11 Nisan 2008 00:00

Doğu Sanayi Sitesi köle pazarı gibi


Yoksulluk, işsiz sayısının büyüklüğü gibi pek çok nedenle kötü çalışma koşullarını kabul etmek zorunda kalan işçiler köle gibi çalıştırılıyor. Tek dertleri evlerine bir parça ekmek götürmek. İşten atılmak tek korkuları. Sahip çıkmaları, geçindirmeleri gereken aileleri var. Patronlar ise tüm bu koşulları sonuna kadar sömürmek için ellerinden geleni yapıyor. Sigortasız çalıştırdığı işçiyi gözünü kırpmadan kapının önüne koyabiliyor.
1983’ten bu yana Yenibosna’da kurulan Doğu Sanayi Sitesi’nde de aynı düzen hüküm sürüyor. Sitede 13 blokta 264 küçük ölçekli atölye bulunuyor. Tekstilden oyuncağa birçok sektörde faaliyet yürüten işletmelerin içinde torna tesviye, plastik ve demir döküm atölyeleri başı çekiyor. Sanayide yaklaşık 2 bin işçi çalışıyor. Patronun gözünde ise 2 bin köle. Gözlerini bürüyen kâr hırsı işçilerin koşullarını görmüyor. Emekli ve genç işçi çalıştırmak patronların ilk tercihi. Birkaç aydan sonra kapının önüne koymak için çok fazla gerekçe gösterebiliyorlar çünkü, açık açık ‘Sigorta yaptırmıyorum’ diyemedikleri için. Durumdan hoşnut olmayan işçiler, üzerlerindeki baskıdan dolayı haklarını arayamıyorlar.
Zenginlik kağıt üzerinde
30 yıl tekstilde çalıştıktan sonra emekli olan Mehmet Giresun, geçim kavgasına devam etmek zorunda kalmış. 4 çocuk babası olan Giresun, 700 milyon maaşla geçinmenin imkansız olduğunu vurguluyor. “Çalışsak da çalışmasak da aynı, iyiye giden bir şey yok” diyen Giresun, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası’nı (SSGSS) eleştirdi. AKP Hükümeti’nin çalışanları yıldırmak ve haklarını gasp etmek için elinden geleni yaptığını öfkeyle anlatan Giresun, şimdiye kadar verilen bütün hakların teker teker geri alındığını söyledi.
Ortaya çıkan siyasi ve ekonomik bütün sorunlara hükümetin uygulamalarının neden olduğunu belirten Mehmet Usta, “Milli gelirin artması seni nasıl etkiledi” sorumuza da şu yanıtı veriyor: “O büyüme bize yansımaz. Kağıt üzerinde bizi zenginleştiriyorlar. Zenginler daha zengin oluyor, fakirler iyice fakirleşiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar sonuçta bu bozukluklar 80-90 yıldır düzeltilmedi.”
SGGSS işçiye zulümdür
Bir diğer tekstil işçisi Osman Orhan’ın söyledikleri de pek farklı değil. “Canlılık var diyorlar, ekonomi iyiye gidiyor diyorlar ama hepsi sözde kalıyor. Görünürde hiçbir şey yok” diyen Orhan, iki yılda sadece bir kez maaşlara zam yapıldığını söylüyor. “Milli gelirin arttığı söyleniyor fakat bu bize hiç yansımıyor” şeklinde konuşan Orhan, SSGSS’nin ise işçiye zulümden başka bir şey olmadığını anlatıyor. Orhan, yaşam ortalamasının 70 yıl olduğunu hatırlatarak “65 yaşına kadar sağ kalırsak inşallah emekli oluruz” diyerek tepkisini dile getiriyor. Hükümetin ve yetkililerin daha fazla çaba sarf etmesini isteyen Orhan, halktan yana politika yapılması gerektiğini ekliyor sözlerine.
Gözümüz açık gideceğiz
51 yaşındaki Hayrettin Sarıboğa, 35 yıldır işçi. Daha konuşmaya başlamadan dert yanmaya başlıyor Hayrettin Usta. 10 yıldır sigortası olduğunu 6 çocukla yaşam mücadelesi verdiğini söylüyor. Ekonomik darboğazdan dolayı 6 çocuğundan sadece 2’sini okutabilen Hayrettin Usta, aldığı maaşın daha eve girmeden tükendiğini anlatıyor. Geleceğe dair tüm umutları tükenmiş Hayrettin Usta’nın, “Gözümüz açık gideceğiz. Maaşımıza iki yılda yapılan zam 100 YTL. Gel de isyan etme” diyor. 3 kişi çalıştıkları halde zar zor geçindiklerini kaydeden Hayrettin Usta, çıkarılmak istenen SGGSS’ye karşı olduğunu dile getiriyor. “Ölsek de emekli olamayacağız. Şimdiye kadar hiçbir iktidar biz işçileri aklına bile getirmedi. Seçimlerde seviliyoruz sonra dövülüyoruz” şeklinde konuşan Hayrettin Usta , gülerek “Ağlanacak halimize güler olduk” diyor. Sistemin yanlışlıklarına dair daha anlatacak çok şey olduğunu belirten Hayrettin Usta, sorunun çözümünün birlikte hareket etmekten geçtiğini söyleyerek “Birlikten kuvvet doğar” diyor. (İstanbul/EVRENSEL)
Emre Seyrek-Kıvanç Terzi

Evrensel'i Takip Et