12 Haziran 2008 00:00
Rejisör Atıf Yılmaz
Türkiye sinemasında başarılı yönetmenlerin arasında Atıf Yılmaz yer alır. 50li yıllardan itibaren sinemanın gelişmesinde önemli katkısı olmuştur. Yılmaz, 5 Mayıs 2006 tarihinde yaşama veda etti. Arkasında bıraktığı filmleri ile sinemaseverlerin gönlünde yaşamını sürdürüyor usta yönetmen...
Türkiye sinemasında başarılı yönetmenlerin arasında Atıf Yılmaz yer alır. 50li yıllardan itibaren sinemanın gelişmesinde önemli katkısı olmuştur. Yılmaz, 5 Mayıs 2006 tarihinde yaşama veda etti. Arkasında bıraktığı filmleri ile sinemaseverlerin gönlünde yaşamını sürdürüyor usta yönetmen...
113 filme imza attı. Atıf Yılmaz ile ilgili Müjde Arslan tarafından derlenen Rejisör Atıf Yılmaz adlı kitap çalışması Agora tarafından yayımlandı. Arslan, yaptığı çalışma Atıf Yılmazın yönetmenliği ve sinemaya bakışı hakkında okuyucuya önemli bilgiler sunuyor. Kitapta Yılmazla yapılan röportajlar ve Yılmazın sinemacılığı ile ilgili yazılar yer alıyor. Röportajlar ve yazılar Türkiyede sinemacılığın da tarihinden önemli kesitler sunuyor.
Sendikalaşmak gerek
Yönetmenle Orhan Kemalin 1952 yılında yaptığı röportaj ise en eski röportaj. Yapılan röportaj Yılmazın, sinema ile ilgili görüşlerini açıklaması, hem de sinema emekçisinin durumunu anlatması bakımından önemli. Bir de röportajı yapanın Orhan Kemal olduğunu bir kez daha hatırlatalım! Röportajın başlığı ise, Sendika kurarak hak ve haysiyetleri sermayedara karşı savunmak lazım!
Röportajda sorulan ilk soru ve cevap şöyle: Elinizdeki teknik imkanlarla kifayetli, sanat anlayışı üstün, kaliteli filmler çevirmekten sizi men eden nedir?
Birçok sebep. Bunların başında sermaye sahibinin peşin hükümleri gelir. Koyduğu sermayeyi süratle çıkarmak gayesini birinci planda gören sermayedar, filmin mutlaka tutunması ister. (s.1)
Röportajın son sorusu ve soruya verilen cevapta, sinema emekçilerinin günümüzde de önemli bir sorunu olan örgütlenme sorunu üzerinde duruluyor. Şu halde bu işi nasıl başarmalı? İyi artistin yetişmesi paraya mütevakkıf bir iş olduğuna ve sermayedar da muayyen bir ücretten fazlasını vermeye kendisini mecbur tutmadığına göre...
Anlıyorum. Bu işin de kolayı var. Garp memleketlerinde olduğu gibi, artist ve rejisörlerin hatta senaristlerin, birer sendika kurarak, hak ve haysiyetlerini sermayedara karşı savunmaları lazım. Londrada sendikanın müsaadesi olmadıkça değil hariçten artist, ne bir köpek hatta ne de bir kuş alıp rol verilmezmiş. Düşünün, böyle tesirli sendikalarımız olsa, prodüktöre karşı nasıl bir kuvvet olurduk! Tabii her hak bir vazife karşılığı olacağına göre, prodüktör de ödeyeceği yüksek ücrete karşılık artistlerde her isteyeceğini bulmak isteyecektir. Karşılıklı külfet ve nimet çekişmesinden de filmciliğimiz faydalanacaktır. Sinemanın halk eğitimi bakımdan ne kadar tesirli ve yaygın bir vasıta olduğu su götürmediğine göre, üzerinde ne kadar durulsa yeridir. (s.3)
Proleter Kürt
Atıf Yılmazla yapılan diğer röportajların da sinema ile ilgili ilginç ve birbirinden güzel konulara değindiğini bir kez daha tekrarlayalım. Atıf Yılmaza verilen rejisör lakabını da açıklamış Yılmaz. Tabii Atıf Yılmazla ile yapılan röportajlar ve Yılmazın sineması ile ilgili yazılan yazıları bir araya getirerek derleyen Müjde Arslanın işi o kadar kolay olmamış. Atıf Yılmaz, arşivden aranacak en zor yönetmendir diyen Arslan, bu düşüncesini şöyle açıklıyor sunum yazısında: Ne yazık ki Türkiyede gelişkin bir arşivciliğin, kamuoyuna sunulan iyi bir kütüphanecilik hizmetinin olduğu söylenemez.
Gündem gazetesinde bir dönem muhabirlik yapan ve Marmara Üniversitesi Sinema Bölümünde yüksek lisans öğrenimini sürdüren Arslan, Atıf Yılmazı, gerçek bir zanaatçı olarak tanımlıyor. Yılmazın pek bilinmeyen bir başka özelliğini de şöyle ifade etmiş sunum yazısında: ...Elazığın Palu İlçesine mensup Kürt bir ailedendir. Bu çok bilinmez. Söylemek Güzeldir (Afa Yayınları, Mayıs 1995) adıyla anılarını yayınladığı kitapta, Kürt beylerinden Bedirhanilerden olan ikinci eşi Ayşe Şasanın (Yılmazın Cemo, Utanç, Yedi Kocalı Hürmüz, Köroğlu, Kozanoğlu filmlerinin senaristidir) kendisine kah proleter Kürt, kah asimile Kürt diyerek takıldığını yazar...
Son olarak Arslanın derlediği kitap çalışmasının, Yönetmen Atıf Yılmazın sinemaya bakışını, Türkiyede sinemacılığın seyri hakkında kitap okuyucusu için önemli bir kaynak olma özelliğini taşıdığını belirterek yazımızı bitirelim.
Şerif Karataş