Deri işçileri hem öğreniyor, hem öğretiyor!
Gazetemizi takip eden arkadaşlar Bolu’nun Gerede ilçesinde yaşanan deri işçilerinin eylemini ve gelişmeleri takip etmiştir. Eylemi izleyen biri olarak eylemdeki işçilerin nasıl değiştiğini ve nasıl bir ruh haline büründüğünü gözlemleyebildiğim kadarıyla anlatmaya çalışacağım. Gerede’ye eylemi izlemeye gitti
TABAKHANELER BİR CEHENNEM
İşçilerin ekmek paralarını kazandıkları yer olan Tabakhaneler gerçekten de cehennemden farksız bir yerdi. Oradaki koku ve ağır çalışma koşulları işçileri canından bezdirdiği, işçilerin her halinden belliydi. 180 tane irili ufaklı atölyenin bulunduğu Tabakhaneler’de hiçbir sağlık önleminin alınmaması işçilerin sıkça dillendirdiği bir meseleydi. 50 kişi ve üstü işçiye sahip fabrikalarda işçi doktoru bulundurmak yasal bir zorunluluk iken 3500 işçinin çalıştığı bir havzada bir tane bile doktorun bulunmaması durumun vahametini göstermeye yeterli. İşçilerin ne kadar çalışacağının belli olmaması da bir başka konu, işçiler sabah atölyede işbaşı yaptıktan sonra ne zaman paydos edecekleri ise belirsiz. Sabahtan akşama kadar çalışan işçiye 35 lira yevmiye reva görülüyordu. Tüm bunların toplamı işçiyi eyleme sevk eden, yeter artık dedirten durumlar olarak karşımıza çıkıyor.
İŞÇİLER HER ŞEYİN FARKINA VARDI!
Eylemde ve eylemden sonra görüştüğümüz işçiler aslında Gerede’yi 4-5 tane Tabakhane patronun yönettiğinin farkına vardıklarını söylediler. İşçiler üretimi durdurup sokağa çıktığında Gerede Emniyetinin, Belediye Başkanının, Kaymakamının nasılda sermayeden yana taraf olduklarını fark etmişler. İşçilerin sözde yanında olduklarını söyleyen bu güçler patronların çıkarına ters bir hareket olduğunda nasıl çark ettiklerini kendi pratik eylemleriyle öğrendiler. Üretimin durduğunda patronların nasıl bir telaşa kapıldıklarını ve tek yumruk olduklarında aslında bir şeylerinde değişebileceğinde anladılar. Deri işçileri kendisine dost olanlarının kendileri gibi emeği ile geçinen insanlar olduğunu ve Mersin Liman işçilerinden gelen mektubun kendilerini duygulandırdığını ifade ettiler.
ASIL MESELE DEVLETTE
İşçilerin dillendirdiği bir başka konu da sigortasız işçi çalıştırmanın yasak olduğu ülkemizde kaçak işçiliğin yapılmasaydı. Bu düzen Tabakhaneler’de de şöyle işliyor. Denetimin olacağı günleri bir şekilde patronların öğrendiğini ve sigortasız çalışan işçilerin o gün sen işe gelme denmeseydi. İşçiler konuyla ilgili “devlet işçinin ezilmesine, sigortasız çalışmasına göz yumuyor. Yasalar sadece kağıt üzerinde kalıyor. Devletin işçisini önemsemediğini, hangi koşullarda çalıştığını bilmediğini” söylediler. Burada düğümü çözmek yine işçilerin göreviydi ve işçiler tarafından en çok dillendirilen meselelerden biride buydu.
HAYAT TV VE EVRENSEL GAZETESİNDEN ALLAH RAZI OLSUN
İşçilerin ilk defa tanıştıkları gazetemizi ve televizyonumuzu nasıl sahiplendiklerini gördüm. Gazetemizdeki haberlerini okumak, televizyonumuzda onlarla ilgili dönen tartışmaları izlemeleri işçilerin bizlere karşı büyük bir güven duymasını sağladı. Canlı yayına bağlanıp derdini anlatacağı tek televizyonun Hayat Televizyonu ve yaptıkları eylemleri ve taleplerini manşetten verecek olan tek gazetenin Evrensel olduğunu anladılar. İşçiler beni gördüğünde şöyle diyorlardı; “Hayat TV’den de, Evrensel Gazetesi’nden de Allah razı olsun.”