Basın enkazın altında kaldı
Umut Yeğin / Ali Alhas
Bu zor görevde bazı gazeteciler Van’daki durumun tamamen kontrol altında olduğunu, Van halkının yaralarının sarıldığını söylerken, kimisi ise yardım gitmeyen, evsiz, çadırsız birçok ailenin olduğuna dair haberler yaptı. Yani basın mensupları hayatın her alanında olduğu gibi deprem sonrasında da büyük bir rol oynadı.
Biz de depremin ilk gününden itibaren Van’da bulunan ve depremin ardından gazetelerini çıkarmak için Musa Anter Barış Parkı’nda kurdukları çadırda çalışmalarına devam eden İpekyoluhaber Gazetesi Haber Müdürü Muhittin Botan ve muhabirlerinden Lütfü Pala ile depremde basının oynadığı rol üzerine konuştuk.
Gazete bürosu olarak kullanılan çadırın içinde, kullanılan bilgisayarlar ve gelen konukların oturabilmeleri için yer minderleri var. Van’ın yerel basını olarak kendilerinin de depremzede olduklarını söylüyor Muhittin Botan. Daha sonra ekleyerek Van depreminde yerel basının da, ulusal basının da misyonunu oynayamadığını belirtiyor. Van’ın il dışından nasıl gözlendiğine dair izlenimini şu şekilde aktarıyor bize. “Dışarıdan gelenlere Van’ın nasıl gözlendiğini soruyorduk ve ‘dört dörtlük görünüyor’ cevabını alıyorduk. Bu durum bize ulusal basının çoğunun Van’ın hiçbir sıkıntısının olmadığı, sorunlarının çözüldüğü yönünde haber yaptıkları izlenimi veriyordu. Oysa gerçek bu değildi ve buraya gelenler de bu durum karşısında şok olduklarını söylüyorlardı. Bence Van’da hâlâ halkın sorunları çözülmemiş, sorunlar hâlâ devam ediyor.”
‘GAZETELER YANLI DAVRANDI’
Van’da deprem sonrası basının enkaz altında kaldığını vurguluyor Botan. Yerel basının çoğunun aboneler üzerinden gazetelerini dağıttıklarını ve deprem sonrası gazete çıkaramaz hale geldiklerini söyleyen Botan, bir süre 12 yerel gazeteden kendileri hariç 11’inin birleşip tek gazete çıkarmaya karar verdiklerini fakat bu süreçte bu gazetelerin kimseyle karşı karşıya gelmeme uğruna yanlı davranıldığını söylüyor. Botan, “Açıkçası hükümetin ulusal basın üzerinde olduğu kadar yerel basın üzerinde de etkisinin önemli oranda olduğunu gördük. Zaten Van dışındaki insanların burayı farklı görmelerindeki temel nedenin de basın olduğunu düşünüyorum” diye özetliyor yaşananları. Konuşmamız sırasında hangi görüşten olursa olsun basına yönelik kısıtlama, baskının doğru olmadığına değinen Botan’a hemen yanlarında bulunan DİHA çadırına geçtiğimiz günlerde yapılan baskını ve gazetecilere yönelik baskıyı nasıl değerlendirdiğini soruyoruz.
‘BASIN BİR ÜLKENİN GÖZÜ KULAĞIDIR’
“Basın bir ülkenin, bir halkın gözü kulağıdır” diyor Botan ve ekliyor “Basın, kurumları denetleyen en önemli denetçilerdir. Hangisi olursa olsun bir yerde basının susturulması demek orada demokrasinin ortadan kaldırılması demektir. Bir yerde muhalif seslerin susturulması demek orada bazı şeylerin duyulması istenmiyor demektir.” Baskının yapıldığı gün ilk İpekyoluhaber gazetesi çadırına da baskın düzenlendiğini anlatan Botan, polislerin ayakkabıları ile çadırlarını darmadağın ettiklerini söylüyor. “Deprem sürecinde insanın görüşü, düşüncesi ne olursa olsun bunlar arka planda kalıyor. Asıl olan orada halkın içinde bulunduğu durumu aktarmak oluyor. Ki arkadaşlarımızda bizde biraz bunu yapmaya çalıştık” diyor ardından.
Depremin üzerinden geçen 2 aydan fazla zaman geçmesine rağmen hâlâ çadır yangınlarının sürmesini ve buna rağmen insanların çadırlarda yaşam mücadelesi verdiklerini paylaşıyoruz birbirimizle. Bunun üzerine medyada konteynerler gösterilerek yapılan haberlere atıfta bulunarak, “Eğer hâlâ çadır yangınları oluyorsa, bizler görevimizi yeterince yapamadığımız, sesimizi duyuramadığımızdandır” diyor Botan. Yanlı haber yapan gazetecilerin bir çoğununda bu durumdan rahatsız olduğunu belirten Botan, okulların sorunsuz bir şekilde açıldığına dair haber yapan gazetecilerin kendi çocuklarını da okula göndermediklerini söylüyor.
Muhabir arkadaşımız Lütfü Pala ise deprem ardından çadırlarına yapılan baskını anlatarak, bu gibi baskıların geçmişten beri yaşandığını ve bunlara rağmen görevlerini yapmaya devam edeceklerini belirtiyor. Bu baskıları göze alarak bu mesleği seçtiğini vurguluyor Pala ve deprem sonrasında da bu baskılara rağmen gerçekleri aktarmak için çalıştıklarını dile getiriyor. (BİTTİ)
evrensel.net
Evrensel'i Takip Et