22 Mayıs 2008 00:00

Ankara kaynıyor

Yargıtay, AKP Hükümeti’ne tepki göstererek Anayasa Mahkemesi’ni etkilemeye çalışma hevesinin sonucu etkilemeyeceğini bildirdi.

Paylaş

Yargıtay, AKP Hükümeti’ne tepki göstererek Anayasa Mahkemesi’ni etkilemeye çalışma hevesinin sonucu etkilemeyeceğini bildirdi. Yargıtay Başkanlar Kurulu bir bildiri yayınlayarak, yeni anayasa ve yargı reformu hazırlıkları ile kapatma davasına karşı girişimleri nedeniyle hükümete sert çıktı.
AKP’den “siyasi kuruluş”, hükümetten “yürütme erki” olarak bahsedilen, “yandaşları” ifadesi kullanılan bildiride, “ısrarlı bir biçimde ve sistemli olarak yargı erkinin bağımsızlığının hazmedilemediği, tarafsızlığı sağlama adı ve aldatmasıyla yürütmeye yandaş, onu koruyup kollayan ve onun tarafından denetlenen bir yargının oluşturulmasının amaçlandığını belgelemeye yettiği” ifade edildi. Yargıtay bildirisinde, “Asla unutulmamalıdır ki, insanlık tarihi böylesi güdümlü yargı ile varlığını sürdürebilen, bireyini güvenli ve mutlu edebilen ve uygarlık yarışında başarılı olabilen hiçbir millet ve devlete tanıklık etmemiştir” denildi. “Bir yıla yakın süreçte ve özellikle son zamanlarda, giderek artan bir biçimde yargı erkine yönelik ve hukuk devleti olma ilkesiyle bağdaşmayan sistemli saldırıların Cumhuriyetin temel ilkelerini zedeler hal aldığı” değerlendirmesinin yapıldığı bildiride, “Süreklilik gösteren bu davranışlar, toplumun, çözüm bekleyen sorunlarının ve gerçek gündeminin ötelenmesine, gelişimine harcanması gereken zamanın gereksiz biçimde yitirilmesine neden olur hale dönüşmüştür” ifadesine yer verildi.
‘Toplumsal mutabakat’
Yargıtay Başkanlar Kurulu bildirisinde, “Anayasa’nın kimi hükümlerinin yenilenmesi konusunda oluşan genel kabulden yararlanılmak suretiyle bir siyasi görüşün istek ve direktifi doğrultusunda bütünü değiştiren bir taslak hazırlattırılarak ‘en doğru ve en çağdaş Anayasa’ tanımlamasıyla kamuoyuna sunulduğu” ifade edildi.
Anayasaların en geniş toplumsal mutabakatla, tartışma ve uzlaşma ve sahiplenmelerle hazırlanması gerekeceğinin “göz ardı edildiği” görüşüne yer verilen bildiride, “Böylece ilk ciddi gerilim, beklenmedik bir zamanda ve hiç de gerekli olmayan yöntemle gündeme yerleştirilmiştir” denildi.
‘İddianame kurumsal’
Bildiride, “Tüm gelişmeleri izleyip değerlendiren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa’nın ve yasaların kendisine yüklediği sorumluluğun gereği ve tezahürü olarak yasal yöntemle topladığı kanıtlara dayanmak suretiyle bir siyasi parti hakkında iddianame düzenleyerek Anayasa Mahkemesi nezdinde yargılama ve müeyyide talebinde bulunmuş; ne var ki talebin muhatapları ve onların yandaşları, iddianamenin kurumsal olduğu gerçeğini göz ardı ederek, akla, mantığa ve hukuka aykırı tavır, söylem ve yazılarla ve hatta çoğu suç teşkil eden davranışlarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nı toplumun tepki ve husumetini muhatap kılmaya yönelmişlerdir” ifadesi kullanıldı.
Bu davranışların yargılamanın sonucunu etkilemeyeceği belirtilen bildiride, “Süreçte, Anayasa’nın 138. maddesi hükmünü göz ardı eder bir sorumsuzlukla, yargıyı etkilemeye yönelik tavır, davranış ve görüş açıklamaları artan bir hızla sergilenmiştir” denilerek yargıyı etkilemeye yönelik davranışlar eleştirildi. Bildiride, “Yargı huzurunda kendini ve siyasi teşekkülünü hukuka uygunluk içinde savunmak, ithamların asılsızlığı inancına sahip olunuyorsa kendi karşı kanıtları ve gerekçeleriyle iddiaları çürütmek yerine ‘dilediği her şeyi yapabilme yetkisini halktan aldığı’ gibi şaşırtıcı bir inançla yargıyı ve mensuplarını halka şikayet ederek, hedef göstererek, hatta yabancı kişi ve kuruluşların yardım ve katkılarını sağlayarak Türk yargısını etkileme niyet ve gayretine girmek suretiyle açılan kapatma davasında lehe sonuç alma heves ve yöntemleri sıklıkla denenir olmuştur” denildi. (HABER MERKEZİ)

