25 Şubat 2009 00:00
Mayınsız bir dünya gerçekleştirebiliriz
Mayın Yasağı Anlaşmasının İkinci Gözden Geçirme Konferansı Öncesinde 1 Mart 1999 tarihinde yürürlüğe girişinin 10. yıldönümünü ...
Mayın Yasağı Anlaşmasının İkinci Gözden Geçirme Konferansı Öncesinde 1 Mart 1999 tarihinde yürürlüğe girişinin 10. yıldönümünü karşılayan Mayın Yasağı Anlaşması, mayından etkilenmiş bölgelerde yaşayan birey ve toplumların hayatında hissedilir bir fark yarattı. Bugüne kadar atılan adımları ve önümüzdeki güçlükleri değerlendirmek ve mayınsız bir dünya için çalışmaya devam etmek üzere, anlaşmaya taraf devletler, taraf olmayan devletlerden bazıları, Birleşmiş Milletler kuruluşları ve sivil toplum grupları (kara mayını mağdurları ve mayın eylemi operatörleri de dahil olmak üzere) 30 Kasım-4 Aralık 2009 tarihleri arasında Cartagenada (Kolombiya) anlaşmanın II. Gözden Geçirme Konferansı için bir araya geliyor. Bu toplantı öncesinde mayın eylemi toplumu ve özellikle devletlerin anlaşmanın başlangıcında ortaya konan amaca -antipersonel mayınların neden olduğu acıya ve ölüm/yaralanma vakalarına bir son vermek- ulaşmak için gayretlerini yoğunlaştırması gerekiyor.
Uluslararası Mayın Yasağı Kampanyası (ICBL), II. Gözden Geçirme Konferansında mayınsız bir dünya hedefimizin asli öneminin yeniden vurgulanması gerektiğine inanıyor; başka bir deyişle Mayın Yasağı Anlaşması evrensel olarak sabitlenmeli ve uygulanmalı, tüm stoklar imha edilmeli, bilinen tüm mayınlı araziler temizlenmeli ve kara mayını mağdurlarının fiziksel rehabilitasyonu ve sosyo-ekonomik katılımları garanti altına alınmalıdır. Önümüzdeki yol hâlâ uzun olabilir ancak geçtiğimiz 10 yılda edindiğimiz tecrübelerle artık bu hedefin imkansız olmadığına gerçekleştirebileceğimize kesin bir şekilde inanıyoruz.
Geçen on yılda anlaşmaya dahil olan ülkelerin sayısı artmaya devam etti. 1 Mart 1999 tarihinde anlaşmaya taraf olan devletlerin sayısı 40 iken 1 Mart 2009 itibarıyla bu sayı 156ya ulaştı. Taraf devletler, anlaşmanın öncülüğünde geniş arazi parçalarını temizledi ve bunların verimli bir şekilde kullanılmasını sağladı; mayından etkilenmiş toplulukları antipersonel mayın ve patlamamış diğer mühimmatların risklerine karşı eğitti; kara mayını mağdurlarının haklarını destekledi ve korudu; ve milyonlarca antipersonel mayın stokunu imha ederek toprağa bir daha döşenmemelerini sağladı. Bugün antipersonel mayın kullanımı bir kuraldan ziyade istisna durumundadır ve bu silahların ticareti neredeyse durdurulmuştur. Mayın temizliği ve risk eğitimi programlarının sayesinde yeni kara mayını vakalarının sayısı azalmıştır.
Ancak mayınsız bir dünyaya giden yolda, özellikle de mayın temizliği, stok imhası ve kara mayını mağdurlarının, ailelerinin ve topluluklarının hayatlarında gerçek ve kalıcı bir değişiklik yapma gibi alanlarda, hâlâ daha birçok güçlükle karşılaşılmaktadır. Bu güçlüklerin üstesinden gelmek ve toplu misyonumuzu yerine getirmek için devletlerin, sivil toplumun ve mayın yasağı toplumunun diğer fertlerinin güçlü kararlılıklarını yeniden vurgulaması, karamayınlarından kurtulmak için birlikte çalışmaya devam etmesi ve etkilenmiş olanlara yardım etmesi gerekmektedir.
12 Mart 2003 tarihinde Mayın Yasağı Anlaşmasına katılmaya karar veren ve 1 Mart 2004 tarihinden itibaren de taraf ülke olan Türkiye, anlaşmanın yükümlülüklerini yerine getirmekte 5 yılı geride bıraktı.
Ancak:
* Stoklardaki mayınların imha işlemi için son tarihin (1 Mart 2008) üzerinden 1 yıl geçti ve imha tamamlanamadı;
* Toprağa döşeli mayınların temizliği için bir program ve takvim açıklanmadı.
* Türkiye-Suriye sınırındaki mayın temizliğine ilişkin yasa tasarısı aylardır Meclis gündeminde, görüşülemedi.
* Kurbanların sayısı, yeri ve ihtiyaçları ile ilgili veri toplama sistemi oluşturulamadı.
* Sivillere yönelik önlemler alınmıyor, yeni mayın vakaları devam ediyor.
5 yılı kaybettik, önümüzdeki 5 yılı da kaybetmemek için acilen;
* Stoklardaki mayınların imha işlemi tamamlanmalı,
* Toprağa döşeli mayınların temizliği başlatılmalıdır.
* Mayınlı veya mayın olduğundan şüphe edilen alanların etrafı çevrilmeli, siviller korunmalı,
* Mayınlı alanlarda yaşayan halka özellikle çocuklara mayın risk eğitimi verilmelidir.
* Sosyo-ekonomik katılım, kara mayını mağdurları, aileleri ve etkilenmiş topluluklar için kolaylaştırılmalı; Mağdurların kurban destek programları planlanmalı, uygulanmalı ve mağdurlar karar aşamalarına dahil edilmelidir.
* Tüm mağdurlara acil ve uzun vadeli tıbbi bakımın yanı sıra, kara mayını mağdurlarına ve ailelerine psikolojik destek sağlanmalıdır.
* Mağdurlar, gereken tıbbi, ekonomik ve sosyal hizmetlere ulaşabilmelidir.
MAYINSIZ BİR TÜRKİYE GRŞ, ICBL