18 Şubat 2009 01:00

Demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesine çocukların katılımının eylemlerin toplumsal meşruiyetini artıracağı korkusu ile hükümetin, güvenlik güçlerinin ve mahkemelerin abartılı ve sert kararlar almasına sebep olmaktadır. Eylemlere katılan çocuklara verilen yüksek cezaların yeterince caydırıcı olmayacağını düşünen devlet yetkilileri ailelerin yeşil kartlarının iptali gibi uygulamalarda bulunmaktadır. Sokağa çıkan çocukların yargılama süreci ve aldığı cezalar devlet bürokrasisi tarafından tüm toplumu sindirmenin aracı olarak kullanılmak istenmektedir.
Toplumsal olaylara katıldığı iddiası ile yargılanan çocukların aldığı orantısız ve fazla cezalar kamuoyunda yaygın bir şekilde tartışılmaktadır. Bu konuya ilişkin medyada yer alan haberlerin ortak yönü, meseleyi “adli bir hata” olarak yansıtmaktadır. Toplumu rahatsız eden pek çok suçun faili beraat edip, küçük cezalarla kurtulurken, okul çağındaki çocukların aldığı cezalardaki adaletsizlik “merkez medyanın” dahi dikkatini çeker olmuştur.
Ancak “kamu vicdanını” rahatsız eden bu ceza adaletsizliğinin temelinde yatan düzenlemeler yeterince irdelenmemektedir. Her ne kadar çocukların yargılanması ve aldığı cezalar basında yer alıyorsa da aynı toplumsal olaylardan dolayı çocuk olmayan eylemcilere de orantısız cezalar uygulanmaktadır.
Tartışılan bir ceza yargısı ve sonucunda verilen cezalar olması sebebiyle öncelikle bu yargılamaların temelinde yer alan mevzuatın (yasal düzenlemeler) irdelenmesi gerekmektedir.
2005 yılında yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) 220. maddedeki düzenleme ile yasadışı örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen ile örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi örgüt üyesi gibi cezalandırılır hükmü getirilmiştir. 765 sayılı eski TCK’da yer alan yardım ve yataklık etmek suçu ayrı bir madde olarak düzenlenmekteyken yeni TCK ile birlikte bu suçu işleyenlere de örgüt üyesi ile aynı cezanın verileceği düzenlenmiştir.
Bu düzenleme ile birlikte herhangi bir silahlı çatışmaya katıldığı tespit edilememiş örgüt üyeleri ile örgüt tarafından düzenlendiği iddia edilen tek bir eyleme, gösteriye katılan kişiye aynı ceza öngörülmüş olmaktadır. Bu düzenleme ile hukukun genel ilkeleri ve anayasanın eşitlik, orantılılık, cezaların şahsiliği, kanunilik gibi bir dizi ilkesi ihlal edilmiş olmaktadır.
TCK’daki değişiklik sonrası Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri (DGM’lerin yerine kurulan) ilk kararlarında, tek bir eylem dolayısıyla yasadışı örgüt adına eylemde bulunmak suçundan ceza verilmesini orantısız bularak daha az bir ceza olan yasadışı örgütün propagandasını yapmak suçundan ceza vermeyi tercih etmekteydi. Ancak Yargıtay tarafından, bu yönde verilen cezalar sanıkların aleyhine bozularak bu kişilere örgüt propagandası yapmak suçuyla birlikte yasadışı örgüt adına eylemde bulunmak suçundan ceza verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay’ın bu kararı sonrası toplumsal olaylarda yakalanan çocuklara (büyüklere de) yasadışı örgüt adına eylemde bulunmaktan dolayı örgüt üyeleri için öngörülen cezalar verilmeye başlanmıştır.
Tek bir toplumsal olaydan yakalanan çocuklar örgüt üyesi olmak ve örgüt propagandası yapmak suçunun yanı sıra, mala zarar vermek, yaralamak, yanıcı patlayıcı madde bulundurmak suçlarından olmak üzere onlarca yılı bulan cezalar almaktadır. Tek bir eylem ve fiilden birden fazla suç türetilebilmektedir.
Öncelikle bu madde, yargıya çok geniş, yoruma açık ve sınırları belirsiz bir cezalandırma alanı sunmaktadır. Yasadışı örgütün amaçları içerisinde yer alan ve silahlı eylemle ulaşılmasını savunduğu bir amaca demokratik yollarla ulaşılabileceğini savunan bir kimsenin eylemi, belki varlığından ve amaçlarından haberdar dahi olmadığı bu örgütle paralel algılanması sebebiyle cezalandırılabilmektedir.
Türkiye’deki yargı unsurlarında yerleşik bulunan ve sıkça gözlenen “öncelikle devleti koruma refleksi”yle hareket edildiği için ciddi hak ihlalleri yaşanmaktadır. Söz konusu eylemlerde güvenlik güçlerinin çocuklara yönelik orantısız müdahalesi sonrası ölüm olayları dahi yaşanmaktadır. Çocuklara yönelik işkence ve kötü muamele şikayetleri yetişkinlere nazaran daha fazladır. Özellikle yakalanma ve gözaltına alınma sırasında çocuklar sıklıkla işkence ve kötü muamele görmektedir.
Toplumsal olaylarda yer alan çocuklar, çocuk mahkemelerinde yargılanmaları gerekirken 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 9. maddesi gereğince Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri’nde yargılanmaktadırlar. Söz konusu yargılamalar çoğunlukla tutuklu olarak sürmektedir. Ergenekon sanıkları sağlık ve diğer sebepler gösterilerek tek tek bırakılırken çocuklar ailelerinden kopartılarak cezaevlerine konulmaktadır. Çocukları ve aileleri açısından, yargılanma ve tutuklu kaldığı süreler beraat edecek olsalar dahi sonraki yaşamları ve gelişimleri açısından telafisi imkansız zararlara neden olmaktadır.
Mahkemelerce verilen kararlar etrafından yürütülen eleştiri ve tartışmalar demokrasi mücadelesi çerçevesinde antidemokratik yasal düzenlemelerin ortadan kaldırılmasını hedeflemelidir.
Hukukun genel ilkelerine ve Anayasaya aykırı olan TCK’da ve Terörle Mücadele Kanunu’ndaki düzenlemelerin ayıklanması gerekmektedir. Toplumsal olayların “terörle mücadele” çerçevesinde yargılanmasına son verilmelidir. Her türlü olaydan dolayı çocukların yalnızca çocuklara has ceza mahkemeleri olan Çocuk Mahkemeleri’nde yargılanması gerekmektedir. Çocukların katıldığı toplumsal olaylarda, güvenlik güçlerinin orantısız güç uygulaması ve olaylara ateşli silahlarla müdahale etmesi engellenmelidir.
Gerekli kanuni düzenlemeler yapılmadığı takdirde bundan sonraki süreçte artan toplumsal muhalefetle birlikte çocuklara yönelik hak ihlalleri, yargılamalar ve hapis cezaları artma eğilimi gösterecektir. Pek çok çocuk cezaevlerinde büyümek durumunda kalacaktır.
TUGAY BEK Avukat

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüksek voltajlı teşvik

Yüksek voltajlı teşvik

Erdoğan-Şimşek programıyla emekçilerin bir ayı daha gıdaya gelen yüksek zamlar ve eriyen ücretlerle geçti. Özelleştirmelerle ihya edilen sermaye gruplarına ise sadece bir ayda ‘üretmedikleri elektrik’ için 1 milyar lira teşvik verildi. Sanayi patronları da çalıştırdıkları her kadın işçi için devletten artık daha fazla teşvik alacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et