29 Aralık 2011 16:23

Meclisi rant kapısı olarak görüyorlar

Halkların Demokratik Kongresi İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, emekli milletvekillerine yapılan yüzde 100’ü aşkın zamla ilgili sendikacılarla basın toplantısı düzenledi.Cezayir Restorantta dün Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi ve Gıda-İş Ge

Meclisi rant kapısı olarak görüyorlar
Paylaş

Cezayir Restorantta dün Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi ve Gıda-İş Genel Sekreteri Seyit Aslan ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Levent Tüzel, halka hizmet etmek için seçilen milletvekillerinin Meclisi kazanç kapısı olarak görmesinin kabul edilemez olduğunu kaydetti. Basın toplantısına Şırnak’ta sivil halka yönelik saldırı da damgasını vurdu.

Tüzel, konuşmasına Şırnak’ta sivil halka yönelik yapılan saldırıya değinerek başladı. Şırnak’ta kaçakçılıkla geçinen 36 insanın PKK’li sanılarak, Diyarbakır’dan kalkan uçuklar tarafından bombalandığına söyleyen Tüzel, bu katliamın sorumlusunun İçişleri Bakanı ve Başbakan olduğunu kaydetti. Bu katliamın hesabının halka verilmesini gerektiğini dile getiren Tüzel, terörle mücadele adı altında sivil Kürt halkının öldürüldüğünü, hükümet politikalarına karşı çıkanların terörist ilan edildiğini ifade etti.

Tüzel, barış, demokrasi, insan hakları kelimelerinin tersinden okunarak bu kelimeleri kullananların tehdit edildiğini, töhmet altında bırakıldığını söyledi.

ADALETSİZLİKTE SON NOKTA

“Kaptı kaçtı, oldu bittiye getirilen emekli vekillerin maaşlarındaki fahiş artış her yerde haklı tepkilerle karşılaştı. Milletvekili maaşları her yasama döneminin, bütçe görüşmelerinin bir tartışma konusudur. Milletvekillerinin maaşı bu ülkenin milyonlarca işçisi, emeklisi, köylüsü, memuru onların yaşam koşulları karşısında bir uçurumu yansıtılan bir rakam olmuştur” diyen Tüzel, bu son düzenlemenin artık bardağı taşıran son damla olduğunu belirterek, “Yoksulluk, savaş bütçesini onaylayan Meclis adeta kendilerinin ödüllendirircesine bir düzenleme yaptı” dedi. Bu düzenlemenin 4 partinin grup başkanı tarafından anlaşılarak yapılmasına değinen Tüzel, BDP, CHP ve MHP başkanlarının bu yanlışlıktan dönülmesi çağrısında bulunduğunu da hatırlattı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Mecliste yaptığı konuşmada Türkiye’nin gelir dağılımı konusunda düzelen ülkeler arasına girdiğini söylediğini, ancak emekli vekillere yapılan zammın bu adaletsizliğin ne kadar büyük olduğunun açık bir örneği olduğunu dile getiren Tüzel, işçi, memur emeklilerinin 700-800 lira maaş aldığını ancak 2 yıl milletvekilliği yapanlara bunun 10 katı maaşın uygun görüldüğünü söyledi.

İki yıl vekillik yapılarak emeklilik hakkının kazanılmasının yanlışlığın en büyüğü olduğunu belirten Tüzel, işçi ve emekçiler 25-30 yıl çalışarak bu hakkı kazanıyorken, vekillerin kendilerine böyle bir ayrıcalık yapmasının onlara verilen görev ve sorumluluk ile çeliştiğini kaydetti.   

Tüzel, “Halkın sorunlarını çözmek, onların yaşam seviyelerini yükseltmek olarak görmek yerine kendilerine bir meslek gelecek garantisi olarak görüyorlar. İki yıl içinde emekli olmak başka türlü açıklanamaz. Bize göre olması gereken hangi meslekten geliyorsa vekilin görevi bittikten sonra o pozisyonuna geri dönmesi gerekir. Vekil emekliliği diye bir şeyin kabul edilmemesi gerekir” diye konuştu.

MECLİS SADECE ÜÇ YASA ÇIKARTTI

Önümüzdeki günlerde belirlenecek olan asgari ücrete de değinen Tüzel, 659 lira olan net asgari ücrete yapılması düşünülen zammın yüzde 3 olduğunu, emekli vekile ise yüzde 100’ü geçtiğini söyledi.

