26 Temmuz 2009 05:00
bir Hollywood starı PANÇO VİLLA
GÜNÜN YAZILARI
Eşkıya, asi, köylü, terörist... Kana susamış bir haydut... Paragöz bir cani... Önceleri böyle derlerdi ve sonra bir köylü devrimcisi, bir halk kahramanı, bir çağdaş Robin Hooda dönüştü. Zapatanın kankasından, gerçek adıyla José Doroteo Arango Arámbula, lakabıyla Francisko Villadan, bilinen adıyla Panço Villadan söz ediyoruz.
Daha önce Viva Zapata filminden söz etmiştik; şimdi bir de Panço Villayı hatırlatalım. Üstelik, sağlığında, daha gerilla savaşını sürdürürken bir film kahramanı olmayı kafasına koymuş biri olarak bunu fazlasıyla hak ediyor. Üstelik ta 1900lerin başında... Panço Villa, kendini bir Hollywood starı yapmayı başarmıştı. Hem Hollywoodun politik gücünü görerek, hem de sağladığı propaganda faydasının yanı sıra üste Hollywooddan para alarak, adını Amerikan sinemasının starları arasına yazdırmayı kafasına koymuştu bir kere.
2003 yapımı Panço Villa filmi de, bu gerçek filmlere yapılan bir gönderme aslında. O filmden görüntüler kullanıldığı ve bu filmlerin hikayesi anlatıldığı için, adına Starring Pancho Villa As Himself (Panço Villa kendini sahneliyor) denilmiş. Elbette, Antonio Banderasın da, en az Panço Villa kadar başarılı bir oyunculuk çıkardığını ekleyelim.
Aslında hikaye tanıdık, bildik. Panço Villa, 1878 yılında Rio Grandede doğdu. Çocuk yaşta babasını kaybetti. Yanında çalıştığı toprak ağası kız kardeşine tecavüz edince, adamı öldürdü ve dağlara çıktı. Okyanus ötesinden bir eşkıya hikayesi kısacası... Ama gerçek eşkıya raconu, oralarda da aynı olsa gerek; halka değil iktidara doğrulttu namlusunu. Diktatör Diaza karşı verilen halk savaşında Zapata ile birlikte savaştı. Ve kazandı. Sonra kaybetti de... Ömrünün sonuna doğru her şeyi bırakıp yerleştiği çiftliğinde bir suikast sonucu öldürüldü.
Panço Villanın kadınlara düşkünlük, şöhret sevdası gibi özellikleri olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Zapatanın halk arasında örgütlü ve halka dayanan yapısı düşünüldüğünde, Panço Villanın yarı çete, yarı eşkıya yapısı, bozuşmaya da müsaitti. Ama aynı zamanda iktidarı alma fikrinde de bir o kadar uzaktı. O akıllarda hep Amerikaya akın düzenleyecek kadar cesur bir devrimci olarak kaldı.
İşte bu cesur, neşeli ve asi devrimci, Hollywoodun yapımcılarına parlak bir fikirle gitti: Gelin, benim ve savaşın gerçek filmini çekin. Hollywood alışık olmadığı bu öneri karşısında afalladı. İlk çalışmada, savaşın içinden gerçekten müthiş bir film çıktı. Savaş alanına kurulan kameralar, Hollywoodun ilk aksiyon filmini yarattı. Üstelik, ne oyuncu, ne figüran vardı. Panço Villa ve gerillaları gerçekten savaşıyordu. Üstelik, savaşın en yoğun anında kameralar kuruluyor, Motor denildiğinde Panço Villa trenden atlıyor, atıyla düşmana saldırarak şov yapıyordu. Diktatör ordusu ile karşılaşıldığında, tıpkı bir mitralyöz kurar gibi, kameralar yerleştiriliyor, askerler ve kum torbalarıyla önce kameraların güvenliği sağlanıyordu. Ne kurgu, ne gerçek, bambaşka bir film yapım serüveniydi bu.
Panço Villanın sinema sevdası kadar, kurnazlığını ve zekasını da gösteren çılgın bir çalışma. Bu ilk film, o güne dek haydut olarak bilindiği Amerikada Panço Villaya iyi şöhret ve siyasi fayda sağladı. İkinci filmde Hollywoodun çarpıtma hastalığı nedeniyle sancılar çıksa da, Panço Villa bir sinema yıldızı olmuştu. 1914te, sessiz sinema döneminde çekilen General Villanın Hayatı ve Kanun Tanımayanın İntikamı adlı filmler, onu dünya çapında şöhrete kavuşturdu.
İşte, 2003 yapımı, Antonio Banderaslı And Starring Panço Villa As Himself, Panço Villanın sinema aşkını ve bu filmlerin çekiliş öykülerini anlatıyor. Savaşın ortasında bir film nasıl çekildi sorusuna da yanıt buluyorsunuz, 1914te çekilen filmden görüntüleri de izliyorsunuz.
Son olarak ekleyelim; 1914, aynı zamanda bu topraklarda çekilen ilk filmin de tarihi. Fuat Özkınayın Ayestefanostaki Rus Abidesinin yıkılışı adlı filminin. Hem bu kısacık görüntüye, hem de Panço Villanın gerçek görüntülerine internetten de ulaşmak mümkün. Bilginize!.. f
Mustafa Kara
Evrensel'i Takip Et