AKP’den zehir zemberek açıklama

Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun AKP’yi hedef alan sert bildirisinin ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile görüştü. 1 saate yakın görüşmenin ardından Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, “Yargıtay’ın bildiri yayımlamaya hakkı yoktur. Bildirinin içeriği sorunludur. Yargıtay kapatma davasını etkilemeye çalışıyor. Yargıtay tarafsızlığını yitirmiştir” açıklamasında bulundu.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ise bildirinin gereksiz ve siyasi olduğunu söyledi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, “Böyle bir açıklama yapmayı gerektiren bir olgu ortada yokken, böyle bir açıklama yapmanın mantığını anlayamıyorum. Bu bildiri tam ‘dam üstünde saksağan’ olmuştur. Bildiride yargının yürütmenin güdümüne sokulmak istendiğine dair bir ifade var. Ne yürütme ne de yargı diğerinin güdümünde değildir ve olmamalıdır. Bu zamana kadar olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır” diye konuştu.

DSP’den ‘yargıyı etkileme’ tepkisi

DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın AKP’nin kapatılması davasına ilişkin dile getirdiği ve basında ‘üçüncü yol’ olarak adlandırılan görüşlerini değerlendirirken, “Mahkemenin sürdüğü aşamada, mahkemeye yol gösteriyor gibi olmak, gerçekten hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, demokrasinin kurallarına da uygun değil” dedi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sezer, yargının bağımsız kalmasının, siyasi etkilerden uzak kalmasının sistemin de güvencesi olduğunun altını çizerek, “Ne yazık ki son dönemde hukuka müdahalenin, yargıya müdahalenin, hatta yargıyı siyasallaştırmaya çalışmanın emarelerini görüyorum” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)

AP Sosyalist Grubu: ‘Kapatma davası demokratik değil’

Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalist Grup Başkan Yardımcıları Hannes Swoboda ve Jan Marinus Wiersma, AB reformlarının laikliği güçlendireceğini belirtirken, AKP hakkındaki kapatma davasının “demokratik olmadığı”nı söylediler.
Türk gazetecileri ile bir araya gelen Swoboda ve Wiersma, Türkiye’nin daha güçlü bir laik yapıya kavuşması için AB reformlarının önemine vurgu yaparken, AB reformlarının ülkeyi daha demokratik bir yapıya kavuşturacağını ve laikliği güçlendireceğini söylediler.
ABHaber’e göre, AP Sosyalist Grup yetkilileri, AKP’ye yönelik kapatma davasını demokratik bulmadıklarını ifade ederken de halkın büyük bir çoğunluğu tarafından demokratik olarak seçilmiş bir partinin hukuk süreciyle kapatılma girişimini AB’nin kabul edemeyeceğini ifade ettiler. AP Genel Kurulu’nda görüşülen Türkiye raporunun, reformların devamının önemini vurguladığı için “kritik” ama tam üyelik perspektifinin altının çizildiği için de “olumlu” olduğu belirtildi.
ÖNCEKİ HABER

Selah Tersanesi kapatıldı

SONRAKİ HABER

EMEK GÜNLÜĞÜ

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa