Seyr-i Mesel Sanat Atölyesi
Ciddi bir ustalık isteyen sanatlardan biri olan tiyatro, Kürtçe’yle buluşursa ne olur? Aklımızdaki bu soruyla gittik Seyr-i Mesel Sanat Atölyesi’ne. Kapıdan girdiğimizde 40 yıllık arkadaş gibi gayet sıcak karşıladılar bizi. Röportajdan önce birer sıcak çay eşliğinde sohbete başladık arkadaşlarla. Sevdikleri için bu işi yap
Sizleri tanıyabilir miyiz?
Baran Demir
Tiyatroya 2000 yılında başladım. 2002’de de Seyr-i Mesel Tiyatro Atölyesi’ni kurduk. 2002’den bu yana kendi tiyatrolarımızı oynuyoruz.
Erdal Doğan
Bir yıldan beri Seyr-i Mesel Tiyatro Atölyesi’ndeyim. Bir yıl boyunca ses, ışık gibi teknik işlerde ekibe yardımcı oluyorum.
Deniz Sal
Oyuncuyum. Yaklaşık 3 senedir Seyr-i Mesel’deyim.
Faruk Işık
Seyr-i Mesel’le iki sene önce tanıştım. Oyunculuk eğitimimi tamamladıktan sonra yeni oyunların teknik boyutunda yer alıyorum.
SÖZ KONUSU KÜRTÇE TİYATROYSA…
Seyri Mesel’i tanıyabilir miyiz?
Baran Demir
Seyr-i Mesel 24 oyuncunun kurduğu bir atölye ve 2002 yılından bu yana Kürtçe’nin Kurmancî ve Zazakî lehçelerinde yaklaşık 12 tane oyun çıkardı. Bütün olanaksızlıklara rağmen hala çalışmaları sürdürüyoruz.
Deniz Sal
Yani tiyatro yapmaya çalışıyorsunuz. Üstelik Kürtçe tiyatro… Hal böyle olunca kopmalar oluyor. Baran’ın belirttiği gibi 24 kişiyle başladı. Şimdi 6 – 7 kişilik bir ana kadroyla devam ettirmeye çalışıyoruz. Yeni arkadaşlarımız da var ama işimiz çok zor. Tiyatronun yanında dil, atölyesi, ritim atölyesi gibi çalışmalarımız da var.
Seyr-i Mesel’le nasıl tanıştınız?
Erdal Doğan
Benim tiyatroya ilgim üniversite yıllarımda başladı. Dramaturji okudum. Fakat akademinin getirdiği bir kısıtlama vardı. Tiyatroyu pratik anlamda gerçekleştiremiyorduk. Onun için Seyr-i Mesel Sanat Atölyesi benim için bir alternatif oldu.
Faruk Işık
Tiyatroya lisede başladım ve Kürtçe tiyatroyla ilgilendiğimde Deniz’le tanıştım. Deniz’in aracılığıyla da Seyr-i Mesel le tanıştım.
“ACILI BİR COĞRAFYADAYDIK, BİR BİR GÖRDÜK”
Peki neden Kürtçe tiyatro?
Baran Demir
Benim tiyatroya başlama sebebim politikti. Yani yok sayılan bir halkın diliyle tiyatro yapmaya çalışıyorsunuz. Bu çok zor bir durum. Ve elinizde bunun örnekleri yok. Kürtçe yazılmış oyunlar çok az. Bu gibi zorluklarla uğraşıyorsunuz. İlk başta politikti ama daha sonra Kürtçe tiyatroyu hissettiğim için, yapmak istediğim için yapmaya başladım.
Deniz Sal
Ben bir şekilde tiyatroya başlamak istiyordum. Sonra tesadüfen Baran hocayla tanıştık. Kürtçe’yle ilgili de bir sıkıntım vardı. Unutmuştum. Seyr-i Mesel’i biliyordum zaten. Hem oyunculuk eğitimi alırım, hem de Kürtçe’mi geliştiririm diye düşündüm. Kürtçe konuşamamanın eksikliğini ve ezikliğini yaşıyordum. Bundan dolayı Kürtçe tiyatroyu tercih ettim. Onun dışında Türkçe de oynarım, İngilizce de oynarım.
