13 Şubat 2009 00:00
Gebzeden Gazzeye yardım
İsrailin saldırısı sonucu yerle bir olan Gazzede ölü sayısı binleri geçti. Ölenlerin arasında çok sayıda çocuk vardı. Çocuk ölümleri zaten yüzde 90. ABD karşıtı olan halkımızın ve okuldaki öğrencilerimizin bu katliama öfke ve yardım duygularını doruğa çıkardı.
İsrailin saldırısı sonucu yerle bir olan Gazzede ölü sayısı binleri geçti. Ölenlerin arasında çok sayıda çocuk vardı. Çocuk ölümleri zaten yüzde 90. ABD karşıtı olan halkımızın ve okuldaki öğrencilerimizin bu katliama öfke ve yardım duygularını doruğa çıkardı. Halk, öfkesini sokak gösterileriyle ortaya koydu ve hükümetten İsraille olan ikili anlaşmaları iptal etmesini istedi. İsrailin bu cesareti ABDden aldığını ve ABDyi de hangi ülkelerin desteklediğini halk çok iyi biliyor.
Böylesi bir katliama tepki göstermek için antiemperyalist, sosyalist, demokrat, solcu, sağcı olunması gerekmez. İnsan olmamız yeter. Filistin sorununun da, Filistin halkının iradesi ve isteği doğrultusunda çözülmesi ve barışın sağlanması da bir insanlık görevi
Türk halkının yardımseverlik duyarlılığının geçmişte ve bugünde bazı çevrelerce kendi çıkarlarına kullanıldığı ve kullanılacağı düşüncesindeyim. Çünkü aynı duygularla Bosnaya toplanan paraların, dönemin iktidar partisinin (şimdi kapalı) kasasına aktarıldığını ve başbakanın da ceza yediğini unutmadık.
Okullarda para toplamada tecrübe sahibi olan idareciler, 2-3 gün içersinde hatırı sayılır paralar toplayıp, ilgili yerlere teslim ettiler. (Gebze okullarından 90 bin 555 TL, Darıca okullarından 31 bin TL) Asıl düşündürücü olan, il ve ilçenin merkezinde kurulan çadırlar ve ayları geçen kampanya ve denetimsizliğinin devam etmesi. Çadırdan yükselen Filistinli çocuk sesleri, etraftan geçenleri yardım konusunda etkiliyor ve bunukendi örgüt çıkarı için çok iyi kullanan şu veya bu addaki vakıf veya dernek adıyla yapıyorlar. Gebzedeki çadırdan 4 bin kumbaranın birini de sen al anonsu sürekli yapılıyor.
Denetimsiz olmasına rağmen Gebze müftülüğü, Gebze camilerinden 600 bin TL toplandığını yerel gazetelerde açıkladı. Acaba denetimsiz ve kontrolsüz olan vakıf yardımları, kumbaralar açıklanacak mı?
Diğer bir durum ise başbakanımızın Davos çıkışı ve kahraman oluşu. Öfkesini mitinglere, basın açıklamalarına, yazılı ve görsel yayınlara döken, halkın isteğine ve taleplerine kulaklarını tıkayan, duymazlıktan gelen sayın başbakan; sanki kendi ülkesi masallarda anlatılan mutluluk ülkesiymiş; hiç ölümler, haksızlıklar yaşanmamış gibi barış kahramanı oluyor. Hatta birileri tarafından Nobel ödülüne aday gösterilmelidir deniyor.
Ama sormazlar mı insana; dünyada işgallerin, ölümlerin, çatışmaların, insanları aç bırakmanın sorumlusu emperyalizm değil mi, onun ekonomik örgütleri değil mi? Kısaca bu adresin başı ABD değil mi? ABDyi destekleyen ülkelerden birisi de komşu Irakın bombalanmasında, İncirlikten sayısız uçaklara sorti yaptıran Türkiye değil mi? İsraile çocuk öldürmeyi iyi bilirsiniz dersiniz de Türkiyede bu yok mu?
2006da öldürülen 6-7 yaşındaki Enes, 12 yaşında 13 kurşunla öldürülen Uğur Kaymaz Yine Newroz kutlamasında güvenlik güçlerince kolu kırılan çocuk vb. ne oluyor? Şu söz size ait değil mi: Çocuk da kadın da olsa güvenlik güçlerimiz gereğini yerine getirir!..
Biz milli görüş düşüncesi diye adlandırılan anlayışı çok iyi tanırız. En önemli özelliği takiyeci olması ve halkın dini duygularını kullanarak oradan yükselmesidir. İşçilere, emekçilere verecekleri bir şey yoktur. Kamu emekçileri mücadelesinde bizlerin önünü kesmeye çalışan Eğitim Bir-Sen, sendikal mücadelede sokağı tanımazken özellikle Haması desteklemek için sokağa çıkmayı, yardım kampanyası yapmayı bayağı beceriyor.
Yaraları sarmak, yardım etmek elbette önemli Ama geçici olduğunu unutmayalım. Asıl olan bataklık kurutulmalı, yani emperyalizm yok edilmelidir ki dünya halklarına barış ve kardeşlik gelsin!..
Orhan Kaya (Eğitim Sen Gebze Şube Başkanı-Kocaeli)