Emekçiye gıdım vekile kepçe!
Emeklilerin maaşına yüzde 4 civarında zam yapılırken, eskiden milletvekilliği yapmış, tüm emeklilerin maaşının 2 bin 750 liradan 8 bin liraya yükseltilmesinin yankıları sürüyor. Milletvekillerinin normal maaşları da 12 bin TL oldu. 658 TL’lik net asgari ücretin tam 18 katı…Kendilerine bu ‘süper’ kıyağı yapanlar
Kendilerine bu ‘süper’ kıyağı yapanlar acaba 2012 yılında halka ne verecekler? Bu sorunun cevabı, milletvekillerinin kendilerine yaptıkları kıyağın bir gün öncesinde onayladıkları 2012 bütçesinde saklı.
Devlet, değişik kesimlere bütçeden parayı “Cari Transferler” adı verilen hesaptan akıtır. Bu hesap torba bir hesaptır. Cari transferler için ayrılan ödenek daha sonra kuruluşlar arasında dağıtılır. Bakalım vekillerimiz nasıl dağıtmışlar. Her yerleşim bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine yardım için kullanılan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonuna 3 milyar TL düşünülmüş.
Kömür, buzdolabı, erzak dağıtımı ve diğer benzer yardımlar için kullanılan bu fondan milyonlarca aile yararlanıyor. İki buçuk milyon yoksul çaresizlikten bu dağıtımlardan dolayı hükümete minnettar! Ama hangi vicdanlı insan milyonlarca insana 1 yılda ödenen bu paranın ihtiyaca merhem olabileceğini söyleyebilir.
65 Yaş üzerindekilere 110 TL ödenecek… Elde çapa bir ömür Karadeniz’in yamaçlarında çay bahçesi yeri açma işinde çalışan tanıdık bir emektarın sözüyle değerlendirelim yaşlılık aylığını: Gücüm yettiğince çalıştım. Hiç sigortam olmadı. Şimdi sadece sigara param devletten… Torunuma harçlık verdiğimde ise mecburen kısıyorum sigarayı! 2012 bütçesinde muhtarlara 348 TL aylık öngörülüyor. Kendilerine sigorta yaptırırlarsa anca sigorta primlerine yetecek düzeyde…
ÇÖZMEYE DEĞİL YÖNETMEYE DEVAM!
Çiftçiye 7.2 milyar TL’si ürün desteği olmak üzere 11 milyar TL destek verilecek. Oysa AKP Hükümetinin kendi çıkardığı tarım kanununda, “Tarıma verilen destek miktarı milli gelirin yüzde 1’inden az olamaz” hükmü var. Ki söz konusu oran bile diğer ülkelerin tarıma desteğiyle kıyaslandığında çok az olmasına rağmen bu hüküm bile çiğneniyor. Köylere sağlık hizmeti için yeni ambulans alınacak. Köydes, Sukap gibi projelerle kırsal alanlara yardım yapılacak. Aile hekimliğine kaynak aktarılacak, evlerde sağlık hizmeti verilecek vs.
Bunlar tabiî ki önemli. ‘Ödenmesin’ denemez, demiyoruz! Vekillerin kendilerine ‘ihtiyacımız vardı’ diyerek yaptıkları bonkörlükle, yoksula verirken ki tutumları arasındaki farka da dikkat çekiyoruz. Çocuğunu okula gönderemeyen kadınlara aylık 100 lirayı dahi bulmayan yardımı övünçle anlatanlara hatırlatıyoruz… İzmir’in emekçi semti Gültepe’de Kıbrıs Şehitleri İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisi AG’nin üst üste üç gün okula aç gittiği için baygınlık geçirdiğini. Bir başka dikkat noktası da bu tip yardımlarla yoksulluğun çözülmeyip derinleştiği gerçeğidir. Geçenlerde açıklanan ülkenin gelir dağılımı verileri bu durumun en somut kanıtı. Açıklanan rakamları, (çok tartışmalı olmasına ve gerçeği yansıtmamasına rağmen), hadi doğru kabul edelim. Buna göre gelir dağlımı düzelmiş. Üstelik bu düzelme, maaş ve ücretlerdeki yüzde 4’lük reel düşüşe rağmen olmuş. Peki, nasıl olmuş? Yoksulların aldığı sosyal yardımlarla… Yani yoksullar cephesinde yapısal bir gelir artışı yok. Sadece sosyal yardımlardaki artış sayesinde yoksulluğun acıları biraz hafiflemiş! Hanelerin en yoksul yüzde 20’sinin geliri içindeki yardımların payı, yüzde 8’den yüzde 9.6’ya çıkmış. Büyük bölümü yiyecek ve yakacaktan oluşan yardımları dışarıda bırakarak bakarsak zengin-yoksul farkına ilişkin sonuç değişiyor. Aradaki uçurum azalmıyor, artıyor. Sosyal yardımların sağladığı rahatlama, arka tarafta süren ve artan yoksullaşmayı gözlerden kaçırıyor.
2012’DE DAHA ÇOK YOLACAKLAR
350 milyar TL olan toplam bütçe giderinin yüzde 70’i zorunlu harcamalara (personel, sosyal güvenlik ve faiz harcamaları) gidiyor. Geriye 107 milyar gibi bir para kalıyor. AKP bu az kalan parayı ‘yoksulluğu yönetmek’ için kullanıyor. Bu noktada kritik soru şudur: Sosyal yardımların gelir dağılımını düzeltici bir etkisi olsa da, bu durum ne kadar sürdürülebilir?
Türkiye OECD’nin 34 ülkesi içinde gelir dağılımı en bozuk üçüncü ülke. Görülüyor ki sosyal yardımlardaki artış kurtarmıyor. Asıl olması gerekenin insanları düzenli bir gelir sahibi yaparak yoksullaşmanın önlenmesi olduğu gerçeği çok açık. Ama kendilerine büyük kıyak yapanların yoksulluğu dert ettikleri yok!
Üstelik halktan fersah fersah almayı sürdürecekler. Zenginlerden, gelirleri ölçüsünde alınan vergilerin oranını artır(a)mayan ve de vergi vermeyenleri cezalandırmayan hükümet, KDV ve ÖTV ile halkı yolmayı tercih ediyor. Bu durum açıkça önümüzdeki yılın bütçe rakamlarında görülüyor. 2011 bütçesine göre 2012’de dahilde alınan KDV gelirinde yüzde 26’lık, özel tüketim vergisi (ÖTV) gelirinde yüzde 15 artış bekleniyor.
Geçen yıla göre sadece yüzde 12 büyüyen bütçede, vergi hedefinin bu kadar büyümesi bu bütçenin bir vergi bütçesi olduğunu gösteriyor. Durumun özeti: İlaçta 3 kutuya kadar 3 TL, ilave her kutu için 1 TL katkı payı getiren yasanın “kuyruğuna eklenen bir madde” kendilerine süper kıyak yapma yüzsüzlüğü gösterenlerin elleri cebimizden hiç çıkmayacak! Emekçi vatandaşa gıdım gıdım verecekler, kepçe kepçe alacaklar. (HABER MERKEZİ)