İşçiler öğrencilerle buluştu
Hugo Boss işçileri olarak bizler, Savranoğlu işçileri ile birlikte, 26 Aralıkta, bugüne kadar patronların, elit tabakanın ağırlandığı Dokuz Eylül Üniversitesi Konferans salonunda, üniversitenin asıl sahipleri olan öğrencilerle buluştuk.Türkiye’de sendikasız ve güvencesiz çalışma koşulları üzerine yapılan
Türkiye’de sendikasız ve güvencesiz çalışma koşulları üzerine yapılan söyleşide işçiler öğrencilere, öğrenciler işçilere deneyimlerini, bilgi birikimlerini aktararak çoğalmamızı sağladı.
Üniversitelerin, bilim yuvalarının burjuvazinin akıl hocalığı, yol gösteriliciliği eğitimli, vasıflı iş gücü ihtiyacını gidermek yerine yeniden yana olan işçi sınıfı ile birleşmesi takdir ettiğimiz bir sonuçtur.
Biz işçi sınıfı ve emekçiler olarak inanıyoruz ki dünya işçi sınıfı ve dünyadaki halk kitleleri burjuvazinin baskı ve zulüm düzenine daha fazla boyun eğmeyecek. Bunun böyle olacağını dünya halklarının lokal de olsa gelişen hareketliliği göstermektedir.
Hugo Boss gibi ünlü dünya devi olarak kendini gösteren ama işçi düşmanlığı, sendika düşmanlığını ufak tefek göstermelik bir takım göz boyayıcı uygulamalarla perdelemeye çalışması bu gidişi geriye döndüremeyecektir. Hugo Boss’un üniversite ve bilim çevrelerinde kendini alternatifsiz ilan etmesi hiçbir şekilde asıl yüzü olan hak ve işçi düşmanı yüzünü örtemeyecektir. Dün dünya haklarının eli kanlı faşizmine üniformalar dikip destek verdiği için özür dileyen Hugo Boss’un, bugün kuralsız ve haksız uygulamalarına devam ettiğini pratik hayatta canlı canlı yaşamaktayız.
Tüm işçi sınıfı mevcut kapitalist düzenden zarar görmektedir. Bütün işçi sınıfının kendi çıkarını kendi yerine öğrenmemesinin nedeni Hugo Boss gibi sadece bütünün bir parçası olan göz boyayıcı şaşalı uygulamaları, yalanları, yüzeysel görünümleri sayesinde gerçeğin asıl yüzü perdelenmekte bu sahte yüzün açığa çıkarılması, teşhir edilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Bunu yapmak için de bilim yuvası olarak bildiğimiz üniversitelerin bilgi ve birikimini işçiler ve emekçilerle paylaşması gerekmektedir. Dileriz ki bütün bilim kurumları aynı tarz ve yöntemde görev ve vazifesini yerine getirir. Çünkü tek kurtuluş yolu, doğru olandan yana bilim üretip, tavır almakta, pratiğe geçirmekte. *İzmir