1 Ekimden bugüne kadar meclis faaliyetinin sonuçlarına bakıldığı zaman sadece 3 yasa çıkartıldığının görüleceğini belirten Tüzel şöyle konuştu; “Şike yasası, bedelli askerlik yasası ve kıyak emeklilik yasası çıktı. Bunun dışında Meclis çalışmasına rağmen kanun hükmünde kararnameler çıkartılarak, çalışanları ve emek dünyasını güvencesizliğe sokan düzenlemeler yapmıştır. Halkın temsil yetkisi verdiği milletvekilleri devre dışı bırakılarak, yöneten bir grubun KHK’lar ile halk iradesini ihlal eden bir durum söz konusudur. Bütün bu eşitsizlik ve adaletsizlik karşısında cumhurbaşkanının bu düzenlemeyi veto etmesini biz de diliyoruz. Eğer etmez ise grubu bulunan partilerin anayasal haklarını kullanıp Anayasa Mahkemesine baş vurarak bu düzenlemenin kaldırılmasını istiyoruz.”

Tüzel, konuşmasını şöyle bitirdi; “2011 yılının sonları yaşarken bu adaletsizliğin son bulmasını, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) içerisindeki işçilerin, emekçilerin, kadınların, Kürtlerin, üreticilerin sesi, onların siyasi gücü olmak çabasındaki bizler, bu adaletsizliklerin son bulacağı, baskının, savaş operasyonlarının son bulacağı, halkımızın gerçekten demokratik, eşit haklara dayalı bir ülke, bu ülkeyi temsil edecek bir anayasaya kavuşmaları dileğindeyiz.”

MUKTEDİRLER BÖYLE İSTEDİ

“Gerçekten Türkiye’de bir saat sonra ne olacağını bilemiyoruz. Toplantı öncesinde Milletvekilimiz Levent Tüzel ile konuşurken öğrendim Şırnak’taki olayı. Duymamıştım. Her şey olağanlaşıyor. Türkiye kan gölü olmuş durumda. Bu gölün kurumasına izin verilmiyor. Türkiye maalesef ki 40 yıldır bunları yaşıyor. Gözüken bunun da devam edeceğidir. Çünkü muktedirler böyle istiyor. Bunlara çanak tutan, katkı sunan bilindik ve bilinmedik güçler var. Bunlardan birisi de Türkiye’de mağdurluktan mağrurluğa terfi eden AKP iktidarıdır. Türkiye’yi cendere altına almaya çalışıyorlar. Bu işin nereye gideceği artık görünüyor. Türkiye’de yaşanan olaylara şaşırmak diye bir şey yok. Ama bu durumun bizi ne kadar tehlikeli bir noktaya götüreceğini bilmek gerekiyor” diyen Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, sendikaların Türkiye’de yaşanan olaylar karşısında çözümleyici hamleler yapması gerektiğini dile getirdi.
Meclisin görevinin toplumsal refahı yükseltmek, eşitsizliği ortadan kaldırmak, demokrasiyi geliştirmek, öncelikle kendilerini Meclise taşıyan milletin haklarını, hukuklarını korumak olduğunu belirten Serdaroğlu, tam tersinin olduğunu söyledi.

Para ile bazı mevkilere gelen insanların harcadıkları parayı çıkartmak için çaba sarf eder hale dönüştüğünü kaydeden Serdaroğlu, “Böyle bir meclisten halkın yararına bir şey çıkması mümkün değil ama bu kadarda aleni yapılmaz ki. İlaçta katkı payları ile ilgili düzenlemeler yaparken arkasına bir kuyruk takılıyor ve emekli vekil maaşları yükseltiliyor. Bununla da kalmıyorlar Cumhurbaşkanının maaşına endeksliyorlar. Asgari ücrete endeksleyin” dedi.

“Zenginin bedel ödediği, yoksulun askerlik yaptığı bir ülkede yere düşsek de elimize toprak alıp yeniden ayağa kalkmamız gerekiyor” diyen Serdaroğlu, 2012’de bu muktedirlere, şiddete, teröre, insanlık dışı uygulamalara karşı güçlü karşı koyuşların yapılması gerektiğini söyledi.

