20 Şubat 2009 00:00

CHP’nin kaçıncı tarikat açılımı

Tam da yerel seçimlerin arifesinde, Deniz Baykal’ın bu girişimini CHP’nin tarikatlarla ilk flörtü sananlara duyurulur: Bu, mevzuubahis partinin karıştırdığı ilk herze değildir; aslında, şeriatçılarla işbirliği “laikliğin temsilcisi” CHP’nin, siyaseten sıkıştığı her dönem sıklıkla başvurduğu, artık sıradanlaşmış, bayatlamış yollardan sadece birisidir.

Paylaş

Tam da yerel seçimlerin arifesinde, Deniz Baykal’ın bu girişimini CHP’nin tarikatlarla ilk flörtü sananlara duyurulur: Bu, mevzuubahis partinin karıştırdığı ilk herze değildir; aslında, şeriatçılarla işbirliği “laikliğin temsilcisi” CHP’nin, siyaseten sıkıştığı her dönem sıklıkla başvurduğu, artık sıradanlaşmış, bayatlamış yollardan sadece birisidir. Bir bakıverin, 2007 genel seçimlerinde CHP’nin İstanbul 3. bölge 10. sıra adayı Sultanahmet Camii eski imamı Osman Nuri Bey değil de kimdir? Nitekim tarikat açılımının mimarlarından Kadiri tarikatı lideri Abdül Hafız Aydın’ı partiye kaydeden de İmam Bedir hazretleridir. Siz Bedir Savaşı’nı da CHP’deki ilk savaş, tarikat açılımını da ilk tarikat açılımı mı sanıyorsunuz? Hadi canım!; evveliyatı var; anlatayım.
Zafer Gazetesi’nin 30 Haziran 1951 tarihli nüshası “Atatürk heykellerine mel’unane tecavüzleri tel’in maksadile bugün büyük bir miting yapılıyor.” başlığı ile çıkar. Bu büyük haberin sol alt köşesinde “Gençliğin hazırladığı mitinge DP teşkilatı”nın da katılacağı bildirilmektedir. Gazetenin birinci sayfasındaki diğer haberlere göreyse, “Bir hafta evvel Devlet Demir Yollları Umum Müdürlüğü’nde kırılan heykellerin yerine” bugün yenisi dikilecektir. Gazetenin tam orta sayfasındaki kutu içerisinde ise konu ile ilgili başka bir habere yer verilmektedir: “Ticaniler ve CHP” Haberin alt başlığında ise “CHP seçimlerde Ticanilere nasıl yardım etmişti?” sorusu yer almaktadır. Benzer bir haber, aynı gazetenin 26 Nisan 1950 tarihli nüshasında da yer almıştı, fakat, seçimlerin yapılıp, 27 yıllık tek parti döneminin yıkılmasından sadece 12 gün sonra çıkan bu haber pek de dikkat çekmemiş olacak. 26 Nisan’da çıkan haberin CHP’nin 1 Mart 1950’de tekke ve zaviyeleri kapatan 5566 Sayılı Kanun’da değişiklik yaparak bazı türbelerin ziyaretine izin vermesinden sadece bir ay sonrasına denk gelmesi ve Atatürk heykellerini kırmak suçundan tutuklanan Ticanilerin tam seçimler öncesinde CHP’ye üye kaydedildikleri iddiası da bu haberi ilginç hale getiriyordu.
Zafer Gazetesi’ndeki bu haberleri tartışabilmek için biraz daha geriye gitmek gerekiyor. Ticani tarikatı şeyhi Kadir Pilavoğlu, çok partili yaşama geçilen ve yükselen DP’nin karşısında tutunmak isteyen CHP’nin -özellikle tek parti döneminin katı laiklik anlayışından- tavizler vermeye başladığı bir dönemde ortaya çıkar ve faaliyetlerini Ankara’nın Çubuk ve Çankırı`nın Şabanözü ilçelerinde yoğunlaştırır; efendi hazretleri! 1943 de, tarikat faaliyetleri suçundan 24 müridiyle beraber mahkemeye verilirse de kısa bir süre sonra serbest bırakılır. Nakşi kökenli Ticaniler ve liderleri Pilavoğlu 40’lı yıllar boyunca bazen tarikat faaliyeti yürütmeleri, bazen de Meclis oturumundaki renkli eylemleri ile gündeme gelirler. Pilavoğlu ve şürekasının son faaliyet alanı ise Atatürk büstleridir. 1949 yılından sonra heykellerin put olduğu düşüncesiyle Atatürk heykellerini tahrip etmeye başlar hazretleri ve yol arkadaşları. Olay 1951 yılı başlarından itibaren halkın da dikkatini çekmeye/çektirilmeye başlar. Tam da II. Menderes Hükümeti’nin kurulduğu dönemlerde yoğunlaşan bu CHP salvosuna DP, Atatürk’ü Koruma Kanunu’nu çıkararak cevap verir. İşin ilginç yanı, CHP’nin bu kanunun çıkartılmasına çok da sıcak bakmamasıdır. Muhalifler arasında yer alan ve Demokrat Parti yanlısı Zafer Gazetesi’nin 7 Haziran 1951 tarihli nüshasında Atatürk’e ithafen “Bizden imtiyaz değil rahmet bekliyor” diyerek sözüne başlayan DP milletvekili Mümtaz Faik Fenik (1951) ve Meclis kürsüsünden düşüncelerini açıklayan Selahattin Adil gibi milletvekillerinin sesleri ise kargaşa da kaybolup gider.
5816 Sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu 25 Temmuz 1951 tarihinde kabul edilir. Kemal Pilavoğlu ve 74 müridi tutuklanır ve Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce cezalandırılırlar.
Çıkarılan Kanun 5 maddeden oluşmaktadır: Birinci madde “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır” şeklindedir. İkinci maddede, suçun umuma açık yerde ve basın yoluyla işlenmesi halinde cezanın artırılacağı karara bağlanır.
Kanunun çıkmasından sonra olaylar diner. Fakat 1951 tarihinde, belirli bir olaya istinaden çıkarılan bu kanun, çıkarılma amacının dışına taşarak resmi tarihin çizdiği Mustafa Kemal portresinin korunmasına yönelik bir işleve bürünmeye başlar. Bir başka deyişle Ticanilerin eylemleri yüzünden çıkartılan bu kanun, bir tabu yasağı, tabu yasağının pozitif hukukta düzenlenmiş izdüşümü olarak sistem içerisindeki görevini sürdürmeye devam eder.
Bir noktanın daha altını çizerek yazıyı sonlandıralım. Ticani tarikatı örneği de CHP tarihindeki tek örnek değildir. Ezanın tekrar Arapça okunmasına, imam hatiplerin açılmasına da CHP ses çıkarmamıştır tarihte; malum oy kaygısı işte! Örnekleri daha da artırmak mümkün. Belki de başlığı CHP’nin yüzüncü tarikat açılımı olarak değiştirmek gerekiyor.
METE KAAN KAYNAR - Doktor
ÖNCEKİ HABER

MEB’in özrü kabahatinden büyük

SONRAKİ HABER

Ve çeliğe su verildi…

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa