28 Ağustos 2008 00:00

Sözcük denizinden bakan şair


Ali Püsküllüoğlu deyince, insanın aklına hemen Türk diline kazandırdığı sözlükler geliyor. Çünkü 1966-2008 yılları arasında tam yirmi dört adet dil konusunu içeren kitap ve sözlük çalışması yapmış Püsküllüoğlu. Bunların arasında, içinde binlerce sözcük bulunan ve Türkiye Türkçesinin en büyük sözlüğü olarak anılanı da var.
1935 yılında Kadirli/ Osmaniye’de doğan Püsküllüoğlu, öncelikle şair. Çünkü, şiire on beş yaşında başlamış. İlk şiiri 1950 yılında Kadirli’de yayınlanan “Oba” gazetesinde çıkmış, bundan sonra da şiiri hiç bırakmamıştır. Mersin Lisesi’nin ikinci sınıfındayken, öğrenimine hastalığı nedeniyle son vermiş; Adana, Ankara ve İstanbul’da çeşitli işlerde çalışmıştır. Kendisini 1954 yılında İstanbul’da tanıdığım zaman Canan Bıçakçı’yla birlikte “Resimli Şairler Takvimi”ni düzenleme çabası içindeydiler. Benim de aynı yıl hazırladığım “Genç Şairler Antolojisi”nin birinci kitabına aldığım, “Çapa Vakti” adlı şiirde, Seyhan yöresinin toprak işçilerini dile getiriyordu. O dönemde şiire yeni ve yöresel sözcükler getirmesi, dilci yönünün de açığa çıkmasında bir işaret olmuştur. Gençlik döneminde oldukça sıkıntılı zamanlar geçirmesine karşın “Dar Günlerde Göğe Bakan Biri Konuşuyor” adlı şiirinin;
“Bakıyorum göğe: Kuşlar uçuyor gökte./ Bakıyorum göğe: Bulutlar./ Bir helikopter/ kentin üstünde.// Bakıyorum göğe: Uzak/ çok uzak gök.// Nice istekler gibi uzak/ nice sevgiler gibi./ Nice umutlar gibi uzak/ nice gerçekler gibi.// Bakıyorum göğe: Çılgın bir boşluk/ uzanıyor önümde.// Beni alıyor içine/ ülkemi alıyor./ Dünyayı alıyor içine/ evreni alıyor.// Gelecekler geçmişlerden daha iyi/ biliyorum./ Böyle diyenlere/ şapkamı çıkarıyorum...” dizelerinde de görüleceği gibi, umutsuzluğa düşmemiş, karamsar olmamıştır. Bu olgu, dileğini de belirttiği “Zor Günler Üzerine” adlı şiirinin; “Bir kalemim olsa gül ağacından/ sevgi yazsa özgürlük yazsa/ bu sözcükler doldursa kitapları/ kitaplar doldursa rafları/ ve hiçbiri toplanmasa” dizelerinde daha belirgin olarak görülmektedir.
1955-2005 yılları arasında on şiir kitabı yayınlayan Ali Püsküllüoğlu’nun çocuk kitapları dışında, iki anlatı, bir çeviri ve hazırladığı dört tane de antoloji bulunmaktadır.
İstanbul’da Çevre Yayınları’nı kuran Püsküllüoğlu, daha sonra Kadirli’de “Karacaoğlan” adlı haftalık bir gazete çıkarmış, uzun yıllar Türk Dil Kurumu’nda Yayın ve Tanıtma Kolu Uzmanı olarak çalışmış, Ankara Radyosu’nda dil ve kitap konusunda programlar düzenlemiş, emekli olduktan sonra da çalışmalarını evinde sürdürmüştür.
Son hazırladığı kitap ise “Kadirli Sözleri” adını taşıyan bir sözlük derlemesidir. Kitaba önsöz yazan Profesör Dr. Mustafa Canpolat, bu derleme konusundaki düşüncelerini;
“Eski Türkçe, Eski Anadolu Türkçesi ya da Çağdaş Türk Lehçeleri metinlerini okurken meslektaşlarım, öğrencilerim, benim Kadirli ağzından bildiğim bir sözcüğe takılıp kaldıklarında sık sık ‘Kadirlice bilmeden Türkoloji yapılmaz’ diye takılırdım onlara. Gerçekte herhangi bir bölgenin ağzını iyi bilmek, Anadolu ağızlarının sözcük varlığının hemen hemen yarısını bilmek demektir. Kadirli, Türkmen oymaklarının (Avşar, Yörük, Aydınlı) yaşadığı, pek çok köylerinin kapalı çevre olarak kaldığı dağ köylerinde yaylacılığın ve kışlacılığın, hayvancılığın, ilkel tarımın sürdüğü bir yer olduğu için yazı dilimizde bulunmayan pek çok sözcük bu bölgede korunmaktadır. Karacaoğlan’ın, Dadaloğlu’nun yaşadığı bu topraklar güçlü bir sözlü yazın yaratmıştır. Ağıtlar, masallar, tekerlemeler, türküler, atasözleri, sözlü geleneği canlı bir biçimde günümüze taşımışlardır. Düğünler, eğlenceler, bahar şenlikleri, kış aylarında yapılan ocak başı eğlentileri pek çok eski sözcüğün dilde korunmasını sağlamıştır. Yabancı sözcükler de halkın dilinde Türkçeleştirilmiş, tanınmaz bir biçim almıştır. ‘Yaşar Kemal Sözlüğü’ ile Kadirli ağzının ilk sözlüğünü yapan, pek çok Türkçe sözlüğün yazarı, Şair Ali Püsküllüoğlu, bu kez konuyu daha bir genişleterek bir Kadirli halk dili sözlüğü denemesi yapıyor“ diyerek belirtmektedir.
Parayla satışı yapılmayan “Kadirli Sözleri”ni, doğduğu yöreye armağan olarak hazırlayan Püsküllüoğlu, içinde yer alan birçok sözcüğün ve deyişin Yaşar Kemal tarafından kullanıldığını vurgulasa da, kitap edebiyatımız için kazanım olmuştur.
24 Haziran 2008 günü yitirdiğimiz Ali Püsküllüoğlu, “Gül Sevgili Yurdum” adlı kitabında yer alan “O” şiirinin;
“Oydu saati soran bana/ Sigaramdan sigarasını yakan/ Elleri çatlak yüzü tıraşlı / Soluğu buğu buğu çıkan// Oydu sırtında kâğıt taşıyan/ Harç karıyordu gördüm/ Pazarda küfeci işlikte çırak/ Bir günde birkaç yıl yaşayan// Oydu ta derinden kömür çıkaran/ Demir-Çelik’te ağır işçi/ Hastanelerde hapsanelerde yatan/ Tarlada ırgat vapurda ateşçi// Oydu tezgâhlarda kumaş dokuyan/ Dalyanda ağları çeken/ Uçakları trenleri kaldıran/ Yorgun güleç onurlu” dizelerinde olduğu gibi, hem hayatı boyunca emeğiyle yaşamış, hem de emeği ön plânda tutmuş bir sanatçıdır. Çalışmalarıyla dilimize güç verdiği için dilimiz serpilip yetkinleştikçe o da yaşayacaktır.
Güngör Gençay

Evrensel'i Takip Et