02 Şubat 2012 10:10

İstatistiklere asılı yetki

Çalışma Bakanlığının bugünlerde sendikal örgütlülüklere dair açıklayacağı istatistikler merakla bekleniyor.Söz konusu istatistiklerin 2009’dan bu yana açıklanmadığını hatırlatayım.Ama bu merakın tek başına bundan kaynaklanmayacağını da belirteyim. Ayrıca mesele “Karmaşık, tespiti zor” bir şeyden

İstatistiklere asılı yetki
Paylaş
Hüseyin Deniz

Çalışma Bakanlığının bugünlerde sendikal örgütlülüklere dair açıklayacağı istatistikler merakla bekleniyor.
Söz konusu istatistiklerin 2009’dan bu yana açıklanmadığını hatırlatayım.
Ama bu merakın tek başına bundan kaynaklanmayacağını da belirteyim. Ayrıca mesele “Karmaşık, tespiti zor” bir şeyden de kaynaklanmıyor.
Bu durumda üç yıldır istatistiklerin neden açıklanmadığı sorusu ister istemez bu “merak” vesilesiyle önem kazanıyor. Aynı durum üç yıl boyunca sendikaların neden açıklanmasını istemedikleri için de geçerli...
Bugünkü teknolojik imkanlar, Maliye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verileri ile toplu sözleşme kayıtları göz önüne alınırsa sendikal örgütlülüğü tespit hiç zor değil.
O zaman sendikal istatistikler neden 3 yıl sonra açıklanıyor? Veya üç yıl boyunca neden açıklanmadı? İhtimallere bir göz atmakta fayda var:
      - Sendikalar , hükümetin ( Çalışma Bakanlığı) istatistiklerle oynamasından endişe ediyor.
- Hükümet, birçok sendikanın yetkisini kaybedeceğini biliyor;
a) Sendikalara istediği doğrultuyu vermede yaptığı pazarlıktan güçlü ayrılmak istiyor.
b) Var olan sendikaların (birçoğu) yetkilerini yitirmesi durumunda karşı bir cephe açmak istemiyor
c) Mevcutta kontrol edebildiği sendikaların yetkisini kaybetmesi durumunda, ortaya kontrol dışı bir örgütlenme arayışı doğabilir, bunu istemiyor.
Şimdi bu ihtimallerin hangisinin daha imkanlı olduğuna bakalım.
Öncesinde şu notu düşmek gerekiyor sanırım; sendikalarda hükümet de birbirini yakinen tanıyor. Bu durumda bu beklenti (merak) neyin nesi? Fırtına öncesi sessizlik mi?
Bunun için genel tabloyu şöyle bir hatırlamakta fayda var.
1) Dünyada : Emek-sermaye cephesinde güç ve kazanımlar emek aleyhinde gelişiyor. Sermayenin manevra gücünde aktiflik dikkat çekici. Örgütlülük düşüşte. Yani sendikalar güç kaybediyor. Sermaye küreselleşirken, emek cephesi lokal ağırlıklı. İş yerleri küçülmekte, dağılmaktadır.
2) Türkiye’de: Bunlara ek olarak ; mevcut yasalar ve uygulamalardan kaynaklı olarak örgütlenme kumpasta. Örgütlü olmak talebi bir suç olarak algılanıyor. Sendikal hareket işverenlerin aksine çok parçalı. Sendikalarda demokrasi hiç de iyi işlemiyor. Dayanışma iyice azaldı. Kastlar oluşmuş durumda sendikacılık meslek olma yolunda. Kayıt dışı çok yaygın. İşsizlik büyük oranlarda
3) Hükümet cephesi; ekonomide yüzde 85 büyümenin ( ne demekse ) reklamıyla güçlüler. Devlet içindeki etkinliği artıyor. Daha önemlisi dayandığı kesimler
4) (çalışanlar kısmı) sendikalara ihtiyaç duymuyor. Sermaye kesimi ise sendikayı zaten istemiyor.
5) Sol muhalefet ise daha toparlanamadı. Şimdi gelelim ihtimallere... sizce hangi olasılık daha güçlü ya da imkanlı?  

*1 No’lu F Tipi Cezaevi A4-10 İzmit / Kocaeli

ÖNCEKİ HABER

Albay Çillioğlu’nun ölümü: İntihar değil, cinayet

SONRAKİ HABER

Alavere, dalavere sendikalar baraj altına

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa