29 Nisan 2008 01:00

Adapazarı’nda, DTP’lilerin düzenlediği etkinliği basmaya çalışan ülkücü grubun eylemi nedeniyle 65 yaşındaki Ebubekir Kalkan yaşamını yitirdi.
Adapazarı-İzmit-Sapanca üçgeni Ergenekon Operasyonu ile tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün Kocaeli İl Jandarma Alay Komutanı olduğu dönemde gerçekleşen iş adamlarına yönelik suikastlarla gündeme gelmişti. Bölgede daha önce de pek çok saldırı ve provokasyonun gerçekleşmiş olmasına rağmen, gerçekleştirenler hakkında hiçbir işlem yapılmamıştı.
Ülkücü provokasyon can aldı
Adapazarı, önceki gece DTP’lilere yönelik linç girişimi ile yine gündeme geldi. Daha önce de benzer linç girişimleri ile gündeme gelen Adapazarı, kamuoyunda şeytan üçgeni olarak bilinirken, faili meçhul cinayetlerin en çok işlendiği yerler arasında yer alıyor. Ergenekon Operasyonu ile tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün Kocaeli İl Jandarma Alay Komutanı olduğu dönemde şeytan üçgeni olarak adlandırılan yer, Kürt iş adamlarına yönelik yapılan suikast ve öldürmeler ile gündeme gelmişti.
Linç girişimine yönelik Sakarya’da valilik ve emniyetin tutumu da tartışma yarattı. Vali, olayı “münferit olarak” yorumladı. Emniyet Müdürlüğü de internet sitesinde, yaşanan olayı “şehit yakınlarının DTP’yi protesto ettiği” şeklinde verdi. Linçte 65 yaşındaki Ebubekir Kalkan, geç müdahale yapılması nedeni ile kurtarılamadı.
Ambulans geç geldi
Adapazarı’nda, DTP’lilerin etkinlik düzenlediği düğün salonunu basmaya çalışan ve zamanla sayıları 500’e kadar çıkan ülkücü grubun eylemi, yaklaşık 6 saat sürdü. Önceki akşam saat 20.00’den itibaren düğün salonunun önünde toplanan kalabalık nedeniyle içeride mahsur kalan 400 dolayındaki DTP’li, saat 01.50 sıralarında otobüslere bindirildi.
“Barış ve Kardeşlik Şöleni”nde yaşanan linç girişimi, Sakarya Emniyet Müdürlüğü sitesine haber olarak girdi. Sitede yer alan haberde, “DTP’nin gece düzenlediğini öğrenen bir grup şehit yakınının DTP’yi protesto etmek istediği” ifadesi yer aldı.
DTP Milletvekili İbrahim Binici’nin aradığı Sakarya Valisi Hüseyin Atak’ın ‘Münferit bir olay dağıtırız’ dediği ülkücü saldırının faturası ağır oldu: Bir kişi öldü. Sakarya İl Emniyet Müdürü Faruk Ünsal, olayın yaşandığı düğün salonundan DTP’liler tahliye edilirken, ‘Bu kitle sağlıklı bir şekilde evine ulaşacak’ diye güvence verdi; ancak polis nezaretinde yola çıkan DTP’lilerin araçlarına yapılan saldırıda araçların camları kırıldı, 2 kişi çeşitli yerlerinden yaralandı. Şölene katılmak üzere düğün salonuna gelen ve aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların da bulunduğu kitleden özellikle kadın ve yaşlılar fenalaştı.
İçeride mahsur kalanlardan bayılanlar olurken, Van Özalp doğumlu 65 yaşındaki Ebubekir Kalkan kalp krizi geçirdi. Kalp krizi geçiren Kalkan için ambulans istendi. Kalkan, zamanında müdahale edilmediği için kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.

Şeytan üçgeni: Adapazarı-İzmit-Sapanca

Son dönemde yaşanan linç girişimleri ile gündeme gelen Sakarya, 1990’lı yılların ortalarından itibaren yaşanan faili meçhullerle gündeme gelmişti. Özellikle Kürt iş adamlarının en çok öldürüldüğü yer, “Adapazarı-İzmit-Sapanca” üçgeni olmuştu. “Adapazarı-İzmit-Sapanca” üçgeni kamuoyunda da “şeytan üçgeni” olarak adlandırılmıştı.
Ergenekon Operasyonu ile tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün Kocaeli İl Jandarma Alay Komutanı olduğu dönemde gerçekleşen iş adamlarına yönelik suikastlar sonucu bazı iş adamları yaşamını yitirmişti. Güneydoğu’da çok sayıda faili meçhul cinayetle ilgisi olduğu öne sürülen Veli Küçük’ün, JİTEM’in kurucusu olduğu iddia ediliyor. İsmi Susurluk kazası ile duyuldu. Kazada ölen Abdullah Çatlı’nın, son telefon görüşmelerinden birini Küçük’le yaptığı belirlenmişti. Susurluk’un kilit isimlerinden Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın kullandığı cep telefonunun da Veli Küçük’ün Giresun Jandarma Bölge Komutanlığı görevini yaptığı sırada adına kayıtlı olduğu ortaya çıkmıştı. Küçük, araştırma heyetine, ‘istihbarat temini için’ konuştuğunu söylemişti.

‘Ölümün sorumlusu hükümettir’

Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu: Sakarya’da gerçekleşen olaylarda güvenlik güçleri, ülkücülere büyük bir hoşgörü göstermiştir. Halkların provokatif bir şekilde karşı karşıya getirilmesine bir biçimde zemin hazırlayan bu tutumun görmezden gelinmesi, aslında hükümetin de bu soruna yaklaşımının bir sonucudur. Özellikle de daha önce bu tür saldırıların yaşandığı bu kentte yasadışı tutuma izin verilmesi, dikkat çekicidir. Burada yaşanan ölümün sorumlusu şüphesiz ki hükümettir.

Binici: Krizden 45 dakika sonra hastaneye götürüldü

Olay sırasında şenlikte bulunan DTP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, emniyetin tutumunu eleştirdi. Gazetemize konuşan Binici şunları söyledi: “Emniyetin tutumu çok kötüydü, Sivas’ı düşündüm orada. Provokasyon ortamı hakimdi. Ancak kitlemizin sağduyusu provokasyonu engellemiştir. 65 yaşındaki Ebubekir Kalkan hastaneye geç götürüldüğü için yaşamını yitirmiştir. Krizden 45 dakika sonra hastaneye götürüldü. Polis Siirt’te olduğu gibi burada da beni engelledi. Bütün yaşananlar ülkenin başbakanının partimize bakış açısının yansımasıdır. Başbakan, parti genel başkanını muhatap almıyorsa kolluk kuvvetleri de aynı şekilde davranıyor. Olaylar sırasında devlet diye bir şey yoktu. Kesinlikle Başbakan’ın görüşlerinin yansımasıdır. Başbakan’ın sorumsuzluğudur.”

Lütfen değil gerçek tutum alınmalı

İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, düşünce ve örgütlenme üzerinde “sivil baskı yaratılmak” istendiğini belirterek, olayda devlettin kolluk kuvvetlerinin ‘lütfen’ diyerek yaşanan saldırıyı önlemeye çalıştığını kaydetti. Öndül, “Demokratik haklarını kullanan kişilerin, bu haklarını kullanmalarına yönelik bir saldırıdır. Ama güvenlik güçleri genellikle seyirci tutumu takınıyorlar. 1993 yılında Sivas katliamından bu yana devletin gelebildiği yer en fazla ‘lütfen demek’ biçiminde olmuştur. Bu daha önce örneklerini yaşadığımız katliamların gerçekleşebilir olduğunu gösteriyor” dedi.
Devletin hukukun üstünlüğü ve demokrasi ilkesini yaşama geçirmesi gerektiğini ifade eden Öndül, “Devlet, hoşuna gitmeyen fikir sahiplerinin fikirlerini ifade etmelerine saygı gösterecek. Devlet, bu tür saldırgan gruplara karşı ikircikli değil net ve açık tutum takınmalıdır” diye konuştu.
Şerif Karataş

Evrensel'i Takip Et