Erdal Doğan
Öncelikle Kürtçe tiyatroya yer verilmemesi… Buna yönelik kısıtlamalar, sansürler var. Seçilen metinler bizim gerçeklerimizden çok uzaktadır. Seçilen metinleri yeniden sahneleme anlayışına girdiğimizde gerçekliğimize gönderme yapma noktasında sıkıntılar yaşıyorduk. Bu bağlamda ben birkaç yıl arayış içerisindeydim. Kürtçe konuşmada, dili sanata dökmede sıkıntılarım vardı.
Faruk Işık
Benim de Kürtçe’yi tercih etmem politikti. Zaten her konuda asimile edilmeye çalışıldık. Acılı bir coğrafyadaydık. Bütün gerçekleri bir bir gördük, yaşadık. Bu şartlarda anadilimizle sanat yapabilme umudu var bende.
“MEDYA DUYARSIZ KALINCA BİZE DE BU MUHABBET DÜŞÜYOR”
Oyunlarınıza ilgi nasıl?
Baran Demir
Bir oyun ilk çıktığı zaman seyircisi bol oluyor. Yani Seyri mesel 11 yıldır ayakta durabiliyorsa seyircilerden kaynaklıdır. Fakat oyun çıktıktan iki ay sonra sonra seyirci biraz azalmaya başlıyor. Yeri geliyor 5-10 kişiye oynuyoruz. İnsanların duyarsızlıklarının yanında reklam sorunumuz var. Herkese duyuramıyoruz bunu. İstanbul’da 3 milyon Kürt varsa bizi yüz bin kişi biliyordur. Bunun yanında basının da bir ilgisizliği var. Gazetelerde ve televizyonlarda da çıkmayınca tanınmıyorsunuz tabi. Zaten Taksim’in ücra bir köşesinde küçük bir atölyesiniz. Hal böyle olunca oyunlarınızı kendi çevrenize oynuyorsunuz. Maddiyata dayandığı için tanıtımımız kısıtlı.
Deniz Sal
Zaten bu işi Kürtçe yapmamız eksi puan demek. Kürtçe olunca tamamı politik oyunlar algılanıyor. “Politik Kürt” denince de akla gelen şeyi de biliyoruz. Bundan kaynaklı bir şey var. Buna sansür mü diyelim, bilmiyorum. Yani; mail atıyoruz, telefon açıyoruz, davet ediyoruz ama ilgi görmüyoruz. Çok iyi bir şey yaptığımızı iddia etmiyoruz ama bir şey üretiyoruz. En azından buna bakılması gerektiğine inanıyoruz. Yani popüler olmayınca basın size ilgisiz kalıyor. Sadece burjuva medya değil, alternatif özgür basın da buna karşı duyarsız kalabiliyor. Ama buradaki oyunun, oyuncuların, teknik ekibin bir derdi var. Bir şey anlatmak istiyor. Medya da bunu görmezden gelince bize de bu muhabbeti yapmak kalıyor.
“TİYATRO BÖLGE HALKI İÇİN BİR LÜKSTÜR”
Ocak ayı programınız nedir?
Baran Demir
Ocak ayında; Cumartesi günleri saat 19.00’da oyunlarımız olacak. Şubat ayı için de bir turne yapmayı düşünüyoruz, eğer ortalık yatışırsa. Bu savaş ortamı dinerse biz de biraz rahatlayacağız. Bölgeye gidebileceğiz.
Peki bölgeye gitmede ne tür sıkıntılar yaşıyorsunuz?
Baran Demir
Orada bir savaş geçekliği var. İnsanlar öldürülüyor. İnsanlar sürekli alanlarda. Böyle bir ortamda nasıl gidebiliriz ki oraya? Yani, tiyatro bölgedeki insanlar için bir lükstür. Bu durumda elbette gidip oyun sergileyebilirsiniz ama biz bu durumu sindiremeyiz.
Deniz Sal
İnsanların başka derleri sorunları var. Kültürel, siyasal, ekonomik problemleri var. İster istemez lükse kaçıyor. Eğer bu problemler olmasaydı. Kürtçe sanat dalları çok daha farklı olurdu. Ama bölgedeki bu problemler İstanbul’u da etkiliyor.