Fukuşima’da saklanan tehdit
Deprem ve ardından oluşan tsunaminin yaklaşık 8 ay önce nükleer felakete yol açtığı Japonya yeni bir skaldalın eşiğinde. Hükümet içinden bazı kaynaklar, patlamaların hemen ardından hazırlanan “en kötü senaryo” raporunun krize sebep olacağı korkusuyla gün yüzüne çıkarılmadığını açıkladıla
Deprem ve ardından oluşan tsunaminin yaklaşık 8 ay önce nükleer felakete yol açtığı Japonya yeni bir skaldalın eşiğinde. Hükümet içinden bazı kaynaklar, patlamaların hemen ardından hazırlanan “en kötü senaryo” raporunun krize sebep olacağı korkusuyla gün yüzüne çıkarılmadığını açıkladılar.
Tsunamiden dolayı zarar gören santralde reaktör soğutucularının fonksiyonu bozulmuş, hidrojen patlamalarıyla radyasyon sızıntısı gerçekleşmişti. Son olarak da radyoaktif su sızıntıların yarattığı baskıların altında kalan Japon hükümetinden santralin çalışmalarının durdurulacağı açıklaması gelmişti.
Uzmanlar Fukuşima Nükleer Santrali’nin en az Çernobil felaketi kadar zararlı olduğunu ve etkilerinin yıllar sonra anlaşılacağını söylemesine karşın santral yetkililerinden ve hükümetten açık ve net açıklamalar gelmemişti. Son olarak hükümetin nükleer santralde yaşanan gerçekleri açık bir şekilde anlattığı “en kötü senaryo”yu sakladığı ortaya çıktı.
Japonya’da İngilizce olarak yayınlanan Japan Times gazetesinin haberine göre geçtiğimiz Reaktörlerin patlamasından kısa bir süre sonra 25 Mart tarihinde Başbakan Naoto Kan’ın talebi üzerine santralde ne olup bittiğine dair bir rapor hazırlanmıştı. Hükümetteki bazı kaynakların Cumartesi günü açıkladığı üzere başbakanın talebiyle hazırlanan raporda olası “en kötü senaryo”ya da yer verilmiş ve çıkan sonuç karşısından birkaç üst düzey yetkilinin dışında belgenin tümüyle gizlenmesine karar verilmişti.
Belge, Japon Atom Enerjisi Komisyonu Başkanı Shunsuke Kondo’nun kişisel belgesi olarak 2011 yılının sonuna kadar gizlendi. Ancak felaketten ancak 8 ay sonra ortaya çıkabildi.
Belgedeki senaryoda 1. reaktör’de hidrojen patlaması olacabileceği ve bu durumda santralin etrafındaki 170 km’lik yarıçaplı bir alanda hatta daha ötesinnin boşaltılması gerektiği yazılmış. 170 km ile 250 km yarıçap arasındaki alandaki boşaltmanın ise kişilerin kendi kararına bırakılacağı yazılmış. Nüfusu 13 milyonu aşan Tokyo santrale 220 km uzaklıkta.
Mart sonunda ise 20 km’lik radyasyon çemberinin iki katına çıkartılması kararına karşı hükümet sözcüsü Yukio Edano boşaltma alanının şimdilik genişletilmeyeceğini söylemiş ve “Bu radyasyon miktarının insan sağlığı üzerinde etkisi olacağına inanmamızı gerektiren bir sebep yok” demişti. Kasım ayı itibariyle ise özellikle çocukları olan yüzlerce aile Tokyo’daki radyasyon tehlikesinden kaçmak için santralsiz bölgelere göç etmeye başlamıştı. (DIŞ HABERLER)