hidrojeoloji raporlarını ve hidrojeoloji haritasını getirdik. Şimdi fabrikanın kapasite artımında ÇED raporunda DSİ o raporuna atıfta bulunuluyor. ÇED’in kendi mantığı var. Bu ÇED niye hazırlanıyor. Mademki bütün idareler görüş alıp taahhüt alacaksa ÇED’e ne gerek” diye konuştu. 2. bir keşif de yapılsın diyen Horuş, bu keşif heyetiyle özellikle jeoloji, maden, ziraat, meteoroloji kısımlarının eksik kalacağını ifade etti. (Maraş/EVRENSEL)
SÖĞÜTLÜ HALKI, TOPRAKLARINA DOKUNULMASINI İSTEMİYOR
Keşiften sonra konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Söğütlü köylüleri köylerine, topraklarına, doğalarına dokunulmasını istemiyordu.
Kimsenin köylerini, ormanlarını tahrip etmeye haklarının olmadığını söyleyen köylüler, “Paralarını alıp bizi öldürüyorlar” diye sitem ettiler. Götürülen topraklarla köylerinin tehlikeli hale geleceğini belirten köylüler, “Köye bir şey olursa Sanko gelip köylerini yeniden yapacak mı?” diye soruyorlar. Her tarafın, ekili tarlalarının bembeyaz olduğunu anlatan köylüler, astımı olanların var olduğunu ve yakın zamanda hastalıkların köylerinde başlayacağını söylediler. Toprakları için sonuna kadar mücadele edeceklerini belirten köylüler, herkesi yanlarında mücadele etmeye çağırdı.
ÇEVREDEN, DOĞADAN, YAŞAMDAN YANA KARAR VERİLMESİNİ İSTİYORUZ
Avrupa’da yaşayan Söğütlü köylüleri ise yaptıkları yazılı açıklamada yapılan yazılı açıklamada, yaşam alanlarının, havalarının, doğalarının, çevrelerinin talan edildiğini belirterek “Bu katliam yavaş yavaş biz insanları, çocuklarımızı, geleceğimizi söndürecektir. Ve bu çimento fabrikalarının bölgemize kurulmasıyla başlamıştır. Bu yalnız Söğütlü köyünün sorunu değildir. Bütün Pazarcık, Narlı ovasının sorunudur. Peki, bunların hepsi ne içindir nedendir. Sebebi nedir bütün bunları sorgulamamız gerekiyor. Hepsi çimento fabrikalarının patronlarının kârlarına veya servetlerine servet katmak içindir. Kârlarını sürekli ve garantilemek için de halkımızın gelişen tepkilerini, birliğini, mücadelesini etkisizleştirmek bin bir türlü oyuna başvurmakta, halkın içine rantçı iş birlikçi bir çevre oluşturarak bu talana yıkıma katliama ortaklar yaratmaktadırlar. Bu çevrelerle birlikte yalanlarla dolanlarla sahte raporlarla mahkemeleri etkileyip istediğini kararları çıkarmaya çalışmaktadırlar” denildi.
Küçük kırıntılarla halkın birbirine düşürülmeye çalışıldığına dikkat çekilen açıklamada, “Bu yanlışın içinde olanları bu yanlıştan dönmelerini vazgeçmelerini bekliyoruz. Çünkü sizin de geleceğiniz yok ediliyor. Bu onursuzluğa hayır diyelim. Bugün biz buradakiler. Biliyoruz ki. Pazarcık, Narlı halkının da duyguları kalpleri bizimle beraberdir. Yanımızdadırlar. Bu birlikteliği hepimiz birlikte öreceğiz. Yeter ki herkes üzerine düşen insani sorumluluğu yerine getirsin bugün burada kimseden fazladan bir şey istemiyoruz. Biz yalnız elimizden alınan toprağımızın, ormanlarımızın doğal çevremizin geri verilmesini istiyoruz. Mahkeme heyetlerine hakimlere bilirkişi heyetlerine çağırıyoruz. Ellerini vicdanlarını koyup raporlarını kararlarını bilgilerini çevreden yana doğadan yaşam yana, yani bir bütün olarak insandan yana kullanmalarını bekliyoruz” denildi.
SANKO ÇEVRE DUYARLISIYMIŞ!
Narlı Ovası’nın toprakları için mücadelesi, yıllar önce Narlı Ovası’na çimento fabrikalarının açılmasına dayanıyor. Yıllardır toprakları için mücadele eden yöre halkı, topraklarının doğayı talan edercesine alınıp çimento yapılmasına karşı mücadele etmekten geri durmadı.
Narlı Ovası’na çimento fabrikalarını kurup işleterek yöre halkının sağlığıyla oynayan Sanko Holding ise halkın toprağını çalmaktan geri durmuyor.
Öte yandan Sanko Çimentonun kendi İnternet sitesinde açmış olduğu Çevre duyarlılığı köşesi de şaşırtıcı. Köşede “Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliğinden almış olduğu ‘Kalite ve Çevre Kontrol Kurulu’ belgesi, Çevre ve Orman Bakanlığından aldığı A grubu emisyon izin belgesi ile çevreye duyarlılık ilkesinden ödün vermediğini ispatlamıştır. Fabrika sahasında ağaçlandırma çalışmalarına da aralıksız devam etmektedir ” şeklinde kısa bir yazıya yer verilmiş. Ancak yoğun ağaçlık alanların ortasından alınan topraklar sonucunda oluşturulan derin büyük çukurlar “Sanko’nun çevreye duyarlılığı bu mu” dedirten cinsten. Bir diğer husus ise SİT alanı olması gereken yerde bir HES’in olması. Aynı zamanda Söğütlü köyüne giden yolun durumu ise içler acısı durumda. Çimento fabrikasına toprak taşıyan kamyonların yollara verdiği tahribat ile yolun bir kısmında çökme oluşmuş durumda.