21 Ekim 2008 00:00
GÜNCEL
Dün iki önemli dava görüldü. Biri Ergenekon Davası, diğeri ise 16 Mart Davası. Tarihin garip tecellisi iki dava aynı güne düşmüş.
Dün iki önemli dava görüldü. Biri Ergenekon Davası, diğeri ise 16 Mart Davası. Tarihin garip tecellisi iki dava aynı güne düşmüş.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 16 Mart Davasında sanıklar hakkında açılan dava zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldı. Müdahil vekilleri, 16 Mart günü İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin üstüne bomba atılması ve 7 öğrencinin ölüp 60a yakınının ise yaralanmasının münferit bir olay olmadığını, bugün Ergenekon Davası olarak bilinen davada adı geçen örgütün yani kontrgerillanın bu eylemi gerçekleştirdiğini, kontrgerilla örgütünün eylemlerine bugüne kadar devam ettiğini, dolayısıyla 30 senelik zamanaşımı süresinin 1978den itibaren işletilmesinin yanlış olduğunu Mahkeme heyetine anlatmaya çalıştılar.
16 Mart Katliamının kontrgerilla örgütünün işi olduğuna dair, sonradan pek çok delil ortaya çıkmıştı. Örneğin, MHPnin cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin ihtiyaçları ile ilgili görevlisi Ali Yurtaslan itiraflarını içeren bir kitap yazmıştı. Bu kitapta Yurtaslan 16 Marta atılan bombanın hammaddesini Abdullah Çatlının Yüzbaşı Mehmet Çevikel isimli birinden aldığını söylüyordu. Ayrıca, yine bir başka MHPli yetkili kişi Lokman Kondakçı ile 1979 yılının İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş arasındaki konuşmanın MİT tarafından kaydedildiği ve bu konuşma kaydının yazılı doküman haline getirildiği müdahil avukatlardan Cem Alptekin tarafından gündeme getirilmişti. Bu belgeyi dava dosyasına getirdiği için Av. Cem Alptekin hakkında gizli belge (yine devlet sırrı) açıklamak gerekçesi ile dava açılmıştı.
Müdahil avukatları yıllarca delillerin toplanmasını talep ettiler. Ali Yurtaslan, Lokmak Kundakçı, Fehmi Güneş (Fehmi Güneşin de bildiği sırlar bini aştı. Bilindiği gibi Taylan Özgürün katilini de bildiği Talat Turhan ve Taylanın kardeşi Hale Kıyıcı tarafından iddia ediliyor. Bildiklerini açıklasa herhalde kontrgerilla ile ilgili önemli gerçekler ortaya çıkacak), söz konusu belgede imzası olan MİT yetkilileri ve Yüzbaşı Mehmet Çevikelin dinlenmesini istediler. Talepler karşılanmadı. Bazı taleplerle ilgili çeşitli devlet kurumlarına yazılan yazılara alay edilircesine cevaplar verildi. Askeri bir kuruma mahkeme tarafından yazılan yazıya sigara paketi büyüklüğünde sarı not kağıdına yazılmış ve bir yetkili tarafından yazılmış cevap geldi. Askeri kurumlara yazılan yazılara yanıt veren kişilerden biri bugün Ergenekon Davasında tutuklu sanık olarak yargılanan Fikret Karadağ, bir diğeri ise yine Ergenekon Davasında yargılanan başka bir sanığın babası general idi.
16 Mart Davasının Ergenekon Davası ile birleştirilmesi için çok neden vardı ama zamanaşımından dava ortadan kaldırıldı. Dileriz, Ergenekon Davası da benzer bir biçimde sürmez. Ama, kontrgerillanın doğrudan ya da dolaylı olarak yargılandığı bütün davalar benzer bir biçimde sonuçlanıyor. Susurluk, Şemdinli, 16 Mart son örnekler.
Kontrgerilla yargılanıp cezalandırılmadan, dağıtılmadan kim demokrasiden söz ediyorsa yalan söylüyordur.
Bunun için Ergenekon Davasını izlemek ve müdahale etmek gerekir. Bu davanın da öncekiler gibi sonuçlanmasını önlemek için bir şeyler yapmak gerekir. Konu bağımsız ve adil yargıya bırakılmayacak kadar önemlidir.
Kamil Tekin Sürek