18 Temmuz 2009 00:00
Kıymetini Bil Herşeyin
JOHN Berger, her gün gördüğümüz görüntülere farklı bakan bir yazar. Bu belki de ressamlığından kaynaklıyor. Ama Berger sadece ressam değil, aynı zamanda sanat eleştirmeni, senaryo yazarı, romancı ve belgesel yazarı.
JOHN Berger, her gün gördüğümüz görüntülere farklı bakan bir yazar. Bu belki de ressamlığından kaynaklıyor. Ama Berger sadece ressam değil, aynı zamanda sanat eleştirmeni, senaryo yazarı, romancı ve belgesel yazarı.
Sanırım onu farklı yapan da yüzlere, olaylara, görüntülere tüm bunların duyarlılığı ile bakması. Biz onu daha çok Görme Biçimleri adlı kitabı ile tanıyoruz ama bu arada Türkçeye bir düzine kitabı çevrildi. Bunlardan birisi de kısa bir süre önce çevrilen Kıymetini Bil Herşeyin adlı kitabı.
GALİPLERİN DEVRİ KISADIR
Berger, Hayata Tutunma ve Direnişe Dair Notlar alt başlığını taşıyan kitabında yine her gün karşılaştığımız görüntülerin izlerini sürüyor. Yoksulluktan mülteci kamplarına, İsrailin ördüğü duvardan Katrina felaketine, 11 Eylül saldırısından Irak savaşına kadar günümüzün birçok politik sorununa değinen yazar, tüm bu görüntülerin arkasındaki ilişkileri gözler önüne seriyor ve haksızlığa karşı insanlığı direnişe çağırıyor. Daha ilk makalesinde günümüzde sınırsızlık yoksullardan yanadır diyen yazar, mağdurların kurduğu ulusal devletlerin kesin olarak faşistleştiğini belirtiyor ve bu tiranlığa karşı kitlelerin yeni direniş yöntemleri geliştirdiğini ve bunun gelecek açısından umut verici olduğunu vurguluyor.
Taşlar adlı denemesinde, Ben galiplerin değil, onların korktuğu mağlupların arasındayım. Galiplerin devri her zaman kısadır, mağlupların ise anlatılmayacak kadar uzun diyen yazar, açıkça taraf olduğunu belirtiyor ve Filistinde gördüğü yoksulluğu ve acıları, dramatize etmeden gelecek ile bağıntı kurarak değerlendiriyor. Filistinlilerin yoksulluğunu istatistiklerle değil, bir karşılaştırma yaparak açıklamaya çalışıyor: Bir yanda Apache ve Cobra helikopterleri, F16lar, Abrams tankları, Humvee cipleri, elektronik gözlem düzenekleri, göz yaşartıcı bombalar; öte yanda el mancınıkları, sapanlar, cep telefonları, ıskartaya çıkmış kalaşnikoflar, çoğu el yapımı bombalar. Bir İsrail askeri olsaydım, tepeden tırnağa silahlanmış olsam yine de bundan korkardım diyen yazar, yoksulluğun insanı sonuç vermesi neredeyse imkansız, en güç kararlar almaya zorladığını söylüyor.
DUVARLARDAGEDİKLER AÇILACAK
Duvarlara Karşı Durmanın On Yolu adlı denemesinde, zenginlerin dünyanın her yerinde yoksullardan kendini korumak için betondan, bürokratik, ırkçı, gözaltında ve güvenlik duvarları inşaa ettiklerini ifade eden Berger, duvarın bir zamanlar sınıf savaşı diye adlandırılan olgunun çatışma alanı olduğunu belirtiyor. Duvarlara karşı halk kitlelerinin henüz ortaya atılmamış sorulara verilecek cevapları, duvarları aşan direnme yetenekleri olduğunu belirten yazar, kitlelerin mutlaka yakın gelecekte duvarlarda gedikler açacaklarına işaret ediyor.
Yine Filistinlilerin günlük yaşamına değindiği İnadına Yaşamak adlı makalesinde Berger, İşgal Ordusunun eseri molozdan bahsediyor. Bu evlerin, yolların, sıradan hayatların enkazından oluşan bir molozdur. Yazar bu molozun yanında bir de her gün açıklama yapan politikacıların içeriksiz, anlamdan yoksun bir lakırdı molozundan da söz ediyor ve bunun daha tehlikeli olduğunu ve Filistinlilerin her iki moloza karşı inadına nasıl yaşadıklarını anlatıyor.
Kitapta ayrıca, Nâzım Hikmet ile ilgili bir makale bulunuyor. Nâzımı 1954 yılında zar zor hatırladığı bir toplantıda gördüğünü söyleyen Berger, Sesi güçlü, dingin, benzersiz ve son derece ahenkliydi. İyi tarif edemiyorum, zira varlığı ve içtenliği ayan beyan ortadaydı derken şiiri hakkında şunları yazıyor: Nâzımın şiiri, sivri ucu hapishane hücresine saplanmış bir pergel gibi kimi zaman mahrem, kimi zaman geniş çaplı ve küresel daireler çizer.
Berger, kitap boyunca değişik şairlerin birçok şiirini de metinlerinin arasına serpiştiriyor. Şair Gareth Evansın kendisi için yazdığı ve kitabına ismini koyduğu Kıymetini Bil Herşeyin adlı şiirini de kitabının başına ekliyor. Berger, şiirde de vurgulandığı gibi bizi, güzelin, haklının kıymetini bilmeye ve bunun için mücadele etmeye çağırıyor.
...
sözlerin
ekmeğin
kapının ardındaki doğrulara uzanan çocuğun
dünya meclisinde coşkulu hayvanların
yeniden birlikte başlama özleminin
insanların, odadaki insanların, sokaktaki insanların
kıymetini bil herşeyin...
Mehmet Salim