Bin yol gider Van’dan Türkiye’ye doğru
Bu başlığı neden yazdığımı biliyorum.23 Ekim 2011 saat 13:40... Doğunun Paris’i… Doğunun incisi…Geldiğim günü hatırlıyorum Van’a; 15 Ocak 2010. Öğretmenim, içim içime sığmıyor. Yüzlerce atanamayan öğretmen arasından sıyrılmışım. Doğu batı hiç fark etmez her yerde çalışabilirim. Ancak
23 Ekim 2011 saat 13:40... Doğunun Paris’i… Doğunun incisi…
Geldiğim günü hatırlıyorum Van’a; 15 Ocak 2010. Öğretmenim, içim içime sığmıyor. Yüzlerce atanamayan öğretmen arasından sıyrılmışım. Doğu batı hiç fark etmez her yerde çalışabilirim. Ancak uçaktan indim arkadaşlar aldı hava alanından. Arabaya bindik, ilerlerken şöyle bir etrafı süzdüm; ilk şu cümleler döküldü ağzımdan, “Hani Eyfel kulesi nerede… Hani burası doğunun Paris’iydi. Hava soğuk, kapalı. Sen hele bir Çaldıran’a git göreceksin, dediler. Zaman geçti daha sonra Erciş’i gördüm. E tamam o zaman Erciş’e atanabilirdim dedim. Nereden bilecektim oranın sevgili meslektaşım, arkadaşım Arzu’ya, minicik yavrusu Yağız’a, ona destek olmak için gelen eşinin annesine ve babasına mezar olacağını...
24 Ekim günü enkazın başında annesi ile konuştum Arzu’nun. Tabi arada bir sessizlik oluyor, acaba ses mi geliyor enkazdan? Yoksa Arzu’nun sesi mi...
Sonra devam ediyoruz. Annesi diyor ki, “Çok mutluydu kızım, ayakları yerden kesildi, atandım, dedi. Doğu demedi, Van demedi, çocuklarını aldı ve uçarak geldi Van’a, Erciş’e. Hepimiz destek olduk, mesleğin var çalış, diye...” Sonra biraz durdu ve “Eğer sağ çıkarsa vicdan azabı duyar” dedi.
Arzu ve bir çok öğretmen, Vanlı, Ecişli minicik bedenler, anneleri ve babaları , gazeteciler... artık hiç birisi yok aramızda. Yetkililer başsağlığı dilediler herkese. Herhalde sadece bu geliyordu ellerinden. Çok üzgündüler, neredeyse ağlayacaklardı konuşurken. 7.2 yıktı geçti, dediler ki artık girin evlerinize. Biz varız, yetkiliyiz... Herkes güvendi ne de olsa devlet erkanı, yetkili ağızlar… Aslında içimizde şüphe vardı ancak bu sefer inanmak istedik belki de... Arkasından 5.6 geldi. Dünyaya rezil olduğumuz gün. Van’ın değil Türkiye’nin yıkldığı gün. Japonya’dan gel ve Bayram Otel’e gömül. İşte eskiden bir yol Van’a gidiyordu ancak artık bin yol gidiyor Van’dan Türkiye’ye doğru...
Çünkü insanlarda güven kalmadı. Onca eziyet üzüntü yetmez gibi bir de “talan ediyorlar”a çıktı isimleri. -15 derecede çadırları yandı, sağ kalnları da yangınlarda kaybettiler, açlıktan kaybettiler. Soluğu Tekirdağ’da, Antalya’da, Ankara’da ve dört bir yerde aldılar.
Bekliyoruz; koskoca Türkiye Cumhuriyeti Van’ı yeniden inşa ediyor, yeni bir Van kuruyor... Bizim vaktimiz var, bekliyoruz. Ancak acele etseler iyi olur, vakti olmayan insanlar bir an önce memleketlerine yuvalarına dönmeyi bekliyor.
VAN