02 Temmuz 2008 00:00

Elektrik enerjisinde politikasızlığın politikası - 2 -

Elektrik enerjisinde de planlama ve tüketim tahminleri diğer gereksinimlerde olduğu gibi gelişigüzel yapıldığı için ülke kaynaklarının elektrik şirketlerince adeta soyulmasına seyirci kalınıyor

Paylaş

Üretim planı gelişigüzel yapılıyor
Üretim-tüketim (arz-talep) dengesinin sağlanması yapılan bir dizi işlemin yanı sıra çok önemli ön çalışmaları da zorunlu kılar. Adım adım bunları incelersek:
1-Ülkemizdeki ekonomik, sosyal, kültürel gelişmişlik ve koşullar dikkate alınarak, esas olarak Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından yapılan planlama çerçevesinde çeşitli etkenler göz önüne alınarak uzun dönem yıllık talep tahminleri yapılır. (İşin bilimsel yanı böyle olmasına karşılık ülkemizde uzun yıllardan beri planlama bir yana bırakıldığından elektrik enerjisinde de planlama ve tüketim tahminleri diğer gereksinimlerde olduğu gibi gelişigüzel hazırlanmaktadır.)
2-Yıllık talep tahminleri baz alınarak aylık tüketim tahminleri hazırlanır.
3-Aylık tahminlerden yola çıkarak günlük tüketim tahminleri yapılır. Günlük tüketim tahminlerine esas verileri oluşturması gereken ve ilgili yönetmeliklerde de bu durum açıkça belirtilmesine karşılık Dağıtım Bölgelerinin tüketimlerinin belirlenmesi henüz yapılamamaktadır. Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.(TEDAŞ)’a bağlı Elektrik Dağıtım Şirketleri özelleştirilmeyi bekledikleri için asli işlerini yapamaz noktaya sürüklenmişlerdir. TEDAŞ tarafından dağıtım sisteminin enerji talebi hazırlanacak ve bu talep ile “özel tüketici” denilen büyük tüketicilerin talepleri birleştirilerek toplam talebe ulaşılacaktır.
4-Günlük tüketim tahminleri gün içindeki talep değişimleri dikkate alınarak saatlik şekilde çizelgelere dökülür ve bir önceki gün internet üzerinden ilgililere duyurulur.
5-Konunun muhatapları (elektrik üretim şirketleri, elektrik ticaret şirketleri vs) saatlik tüketim tahminlerine ve kendi özel durumlarına uygun olarak karşılanması gereken bu saatlik talep için kendi arz miktarlarını fiyatlarıyla birlikte bildirirler.
6-Toplanan arz miktarları; talebin karşılanması, fiyatı, enterkonnekte sistemin koşulları, varsa bölgesel, yöresel teknik sorunlar, hem iletim hem de dağıtım sistemindeki yapılacak programlı bakımlar, “diğer zorunluluklar” vs dikkate alınarak ve belli bir önem sırasına dizilerek tahminde bulunulan talep miktarları karşılanıncaya kadar alınması suretiyle üretim programına dahil edilir.
7-Saatlik olarak satın alınmasına karar verilen üretimleri ucuzdan pahalıya doğru sıralayarak, önceden öngörülerek duyurulan saatlik tüketim tahmin değerine ulaşınca liste doldurulur. Böylece bulunan fiyat o saat için belirlenmiş fiyat olup o saat için üretim yapacak tüm santralar için geçerli olur.
8-Bu yöntemle oluşturulan liste kesinleştirilip günlük üretim planı hazırlanır. Hazırlanan bu liste aynı zamanda o listede yer alan üretim şirketleri için üretim taahhüdü anlamına gelir.
9-Her hangi bir nedenle (üretim tesisinde arıza, iletim tesisinde arıza v.b.) üretim şirketleri taahhüt ettikleri üretimi gerçekleştiremezlerse onların yerine diğer başka santrallerden fazla üretim yaptırılmak veya başka üretim tesislerini devreye almak suretiyle ek üretim yaptırılarak sistem dengesi sağlanır.
10-Bir üretim tesisi için üretim programı verilmeyip ama istenirse üretim yapılabileceği (emre amadelik) bildiriliyorsa bunun anlamı gün içinde ihtiyaç olursa ve o santrale üretim yaptırılırsa, üretimin karşılığı olarak o saat için oluşan fiyattan başka ve o fiyata ek olarak daha önce belirlenen “emre amadelik” ücreti de ödenir.
11-Bunlara ilave olarak bölgesel veya daha dar kapsamlı olmak üzere yöresel anlamda kısıtlılık koşulları vardır. Genel anlamda kısıtlılık “bir bölgede herhangi bir nedenle iletim, üretim veya dağıtım darboğazının oluşması” demektir. Oluşan darboğazlar o bölgedeki tüketicilerin elektrik enerjisine ulaşmalarını engeller, bunun doğal sonucu olarak istenmeyen kesintiler yaşanır. Bu türden kesintileri önlemek amacıyla “kısıtlılık analizleri” yapılarak eğer varsa o bölgelerdeki santralara, daha pahalı olmasına ve normal koşullarda talebin karşılanması için yapılan çizelgelerde yer almamasına karşın üretim yaptırılarak pahalı fiyata bakılmaksızın enerji alınır. Ancak her nasılsa oluşan veya oluşabilecek kısıtlılıklardan o bölgelerdeki santral yöneticilerinin haberleri olur. Bunun doğal sonucu olarak da o santraller için önerilen fiyatlar çok fazla olabilir.
12-Kısıtlılık adından da anlaşılacağı gibi bir bölge için geçici bir durumdur ve yılda birkaç defa ancak oluşması beklenir. Fakat ülkemizde bu uygulama elektrik üreticileri için bir fırsat olarak değerlendirildiğinden nerdeyse süreklilik kazanmış ve kısıtlılık durumları sıradan normal bir işletme koşuluna dönüşmüştür. Böylece istisnai durumlar genelleştirilerek olağanın çok üzerinde karlar edinilmeye başlanmıştır.
13-Bazı durumlarda ülke genelinde arzda sorunlar yaşanabilir. Bunun için en iyi örnek genellikle kış aylarında yaşanan doğal gaz sıkıntısı nedeniyle üretimlerdeki düşüşlerin olduğu dönemlerdir. Ülke genelinde eğer varsa doğal gaz sıkıntısı olduğunu herkes bilmekte ve üretici şirketler bunu olağanüstü kârlı dönemler olarak karşılamaktadırlar. Söz birliği etmişçesine tüm şirketlerin üretim ve diğer fiyatları birden yukarıya doğru fırlamaktadır. Burada EPDK’nın ülke çıkarları adına devreye girmesi beklenir. Ama böyle olmamakta, koşullar ne kadar olağanüstü olursa olsun, soygun ne kadar büyürse büyüsün kimsenin aklına önlem almak gelmemekte, ülke kaynaklarının elektrik şirketlerince soyulmasına adeta seyirci kalınmaktadır. Bu yetmezmiş gibi gizli olması gereken enterkonnekte sistem ile ilgili “piyasayı etkileyebilecek bazı bilgiler” her nasılsa üretici şirketlerce biliniyor olsa gerekir ki fiyatlar böylesine değişken olabilmektedir.
YARIN: Sakıncalı durum
ÖNCEKİ HABER

Sivas’ın acısı dinmedi

SONRAKİ HABER

Sivas katliamını unutmadık

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa