10 Ocak 2012 08:51

KAYSERİ’DE KURULU KUMTEL SOBA FABRİKASI’NDA ÇALIŞAN KADIN İŞÇİLER ANGARYADAN TACİZE YAŞADIKLARINI ANLATTI

Kumtel’in tellerine kuşlar mı konar,Herkes dondu sayın Köseoğlu sana da kim kanar?Kumtel, batakhane mi, yoksa uluslararası bir şirket mi? Bu soruya cevap olarak Kumtel’in uluslararası bir şirket olduğunu söyleyen patron Osman Köseoğlu’na soruyorum. Kendi şirketinde çalışanları, bir patron olarak gözetmek değil mi? Ama maalesef

KAYSERİ’DE KURULU KUMTEL SOBA FABRİKASI’NDA ÇALIŞAN KADIN İŞÇİLER ANGARYADAN TACİZE YAŞADIKLARINI ANLATTI
Paylaş

Kumtel’in tellerine kuşlar mı konar,
Herkes dondu sayın Köseoğlu sana da kim kanar?


Kumtel, batakhane mi, yoksa uluslararası bir şirket mi? Bu soruya cevap olarak Kumtel’in uluslararası bir şirket olduğunu söyleyen patron Osman Köseoğlu’na soruyorum. Kendi şirketinde çalışanları, bir patron olarak gözetmek değil mi? Ama maalesef Sayın Köseoğlu, kendi işyerinde neler olduğunu, neler yaşandığını gözetmek ve sorunların üzerine gitmek yerine, sadece her banttan ne kadar kazanacağının hesabını yapmakta. Kendisinin görevlendirmiş olduğu personel, neden yetkilerini hakkıyla değil de çıkarları uğruna kullanıyor?
Kumtel’de çalışan bir kadın işçi olarak yaşadığım olaylar beni çok derinden etkiledi ve üzdü. Ben de dâhil olmak üzere bütün kadın arkadaşlarımız birçok zaman sözlü tacizlere maruz kalıyoruz. Hepimizin çalışma zorunluluğu var. Peki, üstlerimiz neden bunu istismar edip, fırsat bilip faydalanmak istiyorlar? Dul bir kadın işçinin, 2 çocuğunun karnını doyurmak için çalışmak zorunda kalmasını neden fırsat bilip kullanmak istiyorlar?
Ve bu kadıncağız, ters tepki verince neden çirkin iftiralar atılarak yıldırılıp, işinden çıkartılmak isteniyor? Bütün bu yaşananları, yönetimdeki kişiler bilmesine rağmen bu insanların korunması gerekmez mi? Bu insanların ekmeklerini ellerinden almak yerine, sahiplenilse daha insancıl olmaz mı? Ama maalesef o zavallı kadıncağız gözyaşları ile işten çıkmak zorunda bırakıldı.
Sayın Köseoğlu, bu olayların kahramanları senin yönetime koyduğun insanların içinde. Peki, sen ne zaman bu duruma dur diyeceksin? İşçinin artık sabrı kalmadı. Ayrıca bu olayların kahramanı olan şahıs, işyerinde çalışan başka bir bayana sözlü tacizde bulunduğunda, bayanın ters tepki vermesiyle aynı olayların yaşandığını görüyoruz. Bu yaşanan olayları, üstlere ve personel müdürlerine bildirmesine rağmen, ‘bu arkadaş sana şaka yapmıştır’ diye tacizcinin savunulduğunu biliyorum. O şahsın ceza alması beklenirken, tam aksine bayana baskı uygulanıp yıldırılması sağlandı. Ve o arkadaşımızın elinden ekmeğinin alındığını hepimiz gördük. Sözlerimi iki cümle ile bitirmek istiyorum: Kadının haklarını koruyamayanlar, hiçbir şeyi koruyamazlar.


Kumtel’de çalışan bir kadın işçiyim. Bir türlü sorunlar bitmiyor. Tuvaletleri kadın işçiler temizliyor. Onu da cuma namazı için erkeklere verilen molada temizliyoruz. Bu nedenle kadınların hastalıkları hiç bitmiyor. Geçen hafta 2 gün inşaat oldu, duvarları yıktılar, bizi o tozun içinde çalıştırdılar. Ağızlarımızı atkılarla kapattık.
Kadın olarak çalışmak çok zor; Tacizler, laf atmalar… Bunun yanında, namaz kılmak istediğimizde zor izin veriyorlar. Utanmadan, biraz geç kalsak, “Lavaboda ne yapıyordun?​” diye soruyorlar. Mesaileri dağıtırken, soğukta, yağmurda, karda saatlerce bekletiyorlar. Çalışma yaşamımıza bir düzen gelmesini istiyoruz. Gelin hep birlikte olalım bu sorunları çözelim.
Kadınlar daha kararlı bir işin sonuna kadar giderse, erkek işçilerden de destek gelir. Onların da anası, bacısı ve eşi var. Pisliğe, tacize, hep birlikte son verdirebiliriz.
Maaşlarımız düzensiz, aynı çalışıyorsun, ikimizin maaşı farklı oluyor. Mesai ücretlerinin yükselmesini, yemeklerin değişmesini, temizliğin düzenli olmasını sağlayabiliriz. Bu da hep birlikte olur. El ele verelim arkadaşlar; birlikten kuvvet doğar. Bir kez yaptık bunu, her zaman yapabiliriz. Bir de arkadaşlar, mesai ücretlerinin elden ödenmesi yasak olmasına rağmen, hala mesailer elden veriliyor.
Montajı aşağı kata taşıyacaklar. Buna izin vermeyelim. Çünkü orası daha da soğuk. Koliler zarar gördüğü için yerimizi değiştirecekler. Bizim canımız kolilerden değersiz mi? “Yer yok, Kumtel 3 de gelecek” laflarına inanmayalım. İş bırakmada, Osman Köseoğlu, “bantları kapatarak hakkımızı yediniz” dedi. Peki, bizim onca hakkımız ne olacak? Çalışırken, günlük 30 dakikamızı yiyorlar. O iş bırakma eylemimizi helal etmiş, ama ben 30 dakikamı helal etmiyorum.  Ben alınterimi döküyorum ya sen alınterimin hakkını veriyor musun?

ÖNCEKİ HABER

Sömürü cenneti Hugo Boss

SONRAKİ HABER

Hayvanları koruma derneğinde horoz dövüşü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa