2 Mart 2009 01:00

Sayın Başbakan Diyarbakır’ın ve gidip görmediğiniz o Tunceli’nin kaldırımlarından başlayıp, çöplerinden dem vurarak siyasi bir rant sağlamak, aynı zamanda açlığın yoksulluğun yaşandığı ilimizde hedef şaşırtarak meseleyi bu iki il üzerinde yapmış olduğunuz demagojik ve gerçeklerle bağdaşmayan söylemlerinizi, o habercilik adına haber yapan tekelci medyayı da kullanarak bu ülkede yaşanan sorunların başında gelen açlığın ve yoksulluğun ürünü iş ve aş taleplerinin üstünü örtemeyeceksiniz. Devletin halkına vermesi gereken hizmeti yerel seçimler yaklaştıkça yine kamu kurumlarının ismini ve yetkili organlarını kullanarak Tunceli de açıktan yürüttürdüğünüz beyaz eşya dağıtım çalışmanızı, fakir ve ihtiyaç duyan vatandaşlara dağıtıldığı yalanına, yereldeki basın ajanslarını da ortak ederek, bu süreci seçim reklamı olarak da kullanmakta olduğunuzu inkar etme cüretini gösterecek kadar iradesiz değilsinizdir.
Tunceli de aylık geliri 2 bin 500 TL olan vatandaşlar fazlası bulunsun mantığıyla beyaz eşya dağıtım girişimden çıkarcı bir mantıkla hareket ederek bu işte kendi paylarını aldılar. Hiç geliri olmayan yüzlerce Tuncelili ise bunun kurtuluş olmadığını bilerek iş talep etmektedirler. Bu vatandaşların iş taleplerini görmezden geldiğinizi ve bu durumun işbirlikçi basın tarafından neden gündeme taşınmadığı ise herkesin malumudur.
Ankarayı da gördük Sayın Başbakan. O kadar çok demagoji yaptınız ki ama aynada kendinize bakmadınız bile. Sıhhiye’den başlayıp Meclis’e giden yola ait kaldırımlar, Necati Bey Caddesi’nin kaldırımları, Sakarya Caddesi ve bütün arka sokaklar daha niceleri ama bu durum benim başkentimin manzaraları olmamalıydı. Hani buraların isimlerini telaffuz ettik ki belki değişen bir şeyler olur. Ve siz oy olarak gördüğünüz halkın gözünü boyarsınız. Bu ülke halklarının yüzlerce sorununa rağmen. Ama biz Tuncelililer olarak böyle bir hizmet anlayışını kabul etmeyeceğiz.
Serdar Dönertaş (Tunceli)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et