Metin bana şarkı yapmayı öğreterek gitti
Ersoy Adıgüzel
Metin’le ilk kez 1992 yılında Kocaeli’de gözaltında tanıştık. Körfez savaşına hayır demek için düzenlenen mitinge ben öğrenci olarak, Metin ise gazeteci olarak katılmıştı. “Savaşa hayır” diyen bir öğrenci ile görevini yapan bir gazetecinin bir hücrede tanışmasına vesile olan zihniyetin 2012’de de değişmediğini söylemek doğru olur sanırım. Zira “savaşa hayır” diyen öğrenciler de, mesleğini yapan gazetecilerde gözaltına alınıyor ve tutuklanıyorlar.
Gözaltı boyunca Metin’in sürekli söylendiğini hatırlıyorum. Fotoğraf makinesinin alınmasından, filmlerinin yakılmasından, dolayısıyla haberi gönderemeyecek olmasından yakındı durdu. Bizler ne zaman bırakılacağız, neler olacağını düşünürken Metin’in aklı haber ne olacaktaydı. Haberin bir gazeteci için bu kadar önemli olabileceği hiç aklıma gelmemişti. Ta ki Metin’in haber için öldürüldüğünü öğrenene kadar. Metin “mutlaka ben izlemeliyim” diyerek gittiği haberde aslında “mutlaka bir şeyler yapmalıyım sevgili halkım” için diyordu. O halkı için kendi deyimiyle ‘sevgili halkı’ için haber yapıyordu.
Düşünüyorum da Metin yaşasaydı 21 Aralık grevini mutlaka izlerdi ve muhtemelen şöyle bir başlık atmak geçerdi içinden “Halk Sağlıkçılar Talepleri İçin Birleştiler” Evet Metin birleşmekten, birleştirmekten yanaydı. Ve sevgi doluydu. Bu bilinç ve duyguyla gazetecilik yapıyordu.
Metin’le tanıştığımız o hücrede, aynı semtte oturduğumuzu öğreniyoruz ve o katledilene kadar dostluğumuz devam ediyor. O günlere dair aklımda kalanlardan biri Metin’in maliye okumasına karşın asla bir maliyeci olamayacağı, onun gazetecilik için doğmuş olduğudur. Metin okula çok sık gitmezdi. En azından ben öyle biliyorum. Çünkü okula gideceği zaman çoğunlukla beni de götürür öğrenci yemekhanesine kaçak sokar yemek yedirirdi. Bedava yemek yememden bıkmış olacak ki ilk işimi Metin buldu. Gazetenin muhasebesini tutan bir muhasebecinin yanında işe başlamamı sağladı. Metin’e çok şey borçlu olduğumu söyleyebilirim. Borçlu olduğum şeyler sadece bedava yemek ve iş bulması değil elbette. Borçlu olduğum en önemli şey emek mücadelesine nasıl bakılması gerektiğini öğrenmemdir. Emekçilerin birliği için mücadele etmenin gerekliliğini ve bunun yöntemlerini Metin’den öğrendiğimi söyleyebilirim.
Metin’den öğrenilesi çok şey olduğunu düşünüyorum. Nasıl gazetecilik yapılmalı, nasıl sevmeli halkını ve mesleğini, nasıl mücadele etmeli. Bunun için Metin’in kısacık ömrüne bir göz atmak yeterli olacaktır sanırım. Hayat devam ediyor ve Metin öğretmeye devam ediyor.
Metin giderken şarkı yapmayı öğreterek gitti bana.
*SES Aksaray Şube Başkanı
evrensel.net
Evrensel'i Takip Et