AKP SON DAKİKA PARTİSİ

Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi de bu düzenlemeye ilk önce Meclistekilerin karşı çıkmasını beklediklerini, fakat sürekli demokrasiden bahseden AKP hükümetinin milletvekillerine bilgi bile vermeden son dakika hareketleri ile ilave düzenlemeler yaptığını kaydetti. “Kıyak emeklilik konusunda çok ciddi bir tepki var. Önceki gün Temsilciler Kurulumuzda da buna tepki gösterildi ve mücadelenin ortaklaştırılması teklif edildi. Açlık sınırının altında olan asgari ücrete yüzde 3 zam verilmesi öngörülürken, emekli vekillere ne kadar zam yapıyorlar görüyoruz” diyen Servi, bu uygulamaların, baskı ve şiddetin 2012 yılında da devam edeceğini söyledi. Servi, bu politikalara karşı ortak mücadele çağrısı yaptı. (İstanbul/EVRENSEL)


MUHALEFET SOKAKLARDA OLMALI

Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin: Yıllardır biz bu ülkede yaşanan bir katliamın, Kürt sorununun çözülmesi konusunda bulunduğumuz yerden dönem dönem bir şeyler söyledik. Kendimizi ifade edeceğimiz alanları bulduğumuz zaman. Savaşta her yolu denediler ama barışı hiç denemediler. Bu hükümette bunu yapıyor. Başka bir şeyi yapması mümkün değil. AKP kendisine biçilen görevi yapıyor. Hiçbir zaman ezilenlerin yanında olması gibi bir durum söz konusu değildir. Türkiye’deki işçilerin emekçilerin, Kürtlerin sorunlarının çözümü ancak kendi iktidarları ile mümkün olacaktır.
Bu ülkede işçi sendikaları gerek savaşın sonlandırılması ile ilgili gerekse bu siyasi ve ekonomik cendereden çıkışla ilgili olsun tarihi bir sorumluluk ile karşı karşıya olduklarına inanıyorum. Sendikalar bu göreve soyunmadıkları sürece Meclisin dört duvarı arasına sıkıştırılmış muhalefet ile Türkiye’nin sorunlarını çözebilmek bizce mümkün değil. İktidar Meclisin içinde olabilir ama sorunları çözecek muhalefet bence sokaklarda olmalıdır. Biz bugüne kadar doğru şeyler söylemiş olabiliriz ama şunu yapamadık, bu sesleri birleştirecek, daha gür çıkmasını sağlayacak bir yapı oluşturamadık. Birlikte ortak şeyler söyleyemedik.  2012’de çok küçük ayrışmalarımızdan vazgeçecek, bir araya getirecek noktaları ortaya çıkartıp bir arada durmamız gerektiğine inanıyorum.


CUMHURBAŞKANI İPTAL ETSİN

Gıda-İş Genel Sekreteri Seyit Aslan: Sabah yaşanan ölümler bize bir kez daha gerçeği gösterdi. Egemenler Türkiye’de barış ve kardeşliğin temeline hergün dinamit koyuyorlar. Türk ve Kürt halkının içtikleri su kadar, yedikleri ekmek kadar barışa ihtiyaçları var. İki gündür tartışmaların içinde BDP’nin kapatma davası hazırlığı da söyleniyor. Başbakanın her ağzını açtığında söylediği demokratik açılım ve Bülent Arınç’ın yaptığı konuşmaya baktığımızda bir taraftan Kürt halkına umut vaat ederken diğer taraftan Kürt halkının üstünden baskıyı eksik etmiyorlar. Türk ve Kürt halkının bir arada yaşabilmesi için, var olan sisteme karşı ortak mücadelesi etmesi gerekir.

Milletvekillerinin iki yıl sonra emekli oldukları zaman alacakları maaş hepimizin canını sıkıyor. Düşünün ki 25 yıl madende çalışan bir işçi emeklilik yaşı yükseldiği için 10 yıl daha bekliyorsunuz. Hem kadın hem erkek işçiler binlerce gün prim ödeyecek, 10’larca yıl bekleyeceksiniz ve eğer ömrünüz yeterse emekli maaşını alacaksınız. Bu gerçekten aymazlığın en son noktasıdır. Umuduğumuz bir an önce Cumhurbaşkanı tarafından iptal edilmesidir.

ÖNCEKİ HABER

Emekçiye gıdım vekile kepçe!

SONRAKİ HABER

Olay yargısız infaz ve toplu katliamdır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa