Emek Gençliği 6. Konferansını örgütlüyor!
“Gün geçmiyor ki AKP Hükümeti…” diye başlayan basın açıklamaları; “KCK operasyonunda bugün aydın, yazar, gazeteci, avukat gözaltına alındı.” diye devam eden gazete ve televizyon haberleri artık günlük hayatımızda ‘vazgeçilmez’ bir durum haline gelmekte. Evet gün geçmiy
GENÇLİK GELECEKSİZLİKLE KARŞI KARŞIYADIR!
Gençliğin tüm kesimlerine yapılan saldırılar, doğal olarak bizlerin geleceğine saldırı olarak da görülmelidir. Basın açıklamasına katılmak, puşi takmak, pankart açmak hatta saçlarını 3 numaraya kestirmek suç delili olarak gösterilmiş, 600’e yakın üniversite öğrencisi gözaltına alınarak tutuklanmıştır. Parasız, bilimsel, anadilde eğitim isteyen üniversite gençliği, “terörist” muamelesi görmekte, topluma da bu şekilde gösterilmek istenmektedir. Ülkedeki sorunlara karşı duyarsız bireyler yetiştirmek için üniversitelerde, -başta rektörler olmak üzere- güvenlik birimleri ve polisler birlikte ortak işler yapmakta, gençliğe amansızca saldırmaktadır. AKP’nin ‘yeni Osmanlıcılık’ ve Neo-liberal politik akımı, üniversitelerin iliğine kadar işlemiş durumdadır. Üniversiteleri, sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda planlayan hükümet, gençliği de bu pozisyona göre şekillendirmeye çalışmaktadır. AKP iktidara ilk geldiği anda üniversitelere dair “YÖK’ü kaldıracağım” demiş, ancak YÖK’ü kendi çatısı altına aldıktan sonra bundan vazgeçmiştir. Bölge üniversitelerinde ise ‘Anadilde eğitim’ mücadelesi veren Kürt gençliğine karşı fütursuzca saldırılardan da geri durmamıştır. Kürt genci Şerzan Kurt’un katili hala bulunmamış, İçişleri Bakanlığı” oraya gitmeseydi vurulmayacaktı” gibi garip bir gerekçeyle kendini “aklamaya” çalışmıştır. Dava göstermelik bir şekilde devam ettirilmektedir.
LİSELİ GENÇLER, OKUL-EV-DERSHANE ÜÇGENİNDEN ÇIKAMIYOR!
Geçtiğimiz dönem önce KPSS’de sonra da YGS’de gerçekleşen kopya-şifre skandalı, eğitim sisteminin çürümüşlüğünü tekrar bizlere gösterdi. YGS eylemlerinde binlerce liseli genç sokağa çıktı, boykotlar gerçekleştirdi, “Parasız Eğitim, Sınavsız Üniversite” mücadelesini yükseltmeye çalıştı. Eğitim sistemine karşı duyduğu nefreti sokakta haykıran gençler, talepleri için yan yana gelip, seslerini birleştirince başta Başbakan, ÖSYM Başkanı hatta Cumhurbaşkanı’nı bile zor durumda bırakabileceklerini, gençliğin gücünü görmüş oldular. Ancak karşımızda öyle bir hükümet var ki, komşu ülkelere “halkınızın sesini dinleyin” nasihatinde bulunurken, kendi ülkesinde binlerce gencin sesine rağmen “ben tatmin oldum” diyip gençliğin sesini hunharca bastırdı. Fakat eğitim sisteminde bir ilerleyiş, bir gelişme olmamıştır. Aksine okul müfredatlarından tutalım da, AKP’nin eğitimi gericileştirmek politikası üzerine uyguladığı ‘cemaat örgütlenmesi’ olağanca hızıyla sürmekte. Her eğitim-öğretim başlangıcında milli eğitim bakanının çıkıp “kayıt parası asla alınmayacaktır’ palavraları, ceplerimizi delik deşik ettiği gerçeğini hiçbir zaman değiştirmemiştir. Eğitimin içerisinde bilimi tamamen kaldırıp, muhafazakârlığın alasını uygulayan hükümet, ‘Evrim teorisini’ bir palavra olarak gençliğe yansıtmaktadır.
GENÇ İŞÇİLER SANAYİ SİTELERİNDE KÖLECE YAŞAMAYA MAHKUM EDİLİYOR!
Ülkede yıllardır en ucuz iş gücü olarak görülen genç işçiler, ağır şekillerde çalışmak zorunda bırakılıyor. İşçi gençlik, sendikayı bir kenara bırakalım, sigortasız, iş güvenliğinden yoksun, günde ortalama 12 saati aşan şekilde çalıştırılıyor. Bunu karşılığında ise “asgari ücretten fazla” maaş almak olumlu olarak gösteriliyor. Yapılan zamla birlikte 701 TL olan Asgari ücret, vekillerin maaşları söz konusu olunca farklı ele alınıyor. Genç işçilerin aldıkları ücretler karın tokluğundan başka bir şeye de yaramıyor. Kültürel, sanatsal faaliyet içerisinde bulunmayı akıllarına bile getiremeyen gençler, “nasıl dinlenirim” düşüncesiyle evlerinin yollarını tutuyorlar. AKP hükümeti genç işçileri, “geleceğin köleleri”olarak görüyor. Meslek lisesilerinden mezun olan ya da staj yapan gençler, mesleğini öğrenmeyi bir kenara bırakıp, atölyenin ayak işleriyle, tuvalet temizlikleriyle meşgul ediliyor.
KÜRT GENÇLERİ GÖZALTILARLA, TUTUKLAMALARLA VE ÖLÜMLERLE BİRLİKTE YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR!
Türkiye’nin yıllardır en büyük sorunu olarak ifade edilen ‘Kürt Sorunu’ operasyonlarla, -Şırnak Uludere’de olduğu gibi sivillerin katliamlarıyla- Kürt ve Türk gençlerinin ölümleriyle devam ediyor. 30 yılı aşkındır ölümlerin yaşandığı bölgede, barış talebini dile getiren suçlu, “terörist” muamelesi görmekte, Kürt halkının kimlik, dil ve kültürel isteklerine karşı her gün yeni kurşunlar sıkılmaktadır. Kürt gençleri tüm baskılara rağmen, liselerde, üniversitelerde en insani hakkı olan ‘anadil’ için boykotlar örgütlemeye, eylemlikler yapmaya devam ediyor. AKP Hükümeti döneminde Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol, Şerzan Kurt, Aydın Erdem ve daha birçok Kürt gencinin öldürülmesi birer devlet cinayetidir. Ve bugün hükümet gençleri puşi taktığı, zılgıt attığı, protesto eylemine katıldığı veya sırf Kürt olduğu için susturmaya çalışıyor. AKP Kürt gençleri başta olmak üzere topyekun Kürt halkına saldırıyor.
EMEK GENÇLİĞİ, TÜRKİYE GENÇLİĞİNİ İŞ-EĞİTİM-BARIŞ MÜCADELESİNDE BİRLEŞMEYE ÇAĞIRIYOR!
Saldırıların yoğunluğu ve tümüyle bu yaşananların birbirinden bağımsız olmadığını iyi görmek gerekir. Hükümet hiçbir şekilde ayrım yapmaksızın gençliği kendi istediği açıdan şekillendirmekle uğraşıyor. Bu saldırılara karşı biz gençler, Emek Gençliği’nin 6. Konferansının örgütlenmesinde en geniş gençlik kesimleriyle bir araya geleceğiz. Sorunlarımızı tartışıp, çözüm yolları bulacağız. Gençliği ekonomik, sosyal ve politik talepleri etrafında birleştirip, İş-Eğitim-Barış şiarını yükselteceğiz. Ve Türkiye gençliğini işçi sınıfının gençlik örgütünde; Emek Gençliği saflarında birleşmeye çağırıyoruz!