Herkes barıştan yana olursa ülkemize huzur gelecek

Bahçelievler Kocasinan Mahallesi’nde bir komşu misafirliğindeyiz. Gülender Abla “toplanın kadınlar film izleyeceğiz Gülsüm’ün evinde” deyince Gülsüm abla kek, börek, kurabiye, salata bütün becerilerini döktürmüş. İzlediğimiz film İran’da şeriat yasaları ile uygulanan ve kadına yönelik şiddetin bir biçimi olan recmi anlatıyor.
Film bittikten sonra haliyl Filmi izlerken göz yaşlarını tutamayan Sabiha Koç alıyor ilk sözü. Sabiha Koç dertli bir Kürt anası, oğlunu Bitlis Tatvan’da kaybetmiş. “Biz çok acılar çektik. Her gün çatışma, her gün eylem var, artık bitsin! Yıllardır barış için mücadele ediyoruz, savaş sona ersin istiyoruz” diyor. Sabiha Ana Türkçe’yi iyi bilmediği için gelini Hanım Koç, söylediklerini tercüme ediyor. Sabiha Ana, “Erkekler kadınlara çok  hakaret ediyor, eskiden de vardı, ben de çok yaşadım bu zulmü” diye devam ediyor. Kadınlar birlik olursa şiddetin de savaşın da sona ereceğine inanıyor Sabiha Ana. Gelini Hanım da öyle. “Askerde ölen de dağda ölen de bizim çocuklarımız. Biz barış gelsin istiyoruz yıllardır ama devlet hep savaş istiyor. Eğer herkes barıştan yana olursa ülkemize de huzur doğacak” diyor.

Büşra daha 19 yaşında bir lise öğrencisi. Zeynep’in kızı. “Her şeyin ailede başlayıp ailede bittiğini” düşünüyor. “Aile içindeki baskı ve şiddetin kadınları yanlışa sürüklediğini, kanunların da kadınları korumadığını” söyleyen Büşra, “En önemlisi kadınların eğitimi ve kendi parasını kazanıyor olabilmesi” diyor.
Ekonomik krizin ve işsizliğin de şiddetin sebeplerinden olduğunu söyleyen Hülya ise yoksulluğun şiddeti körüklediğini dile getiriyor.